Ce eeee!
Yine ben geldim. Biliyorum blog dünyasında adım nanköre çıkacak. Eskiden bloğumu sabah işe gelir gelmez açardım ve okuma listemdeki herkesin bloğunu ziyaret eder, yorum bile yazardım. Ve ben bundan inanılmaz keyif alırdım. Şimdi instagram var ama inanın orada da aktif değilim. Oldum olası sosyal medyayla aramdaki bağlar sıkı fıkı olmadı zaten. Ama neden bloğumu bu kadar ihmal ediyorum bilmiyorum. Kitap okumaya çalışıyorum. İnternete bir dalarsam kendimi kaybedeceğimi biliyorum.
Kasım ayı, yani Elif'imin ailemize katıldığı ay. Kendi kendine planlar yapıyor. Bu sene aile ile kutlamak istemiyormuş. Arkadaşlarıyla bir parti kutlaması yapmak istiyormuş, hatta bazı arkadaşlarını davet etmiş bile ve hatta whatsapp ta grup bile kurmuşlar. Durun bakalım ne çıkacak ortaya?
Elif demişken biz her zaman ki gibi çok problemler yaşıyoruz kızımla. Dersleri çok iyi ama sürekli tripler, ters cevap vermeler. Alttan alamayan ben çıldıranzi. Cumartesi bir uzmandan yardım almaya karar verdim. Ama Ece hanıma danışmadığım için gelmek istemiyor hanımefendi. Ya sabır. Ben de ona bir şart koşacağım. Madem parti istiyor önce o doktora tıpış tıpış gidilecek. Ela'yı kıskanıyor. Akşam yanına uzanmamı istiyor. Akşamları evde artık tv açmıyoruz. Ödevlerimiz bitmişse, ve benim de işlerim kalmamışsa oturup oyun oynuyoruz, uyku saatine kadar. Sonra yanına uzanıp uykuya dalmasını bekliyorum. Ama bazen atar yapıyorum. Yani 9 yaşında artık. İstekleri bitmiyor. Büyüdü artık diye düşünüyