mim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Aralık 2017 Cuma

Mim - Kendimi tanıtayım

Beni tanımak isteyeceğinizi düşünmüyorum ama bir mim buldum ben de yazarak kafamı dağıtmaya karar verdim.Karamsar biriyimdir, konuşmayı da beceremem. O yüzden yazmaya çalışayım ben en iyisi.

Kaç yaşımdayım, Mesleğim?

38 yaşımın son demlerini yaşıyorum. Saçımda teyzemden çok beyaz var. Ki teyzem eşini kaybetmiş, altı çocuk doğurmuş, torun torba sahibi. Siz düşünün yaşını. Ama benim beyazlar teyzeminkileri döver.
Mesleğim; sekreterlik. Ve ben işimi hiç sevmediğimi defalarca söyledim. Nezih bir şirkette çalışıyorum ama işleyişi sevmiyorum. Emekliliğe de daha çok var maalesef. Yani ya bu deveyi güdecem , ya güdecem.

Nerede yaşıyorum? En sevdiğim yerin fotoğrafını paylaşabilir miyim?

Doğma büyüme İskenderunluyum. Burayı seviyorum. Ama artık tebdili mekanda hayra alamet vardır sözünü yaşamak istiyorum.


Geçenlerde eşimin sabah balığa çıktığında çektiği bir kareyi paylaşayım sizinle. Sahilimiz güzeldir. Evimize de yakındır. Hemen hemen tek yaptığımız aktivitedir sahile çıkmak.

Günlük hayatta beni mutlu eden şey nedir?

Eğer sabah çocukları okula bırakırken tartışmamışsam, işe geç kalmamışsam, iş yerinde bağzı kişilerin sesini duymamışsam, eve geldiğimde beni bekleyen işler yoksa, kızım ödevlerini erken bitirmişse benden mutlusu yoktur. Mesela geçen gün Ela'nın bebeğine ördüğüm elbise bile beni çok mutlu etti.


En sevdiğim meşguliyetim/ hobim nedir?

Sanırım uzun zamandır kendim için bir şey yapmıyorum. Hobilerimi unuttum. Sürekli koştururken buluyorum kendimi. Mutfakta zaman geçirmeyi seviyorum. Bahçem olsa çiçekler ekmek isterdim. Örgü örmeye çalışıyorum ama ellerim uyuşuyor. Üretebildiğim her şey beni mutlu ediyor aslında.

Evimin en sevdiğim köşesi.

Böyle bir köşem yok maalesef. Çünkü evde gerçekten artık değişiklik yapmanın zamanı geldi. Sehpamı yazın boyadım Ela yeterli bulmadı sanırım, eklemeler yaptı. Duvara bişeyler yapıştırmaktan, boyaları söküldü. Onçün bu soruyu es geçiyorum.

En sevdiğim kitap ve ondan bir bölüm.

Son zamanlarda okuduğum en güzel kitaplar Azra Kohen'e ait.

"Din artık bugün, maalesef, salakların beynini kalıplarla yıkamak için, gelişmemiş ülkelerdeki uyanıklarca kullanılan bir silah haline gelmiş durumda."


"Bir toplumun gelişmesi için anneye yani kadına, o toplumu doğuracaklara saygı mecburiyettir."



Şahit olduğum bir mucize


Şahit olmadım ama olmak istediğim mucize, yeni yılda kallavi bir zam almak. Çünkü geçen sene yatırım yapıyoruz bahanesiyle zamdan nasibimizi alamamıştık.  Sanki bize yatırım yapıyorlar. Ha bir de malum şahsın istifası gerçekten mucizenin karesi gibi bir şey olur.

En çok görmek istediğim ülke.

O kadar çok ki. Singapur en başta, Avrupa'nın komplesi. Adalar falan... Ama bir pasaportum bile yok.

Bana göre en büyük başarım.

Pek öyle büyük bir başarım yok ama 10 yıldır aynı iş yerinde çalışabilmek bir başarı sanırım.

Ölmeden önce mutlaka yapmak istediğim şeyler.

Bol bol seyahat etmek, bahçesi olan bir eve taşınmak, kızlarımın üniversiteye gittiklerini görmek, onları ziyaret etmek ve okudukları şehri beraber keşfetmek, mezun etmek, mutlu birer işleri olduğunu görmek, emekli olmak :), zayıflamak, estetik... liste uzar gider.

Mutlu haftasonları.

13 Aralık 2017 Çarşamba

Gümbür gümbür gel 2018

Sevgili Yurdagül hocamın bloğunda görüp, tamamen içimden geldiği için yazacağım bu mimi. Çünkü şu son 2 yıl gerçekten bizi dibe çekti. Yeter artık küllerimizden yeniden doğmak istiyorum. Zaten tipik bir balık burcu olduğum için hayal kurmakta üstüme yoktur.

Sevgili 2018,

Lütfen kulaklarını iyi aç ve beni dinle!

Öncelikle sağlık istiyorum. Artık kayıp falan da istemiyorum. Yeter yeterince üzücü bir yıl geçirdim. Sevdiklerimi kaybettim nolur bizi sevdiklerimizle sınama. Annem iyileşsin, ITP belasını başımızdan defet lütfen.

Para istiyorum senden. Eşimin eski işyerinden alacağı tazminatı versinler istiyorum artık. Hatta fabrika yeniden faaliyete geçsin kocam eski işine dönsün, kendine gelsin istiyorum. Çünkü eşim geçen bu süreçte çok yıprandı.

Huzurumuz daim olsun istiyorum. Gördüğümüzden geri kalmayalım yeter. Fazlasında gözüm yok.

Çocuklar. Onları tüm kötülerden kötülüklerden koru. Yeterince kötü var zaten dünyada. Onlarla uğraş. Çek elini masum yavrucaklardan. Onlar hep mutlu olsunlar.

Yani paramızı alırsak yeni ev istiyorum. Ya da 200 m2 olan arsamıza küçük bir ev yaptırmak istiyorum. Olmadı mı? O zaman oturduğumuz evde köklü değişiklikler yapmak istiyorum.

Spor yapmak istiyorum, kızlarımla birlikte. Hatta estetik yapsam ne süper olur. Yeni bir ben istiyorum. Enerjik, kendine güvenen, bağırmayan, sabırlı, kızlarına yetebilen bir anne olmak istiyorum.

Güzel bir tatil istiyorum. En son Ela ya bile hamile değildim tatile gittiğimizde. 4 sene oldu.

Çok çok okumak istiyorum.

Bir de işyerimdeki malum şahsın defolup gitmesini istiyorum. Mucize olur bu ama, ya tutarsa.

Ben saldım evrene mesajlarımı. Gerçekleşmesi için elimizden geleni yapmaya geldi sıra. Bana ve tüm sevdiklerime gelsin bu dileklerim. Cevaplamak isteyenleri de beklerim.

Sevgiler
Alıntıdır


8 Şubat 2017 Çarşamba

Challenge #15. #16. #17 gün ve çelınc biter

On beş yaşındaki birine vereceğin nasihat ne olurdu?



Çok okumasını, kitapla dost olmasını söylerdim.









Kağıda bir şey çiz ve bize göster.


Üstün resim yeteneğimle hayalimi çizeyim bari :)








2017'de olmasını çok istediğin bir şey.

Eşimin işlerinin eski haline dönmesini ve bu sıkıntılı günleri geride bırakmayı istiyorum. Ve de Ece'nin ürtikerinin sebebini öğrenip çözümünü bulmak istiyorum.




                                                              THE END


Çelınc biter. İşe geri dönülür. En kısa zamanda diğer postumla aranızda olacağım efenim.
Esen kalınız.

31 Ocak 2017 Salı

Challenge #13. ve #14. gün

10 yıl sonra nerede, nasıl yaşamak istiyorsun?

Buna hayalimde ulaşabilirim zaten :)
Bana bu yeter.
10 yıl sonra büyük ihtimal Elifim üniversitede olacak, Ela'da lise.Tabi ben de emekli :) Deniz kıyısında            ( Karaağaç'ta) küçük bir evimiz olsun istiyorum. Annemlere yakın. İçini minimalist bir şekilde döşemek, bahçesiyle uğraşmak istiyorum. Örgü örmek, bol bol okumak istiyorum. Eşime bir tekne almak ve onu balığa büyük bir umutla uğurlamak istiyorum. Sonra kızımı hangi şehirde üniversite okuyorsa yanına gidip ziyaret etmek istiyorum. Ve tabiki eşimle seyahatlere çıkmak istiyorum. İsteyenin bir yüzü vermeyenin :)









Keşke arkadaşım olsa dediğin ünlü kim?

Wuu zor soru bu yaw. Şeyma Subaşı :P  Hayatı laylaylom. Sürekli tatil modunda. Takıl ona hayatını yaşa. Şaka bir yana Yılmaz Özdil ve Cem Yılmaz'ın arkadaşı olmak isterdim.

28 Ocak 2017 Cumartesi

Challenge #11. ve #12. gün

Dolabındaki en eski kıyafet ( fotoğrafı ve anlamı)

Aslında bundan da eskisi vardı ama dolabımda değil, bazadaki hurçta. (Bir kazak, kot bir elbise, bol paça beyaz bir pantolon. Kızıma saklıyorum.) Bu abiyeyi kardeşimin düğünü için 2005 te İzmir'den almıştım. Çok net hatırlıyorum 300 liraya almıştım o zaman.Maaşım da hemen hemen o kadardı. Fıstık yeşil midir, uçuk yeşil midir ne deniyorsa o renk. O zamanlar 40 bedendim. Şimdi ise 40 beden olmak için neler vermezdim. (Ama bende bu gırtlak varken peeh. Mesela bu postu yazmadan önce aşağıdaki fırından tahinli çörek alıp çay eşliğinde mideme indirdim.) Hayatımda iki defa giydim. Kardeşimin düğününde ve daha sonra da patronumun kızının Mardin'deki düğününde. Ondan beridir dolapta duruyor. Bir kaç abiyem daha var böyle dolapta duran. Kınamda giydiğim bakırımsı yanık kahvemsi elbise. (Renk tanımlamasında kötüyüm sanırım.)Kayınbiraderimin düğünü için aldığım saks mavisi elbise. Bir çılgınlık anı bekliyorum gözümü karartmak için. Az kaldı hissediyorum dolaptaki işgallerine son vereceğim.  Fotoğrafı akşam çektim, hatta alarm kurdum unutmamak için. O yüzden çok net değil kusuruma bakmayın.






Son 10 yılda hayatında neler değişti?

Evlendim :) O sıralar Te.... Ltd Şti. ndeydim. Sonra patronlar ayrılma kararı aldı. Biri beni yanında götürmek istedi. Babam olarak bildiğime bunu dile getirince "git kızım" demişti. Ve benden böyle çabuk vazgeçtiği için hep gönül koydum. Sonra Öz... Lojistik'e geçtim. Bir buçuk sene çocuk hem istemedik hem de olmadı. Daha sonra işyerimdeki bazı değişiklikler yüzünden başka bir yerden gelen teklifi değerlendirdim ve Ya... Group'a transfer oldum. 2008 den beri buradayım. İş görüşmesine geldiğimde çocuğumuz olmadığını ve düşünmediğimizi söylemiştim ama daha bir ay geçmemişti ki hamile olduğumu öğrendim. İşyerimde bazıları tarafından pek hoş karşılanmasa da senemi doldurmadan doğum iznine ayrılmak zorunda kaldım. Elif Ece'm ailemize katıldı. Kızım 40 günlüktü iş kaybetme korkusu yüzünden işime geri dönmüştüm. İlk düldülümüzü aldık. Araba sürmeyi baya bir geliştirdim, öyle ki eşimin ve kızımın şoförlüğünü yapıyordum. Elifim kreşle tanıştı. İkinci prensesim de 2014 de hayatımıza katılınca, artık çalışmam diye düşünüyordum. Ama hayat sen plan yaparken sana gülüyormuş. Bakıcımız Hülya abla da katıldı aramıza. İlk düldülümüzü değiştirip yeni bir araba almaya karar verdik ve aldık da. Tabi kredi de çektik biraz. Herşey yolunda giderken , benim değil de eşimin işyerinde son bir yıldır herşey durdu. Bu da hayatımızı baya olumsuz bir şekilde etkiledi. 1,5 yıl sonra bakıcımızla yollarımızı ayırdık. Okul başlayınca eşimin işleri de yoluna girer diye düşünmüştük ama olmadı. Bu sene dayımızın eşi çocuklara bakabileceğini söyledi. Artık Alin ile Nida'da bizimleydi. Hala işyerinden gelecek olumlu bir haber bekliyoruz. Eşim çıkışını talep ettiyse de verilmedi. Bakalım 2017 bize ne süprizler sunacak? Son 10 yılda artık evli, iki prenses ve kredi borcu hala devam eden araba sahibi bir kadınım. Ama çok şükür bu zor süreci çok güzel atlattık eşimle. Neredeyse çok az tartıştık. Ela ile çok ilgili. Ev işlerinde baya bir yardımcı oluyor artık bana. Birbirimizden uzaklaşmak yerine birbirimize daha çok bağlandık. Her şerde bir hayır varmış gerçekten.

26 Ocak 2017 Perşembe

Challenge #9. ve #10. gün

Göç etmek zorunda kalsan yaşamak için seçeceğin ülke.

Ülke değiştirmeme gerek olduğunu düşünmüyordum, son zamanlara kadar. Memleketimi severim, cennet gibi bir yerde yaşıyorum tek şikayetimiz yazın aşırı sıcaklar. Buna rağmen hep Ege'de yaşamak istemişimdir. Yine bir kasabada, denize yakın bir yerde ya da İzmir'de.
Ama artık ülkem çocuklarım için yaşanmayacak duruma geldi. Onlar için göç etmek isterdim. Ben çocukluğumdan beri Singapur hayaliyle yanıp tutuşurum. O zamanlar Barış Manço'nun Dünya Turu diye bir programı vardı. Orada izlemiştim ve temizliğine hayran kalmıştım. Singapur'da yaşanır mı, standartları , olanakları nelerdir bilmiyorum ama, Avrupa'da  yeşili çok olan bir ülkeye de göç etmek isterdim mesela ; halamızın yaşadığı Linz olabilir. Sonra Deli Anne'nin paylaştığı muhteşem fotoları görünce İskoçya.  En son olarak çocuklarımın adam gibi eğitim alabileceği, eğitim sisteminin örnek gösterildiği Finlandiya'da karar kılıyorum.

Asla unutmak istemediğin anın.

Kızlarımın doğum anlarını, onların gelişlerini beklerken ki anlarımı, onlarla ilk buluşmamızı hiç unutmayacağım sanırım.
Ece'yi doğurmak için doğum öncesinde yapılan hazırlıkları, açılan damar yollarını, çok susadığımı ve çorabımı çıkarmak istemeyişimi hep hatırlayacağım. Ece'yi ilk defa doğum perdesinin üzerinden bana el sallarken görmüştüm. Doktorumuzun böyle bir şey yapmasını hiç beklemiyordum. Tepemden bana bakan Ece ve doktorun seslendirmesi " merhaba, ben geldim annee ". Tek damla yaş süzüldü gözümden.

Ela'da daha tedirgindim. İşlemler daha uzun sürdü. Yan tarafa bakmamı istediklerinde görmüştüm Ela'yı. Ona çirkin deyişimi ama odada ilk gördüğümde ise söylediğimin aksine pembe, güzel mi güzel minik yavrumu görünce içimde kelebeklerin uçtuğunu hiç unutmayacağım.

Fotoğraflarını paylaşmak isterdim ama telefonun galerisini geçenlerde aktardım.

25 Ocak 2017 Çarşamba

Challenge #7. ve #8. gün

Eğer bir hayvan olsaydın hangisi olurdun?

Ahanda kesinlikle bundan olurdum: Tembel Hayvan



"Bu canlılar memeliler arasında günlük en az enerji yakanların başını çeker. Bir dakikada yaklaşık olarak 50 cm hareket hızına sahiptir. Otuçuldur ve günde yaklaşık olarak 18 saatini uyuyarak geçirir. Uyanık olduğu müddetçe yaprak yer ve küçük miktarlarda hareket eder. Oldukça az yaprak yer ve bu onu doğaya en saygılı memeli ünvanı almasını sağlar. Vücut ısısı oldukça düşüktür. Boşaltım yapmak ve sindirim atıklarını atmak için haftada bir defa yere inerler."

Bir daha ki hayatında kim olmak isterdin?

Bunu hiç düşünmemiştim. Böyle bir şans verileceğini hiç düşünmediğimden olabilir. Türkan Saylan olmak isterdim. Birden geldi aklıma.

24 Ocak 2017 Salı

Challenge #5. ve #6. gün

Her zaman ve bazen özlediğin iki şey:

Bazen özlediğim iki şey
1 - Bekarlık günlerim : Hayatı artık çocuklara endeksli olarak yaşadığımız için bazen plansız programsız kararlar alabilmek, evden çıkmadan onlarca şey hazırlamadan çıkabilmek, gönlünce alışveriş yapmak ..
2 - Çocukluk arkadaşlarım. Artık hiç biriyle görüşmüyoruz. Neden derseniz saçma sebeplerden. Hepsi başka yerlere gidip evlendiler. Ve artık hiç bişey eskisi gibi değil.

Her zaman özlediğim iki şey
1 - Kızlarım.
2 - Tembellik :)

Hatırladığın en eski anını anlatır mısın?

Kaç yaşında olduğumu hatırlamıyorum. 6-7 falan olmalıyım. Dişim sallanıyor ve annem müdahele ediyor. Peki nasıl? Dişime ip bağlayarak!İşkence gibi. Annem ne kadar korkusuzsa ben de bir o kadar tırsağımdır. Bir defasında elini bırakmadığımı hatırlıyorum dolayısıyla o da ipi çekemedi. O sırada misafir mi geldi nedir, dişimi bağladığı ipi mutfakta sebzeliğe bağladı. Kaç saat orda bekledim bilmiyorum. Salaklık da var serde. Söküp kurtulabilirim ama annemden tırsıyordum. Salya sümük bekledim misafirler gidene kadar. Sonra da acı son yaklaştı ve galip tabi ki annem.
Resme bakarken bile içim bir acayip oluyor. (Görsel alıntıdır)



23 Ocak 2017 Pazartesi

Challenge #4. gün

Etrafındakiler hangi sorunun çözümü için sana gelirler?

Bilir kişi olduğum bir konu yok ama, genelde tarif konusunda danışırlar bana. Kitap tavsiyesi için de fikrimi soran olur ama çözebileceğim bir husus bulamadım ben yaw.

Fikir soran çok da, çözüm soran yok mu hiç acaba? Vardır da öyle şak diye sorunca, ben tıkanıp kaldım. Bizim patrona ait bir hastanemiz var dolayısıyla genelde dr ve randevu işi için bana gelen çok. Evet evet bu konuda çok yardımcı olmuşumdur.

Başkaaa; işyerinde genelde pek samimi olan :P doğumgünlerini ben organize ederim.

Eğer birşey alınacaksa (genelde ev ile ilgili )bana sorarlar çünkü araştırmasını güzel yaparım. (Geçen gün ki yediğim turşu kazığını saymazsak.)

Sanırım çözümden çok sorun yaratan bir tipim :)


22 Ocak 2017 Pazar

Challenge #3. gün

Hayatın bir kitap / film olsa türü ve adı ne olurdu?

Öyle bir şey yazacağım ki, beni okuyan tanıyan herkes ne alaka diyebilir. Şu açıdan ne alaka; yani  yazacaklarımın hiç birinde yetenekli değilim, iddialı değilim. Ben bir dergi olmak isterdim. İçinde örgü olsun, yemek olsun, pasta olsun, çiçek, bahçe olsun, çocuk olsun, dekorasyon olsun, küçük pratik bilgiler, evde kendin yapacağın projeler, gezdiğin yerler, tatiller olsun. Sevgili Ayda bir kitap çıkarıyor, nasıl sıcak, nasıl insanı içine alan bir kitap. Onun gibi insanın eline alınca yüzünde kocaman bir gülümsemeye sebep olan bir dergi olmak isterdim.

Açıp açıp okuyacağın, evinden hiç eksik etmeyeceğin, yeni sayılarının çıkmasını dört gözle beklediğin rengarenk bir dergi.

Adı da nolsun? Küçük Dokunuşlar Büyük Mutluluklar olabilir. Şimdi geldi aklıma.

21 Ocak 2017 Cumartesi

Challenge #2. gün

Kalbimi kazanmanın beş yolu:

- Benim yerime düşünüyorsan, (Çünkü bazen bende kafa gerçekten duruyor. Karar veremiyorum, çözüm üretemiyorum, yılıyorum. )

- Yaptıklarımı, emeklerimi takdir ediyorsan; takdir dediysem madalya, plaket falan beklemiyorum. Ama eğer bir şeye zaman, efor harcamışsam buna özen göstermen ruhumu sana teslim etmeme sebep olabilir.

- Yükümü hafifletiyorsan, ( yapılacak bir sürü işim varken, bir kaçının yapılmış olduğunu görmek, ben yaparım sen keyfine bak demek, çocukları bazen benim yerime dışarı çıkarıp bana yalnız zaman bahşetmek...)

- Samimiysen,

- Bir de TATLI. En büyük zaafım. Sen bana güzel bir tatlı yap, ne olursa farketmez. Ama çikolatalı olanlar favorimdir. Oldu da bitti kalbim senindir.

20 Ocak 2017 Cuma

Çelınclara gel hanııım

Bu da bir ilk benim için. İlk defa katılıyorum. Elime yüzüme bulaştırmadan, günü gününe cevaplayabilirim inşallah. Şebnem'de ilk gördüğümde yapsam mı diye düşünüyordum, sonra başka bloglarda görünce vira bismillah dedim.

İşte çelınc'ın sahibesi; Sonik Hanım


Challenge #1. gün
Beş sözcükle kendimi anlatayım.

Ben kendimi pek sevmeyen biriyim maalesef. Kendimle ilgili olumlu kelimelerim yoktur pek.

1. Tembel / Üşengeç
2. Merhametli
3. Hayalperest
4. Öfkeli / Ses tonuna hakim olamayan
5. Sulugöz / duygusal da dersek umarım kotayı aşmamış oluruz.

Ben hergün bir soruyu cevaplamaya çalışacağım. 

30 Kasım 2016 Çarşamba

2017'ye Doğru Hayaller Dilekler Hedefler

Bu sabah aymadı bir türlü gün. Önce Aladağ'daki felaket, sonra usta tiyatrocu Erdal Tosun'un ölümü. Yürekler yandı yine. Allah sabır versin.
                      ----------------------------------------------------
Ben bir balık burcu olarak gerçek dünyayla zaten pek işi olmayan biriyim. Bırakın hayal kurayım, dilek tutayım, hedef koyayım ama balık burcunun tembelliği yüzünden de hiç birine kavuşamayayım :)

Sevgili Handan mimlemiş. 

SORU 1. Kimse mükemmel değildir ama yine de eksikleri düzeltmek mümkün. Huylu huyundan geçmez mi dersin? Yoksa şu huyumu değiştirsem hiç fena olmaz mı? Nedir o huyun? 2017 için kendinde değiştirmek istediklerin neler?

Benim kendimde en beğenmediğim nedir diye sorsanız , sadece bir huyum yok ki değiştirmek istediğim. Bağırabilme potansiyelim, sürekli ağlayabilme huyum, alınganlığım da cabası. Tembelliğimi söylemeyeyim. Bir de iradesizliğimi ekledik mi bu kadarcık yeter sanırım. Allahım ne uyuz biriymişim ben yahu.

SORU 2. Meşhur Alaaddin'in Sihirli Lambası oldu ya kucağına düştü. Ve tabi ki 3 dilek hakkı verdi. Dikkatli düşün, klavyenden çıkan her cümleyi gerçeğe dönüştürebilir. Ne dilerdin?

Üç dilekle bitirebilir miyim işi bilmiyorum. 
Eşimin işlerinin düzelmesini isterdim.
Daha ferah yaşayabileceğimiz bir ev isterdim.
Ve çocukların ölmediği bir dünya isterdim.

SORU 3. Şimdi gerçek hayata dönüyoruz, evin, çocukların, kendin, kedin.. için yeni yılda neler yapmak var aklında? Şimdiden düşünelim ki, yeni yıl kapıda hazırlıksız yakalanmayalım :)

Öncelikle güzel bir tatil yapmak isterdim. Buna gerçekten ihtiyacımız var. Evimi eşyadan azad etmek isterdim. Kızlarımın birini kreşe, diğerini etüde ve yabancı dil kursuna yollamak isterdim. ( Çünkü eve gelip evi bıraktığım gibi bulmamak çok sinir bozucu). Kendim için de zayıflayabilmeyi isterdim. 

SORU 4. Piyangodan büyük ikramiye çıksa hepimiz dünyayı gezeriz değil mi? Sen neler yapmak isterdin? Bir de şöyle düşün, o istediklerin için çok para şart mı? Belki de değildir.

Piyangodan para çıksa önce borçlarımızı öderdim. Küçük bir bahçesi olan ev alırdım. Bahçesinde köpeğimize ve kocamın teknesine de yer olsun isterdim. Pasaport çıkartırdım. Gerisini bankaya koyar, belkide artık çalışmazdım.

SORU 5. Para para para. Para harcamadan da gerçekleştirebileceğin hayallerin vardır elbet. Haydi onları da paylaş, bekliyoruz. 

Para olmadan yapılabilecek hayallerim arasında örgü örebilmek, bisiklet sürmek, bahçe işleriyle uğraşmak  isterdim. 


Ben de DeeptoneAnne Kaleminden ve Anne Gözüyle bloglarını mimliyorum. 

12 Ekim 2016 Çarşamba

Uzun zaman aradan sonra MİM

Gerçekten baya uzun zaman oldu mimlenmeyeli. Sevgili Turgay Aksoy mimlemiş beni.  Çok güzel konulara değinir, özellikle harika seyahat yazıları yazar kendileri. Kesinlikle uğramalısınız bloğuna.


1. Nasıl blog yazmaya başladınız?

Bloğum bana kızımın iki yaş hediyesi olarak bir arkadaşım tarafından hazırlandı. Şu anda kendisiyle görüşmüyoruz maalesef. Bloglara bakar hep imrenirdim. Ne güzel şeyler yapıyor, paylaşıyor insanlar derdim. Bir gün bir mail aldım ve içinde kızım için hazırladığı bloğun adresi, şifresi, herşeyi bildiren bir dosya vardı. Şimdiye kadar aldığım en anlamlı hediyeydi. Sevgiler burdan kendisine, umarım herşey yolundadır hayatında.

2. Bloğunda daha önce yazmadığın bir tarzda yazacak olsan bu ne olurdu?

Bloğumda genelde sıradan şeyler yazıyorum, günlük hayattan. Yani bir tarzım olduğu söylenemez. Ama siyaset ve tarih içeren şeyler yazmak isterdim. Bu konuda bilgili olmak, araştırmak ve öğrendiklerimi de korkmadan yazabilmek isterdim.

3. Bloglarda okumayı en çok sevdiğin konular nelerdir?

Ben çok kasmadan, içinden geldiği gibi yazan her tür konuyu okumayı seviyorum. Yazılarına espiri katanlara ise bayılıyorum. Ama seyahat konuları daha çok ilgimi çekiyor. Fotoğraflara bakarken o fotoğrafı çekenin hep kendim olduğumu düşünüyorum.

4. Hayatta en çok yapmak istediğin üç şey nedir?

Bunu üçle sınırlayabilecek miyim bilmiyorum. Yapmak istediğim o kadar çok şey var ki. Hatta taslaklarda geçen bununla ilgili  yazdığım bir yazı beklemekte

- Bahçeli bir evde yaşamak. Ekip biçmek, bahçesinde bir köpek beslemek, bir hobi edinmek.
-Seyahat etmek
-Kızlarımı yurtdışında okutmak.

Tabi ki Şebo'yu ve Handan'ı mimliyorum.

31 Ekim 2013 Perşembe

Basit hayallerimle geldim ben.

Geleli bir hafta oldu, mimlendim. Ben bir balık burcuyum ve maalesef en öne çıkan özelliklerimden biridir hayal kurmak. Hatta eşimin dalga konusudur sürekli uyarmak gereği duyduğu; “ realist ol hacı!” Bu mimi cevaplayanların bazılarını okudum da, insanlar döktürmüş. Güldüreninden tut, düşündürenine kadar, seni yazının içine çekeninden tut, hayal alemine daldıranına kadar harika bir mim yazmışlar. Hele de beni mimleyen Maviye İz Süren.  Çok ama çok güzel yazmış. Kalemine sağlık arkadaşım. Benim yazım eminim ki çok basit kalacak. Zaten daha yazıya nasıl başlayacağımı hatta ne yazacağımı bile bilmiyorum.

Benim hayalim klasiktir. Hep şöyle bir kare var gözümün önünde.  Ben bir EV HANIMIYIM.  (Ev hanımı olduğuma göre emekli değilimdir muhtemelen ama hayalde varsın emekli olayım. Çünkü ikinci çocukla birlikte işten ayrılma gibi bir hayalim var benim.) Çocuklarım okuldan geleceği için onlara güzel bir kurabiye ya da kek yapmışım. Evde mis gibi bir koku. Ev tertemiz, düzenli. Hiçbir şey yarım yamalak yapılmamış. Hatta hobim olsun, öreyim , dikeyim, boyayayım. Kapı çalar kuzular gelir. Evde herkes mutlu, herkes huzurlu.  Ve ben daha sabırlı. Evet bu sabır mutlaka olmalı hayalimde. Mutfakta günün özeti geçilir . Sonra babamız gelmeden sofra hazırlanacaktır. Kuzular ödev başına anne güzel bir sofra kurmaya. Hatta mevsimlerden sonbahar olsun. Dışarısı hafif soğuk olsun ama ev sıcacık. Evin ısısı gülücüklerden yayılıyor olsun, huzurdan, mutluluktan, güvenden.



Sonra bir bahçemiz olsun,kedimiz olsun, köpeğimiz olsun, hafta sonu gelsin ben bahçemle ilgileneyim, babamız balığa çıksın. Kuzular da oyun zamanında muzur olsunlar biraz ama çok iyi anlaşsınlar. İyi ki sen benim kardeşimsin desinler birbirlerine. Baba balıktan gelsin akşama taptaze balıklar bizi beklesin. Sevdiklerimiz hep yanımızda olsun. Sağlıklı olsun herkes.

(Kuzular yerine hep kızlar yazmak geçiyor aklımdan nedense. Ama hayal mi yoksa niyet mi :D bilemedim. )Büyüsünler, sevdiği  işleri  olsun.  Tüm çocuklar büyüsün, onlara bişey olmasın. Onlar masum. Çocukları kullanmasınlar.  Savaşmış kanmış bitsin artık. Neyin savaşıdır bu? Nedir paylaşamadıkları? Şu yüzyılda açlıktan ölenler var hala.  Zeki insanlar, dahiler bu sorunlara yorsun kafalarını, bildiklerini ticarete dökmeden.  İşsizlik denen şey olmasın. Herkes kazansın, evine ekmek götürsün.  İnsanlar konuşmasını bilsin, üslup nedir öğrensin. Kalp kırınca kimsenin başı göğe ermiyor farketsin.  

Vergi olmasın, hep bana hep bana olmasın.  Kilo derdi hiç olmasın. Herkes zayıf olsun. Marka olmasın.Topuklu ayakkabı olmasın. Sınıf olmasın. Gurur, kibir, intikam, hor görme olmasın. 

Biz de kocamla o yer senin, bu yer benim gezelim olmaz mı?

Çok mu fazla şey istiyorum yoksa ? Sanırım hayalden başka yerde olmaz benim bu isteklerim.  Bu yazıyı bitirip yayınladıktan sonra, keşke şunu da yazsaydım diye bir sürü şey gelir aklıma kesin.

Hayallerini kim paylaşmak ister bizimle?
Anne kaleminden
Oytun'la hayat

Hayallerinizle gelin bize :)
Sevgiler



5 Mart 2013 Salı

Bir kitap - Bir mim

Böyle bir kitabı bu zamana kadar nasıl okumamışım ben? Siz bir de bendeki cahilliğe bakın. Bu kitaba bir iki yıldır bloglarda rastlıyorum. Çok okunan, çok beğenilen, çok tavsiye edilen bir kitap. Dolayısıyla yeni çıkan bir kitap olduğunu sanmam çok da anormal değil değil mi? Hemen okunacaklar listeme eklemiştim. Oysa yazarı ilk faili meçhul cinayetlerden. Yazık.

Geçen nette gezerken aklıma geldi ve yine e-kitap olarak indirip okumaya başladım. Zaten çok kalın bir kitap değil. İlk gün kitabın neredeyse yarısını okudum. Çünkü öyle bişey ki, Raif efendinin iç dünyasını öyle merak ediyorsunuz ki, elinizden bırakamıyorsunuz kitabı. Öyle güzel anlatılmış ki, yalnızlığı, tasvirleri, aşkı... Şahsına münhasır biri.

Basit bir hayatı var sanıyorsunuz  ama içinde ne fırtınalar koptuğunu bilmiyorsunuz.

Bir insan nasıl kendini insanlardan bu kadar soyutlayabilir?
Bir insan işe yaramadığını düşünüp nasıl herşeye boşverebilir?
Bir insan aşkını kaybetme korkusuyla nasıl itiraf etmekten korkabilir?
Bir insan aşkı nasıl bu kadar derin yaşayabilir?

Hala en çok okunanlar listesinde yer alması çok güzel. Kesinlikle kitaplığıma katmalıyım bu kitabı.
Şimdi sıra yazarın diğer kitaplarını okumakta.

***************************************************************************

Gelelim Bahar'ın mimine.Geciktirdiğim için kusuruma bakma olur mu arkadaşım?

1- En son kime yalan söyledin? Neden?

Benim işim yalan. Bağlamayı unuttuğum her telefon için bir yalanım vardır :)

2- Biz okumuyoruz farz et, kendine bir itirafta bulun..

Bazen ben bile kendime tahammül edemiyorum.

3- En son severek okuduğunuz kitap hangisi?

Tabi ki yukarıda tam olarak kendimi , duygularımı ifade edemesem de Kürk Mantolu Madonna.

4- Şuan istediğin işi mi yapıyorsun?

Asla. Bloğumu okuyan herkes bilir işimden nefret ettiğimi.

5- Öleceğini bilsen ömrünün son zamanlarını nerede, kimle geçirmek isterdin?

Öleceğimi bilsem, hayatı kendime zindan ederdim sanırım. Hergün ağlamaktan ölüm tarihini kesin öne çekerdim. Ama diyelim ki, ölüm haberiyle birlikte ben tüm pesimistliğimi de yitirdim. Tabi ki her zaman hayalini kurduğumuz denize yakın, bahçeli küçük ama mutlu evimizde ailemle geçirmek isterdim.

6- Favori şarkıcın ve şarkısı?

Bu aralar Mustafa Ceceli - Es dinliyorum sürekli.


7- Her bölümünü heyecanla takip ettiğin bir dizin var mı?

İki dizim var Kardom sayesinde. Karadayı ve Kuzey

8- Keşke..?

Keşke zamanı geri alabilseydim.

9- Kötü alışkanlıkların var mı?

Günde iki üç sigara, arada sırada bir kaç kadeh. Ama ben bunları yüksek sesimden ve sulu gözlülüğümden daha kötü bir alışkanlık olarak görmüyorum.

10- Sence ideal eş nasıl olmalı?

İdeal eş: (canım biliyorum bloğumu okuduğunu) Eşine hayatında olduğu için mutlu olduğunu hissettirebilmeli, evde arasıra dikey pozisyonda da zaman geçirebilmeli, "canım dizin başladı" diye salondan seslenmek yerine, mutfağa gelip neden hala salona geçemediğimi görebilmeli, yardım edebilmeli :) empati, öz eleştiri ve biraz olsun diline sahip olabilme de ekleyebilirsek vallahi mahalleye anıtını dikeceğim sevdiğim :D

Kardom sen bu mimi çok güzel cevaplarsın. Mimim sende :D


25 Ocak 2013 Cuma

Sevdim ben bu mimi

Cevapları bitiremesem de, ne yazacağıma karar veremesem de , Bahar'ın yolladığı mimi cevaplamak nefes aldırdı bana.


Şu an ......... çok sevinirim.

İşten kovulsam, kocam iddiadan sağlam bir para kazansa, savaş bitse, canım kankam Sevgi ile kucaklaşsam, dostum borçlarından kurtulsa, tatile gitsem, kendime hobi edinsem, arkadaşlarımla buluşsam…


Şimdi ......... olmak vardı.

Kızım okuldan gelmiş masada onun için yaptığım kurabiyeyle sütünü hüpletip okulda olanları anlatırken, kocama sevdiği yemeği yapmak için evimin mutfağında. Evimiz de şöyle deniz kenarında, bahçeli, şömineli falan olsa yani :D

Nerede o eski günler?

Artık maalesef hiç bir şey eskisi gibi değil ki. Herşey özünü yitirdi. Hakikaten, insanlık da, hayat da, dünya da git gide kirleniyor. Eskiye özlem hep olacak.

............. özlüyorum.

Lise yıllarımı, kardeşlerimle olan ilişkilerimi, kankamı, akrabalarımla olan ilişkilerimizi, şimdikinden daha zayıf olduğum günleri, işyerimin rahatlığını, bisiklet sürmeyi, kızımın bebekliğini, onu emzirmeyi,annemle balkon keyiflerimizi ...

 ............ çok severim.

Tembelliği, yemek yemeyi, tatlıyı, gezmeyi, kızımla bişeyler yapmayı, sabahları geç uyanmayı, pişmaniyeyi, un helvasını, annemin yemeklerini, kocamın hobisine olan tutkusunu, kızımın masumiyetini, kitap okumayı, dizi izlemeyi, gezmeyi, yeni şeyler denemeyi,hayal kurmayı,şekersiz kahveyi,


.............. nefret ederim.

İki ayağımın bir pabuca girmesinden, zamanla yarışmaktan, işimden,işyerindekilerden,  temizlik yapmaktan

Bugünlerde çok fazla dinledim.

Çok ilginç ama aklıma hiç bişey gelmiyor. Uzun zamandır müzikle aramız bozuk. Ama kızımla sürekli bunu söylüyoruz.

Şimdiki ruh halim.

Hayalperest

Bu mimi cevaplamak isteyen Selcen, Ebru, Nihan,Şebo, Sevgi  olabilir mi acaba?


21 Aralık 2012 Cuma

Kıyamet kopacakmış peeh.

Ben mimime bakarım :)
Sevgili Bahar mimlemiş beni. Çok olmuş yahu mimlenmeyeli. Ama sorular biraz zaman istiyordu. Hoş düşün düşün , yine bişey çıkmadı ya benden. Neyse.

1 - Mantığın mı  yoksa duyguların mı ön plandadır?

Ben bir balık burcu olarak ne zaman mantığımla hareket ettim ki? Varsa yoksa duygularım.

2 - İnsanlar niye mutlu değiller? Niye gözlerinin önündeki mutluluğu görmüyor ve şükretmiyorlar?
(İşte kıyamet alameti.) Çünkü insanoğlu doyumsuz. Öyle bir zamandayız ki, hep bana, hep bana der olduk. Sevdiklerimizin, yakınlarımızın, çevremizin herşeyine göz diker olduk. Onun var, niye benim yok? Mutluluğu artık başka şeylerde arar olduk.Elimizdekiyle yetinmek de neymiş? Oysa sağlıklıysak, sevdiklerimiz yanımızdaysa, kimseye muhtaç değilsek, mutlu olmaya nedir engel?

3 - Çok para harcayıp, keşke almasaydım ya da harcamasaydım dediğin bir şey var mı?
Uzun zamandır pahalı birşey almadığımı farkettim , bu soruyu okuyunca. Yani geçen sene evde bir takım değişiklikler yapıp, tv yi, elektrikli süpürgeyi, yatağı değiştirdik ama çok şükür memnunum.Şimdi bir düdüklü tencere almak niyetim. Fiyatları da malum. İnşallah içime sinen, kullanışlı, dayanıklı bir tencere alabilirim. Ama evlenirken yatak odamızı Bellona'dan almıştık, pişman mıyım? Evet.



4 - Haklı olduğun bir konuda hakkını savunur musun yoksa susmak adalet mi dersin?
Ben maalesef konuşamayan taraftayım. Çok isterdim hazır cevap olmayı, şak diye laf sokup oturtmayı, insanları morartmayı. Ama nerdeee? Ahlanırım vahlanırım hep " keşke şunu deseydim, şöyle deseydim" diye. Kardom var benim bi tane. Onun gibi olmak için neler vermezdim. Var mı bu ihtiyaçları sağlayan kurslar? Gerçekten çok ihtiyacım var. Bir de gözlerim dolmaz mı? Kendime gıcık olurum.

5 - Tok gözlü müsün yoksa herşeyim olsun diyenlerden misin?
Bu soruya "ben aç gözlüyüm" diyeni alnının ortasından öperim. Ben de isterim, Cep Aynası'nın paylaştığı gibi evlerde oturmayı. Ben de isterim mağaza mağaza dolaşıp, çanta çanta alışveriş yapmayı. Ben de isterim jeeplere binmeyi.Dünyanın her bir yerini görmeyi Ben istemem diyen el kaldırsın :P
Ama nedir? 2+1 evim var. Bir odam ve balkonum daha olmasını çok isterdim. Olmamasına rağmen evimi çok seviyorum. En son kendime ne zaman yeni bir şey aldığımı unuttum. Bir tane düldülüm var, ilk göz ağrım. Eşim ne zaman arabayı değiştirelim mi diye sorsa, içim bir garip olur. Ama neyse ki paramız yok :D Bizim ki sadece hayal işte. Bir de tatile iki yıldır gitmiyoruz desem, ne kadar tok gözlü olduğum anlaşılır heralde :D



Var mı mim isteyen? Gel vatandaş gel. 2012'nin son mimleri bunlar :D
Yazmasını istediğim, bloglarına uzun zamandır uğramayan, okumayı çok özlediğim dostlarım var benim. Yollasam yazarlar mı acaba?
Çok yoğun biliyorum ama belki Canbo'mun annesi mim sayesinde sahalara geri döner.


6 Ekim 2012 Cumartesi

Ah bu şarkıların gözü kör olsun.

Ahan da bir mim ile daha karşınızdayım. Şebocuğum mimlemiş beni.



Sesinizin çok güzel olduğunu farzedin ve ideal sahne performansınızı tarif edin. (Hangi şarkıyı söylerdiniz, nasıl giyinirdiniz, size kimler yada hangi aksesuarlar eşlik ederdi?)

Zaten sadece farzedebilirim. Düğün videomda sesim o kadar iğrenç çıkmış ki hala başından sonuna izlemişliğim yoktur mesela. Ece ile küçükken söylediğimiz şarkılarda sahne hayatıma son vermem için çok geçerli bir sebeptir hala.
Onçün farzediyorum ki; birazdan sahneye çıkacağım. ( Ama cidden baya zamanımı aldı bunu düşünmek. Karar veremedim ki, İbo Show a mı çıksam, Harbiye de açık hava konserine mi? Üniversitedeki bahar şenlikleri de olabilir.Yok yok sıra gecesi, ya da bilmem hangi tv kanalında gördüğümü hatırlamadığım sahne dekoruna vurulduğum -parmaklıklarla hapishane dekoru - Dilber Ay dı sanırım -Esmeray öldüğüne göre- programda da hayal edebilim kendimi.)
Buldum be.  Beni Şebnem Ferah’ın yerine koyun ve kendinizi onun konserinde hissedin. 




Özel bir gününüzde bir koro yada özel bir kişi sizin için süpriz bir parça hazırlamış. Parçanın özelliği sizi tarif etmesi. Hangi parça olurdu bu?
 


 

İçinizde kalmış, söylenmemiş bir takım şeyler var. uygun şartların biraraya geldiğini hayal edin. O kişiye (yarım kalmış bir aşk, kırgın olduğunu bir dost vs.) duygularınızı anlatabileceğiniz bir fırsatınız var. Ona hangi şarkıyla duygularınızı anlatırdınız?

Kesinlikle bu şarkı
 
Sizi şu an okuyanlara göndermek istediğiniz parça?


Evet şimdi gelelim kimleri mimleyeceğimize.

Müzik ruhun gıdasıdır diyen herkes sobe.

Ya varya sırf tek tek blog açıp, linklerini kopyalayıp, bağlamaya üşendiğim için böyle dedim aslında.

Mutlu Suaygırı performansından yola çıkarak :P Kardom, 
Canbo'mun annesi Esram, 
Prenses Lara'nın annesi Ülkerim, 
Eray'ımın annesi Aylam, 
Yağmur ve Damla'nın annesi Bahar,
Selcen, 
Sevgi, 
Demlenmiş yaşam öyküleri Dilek,
Yazan anne Aslı, 
Türkü geceleriyle tanınan Balböcükleri Serpil'e gitsin bu mim. 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...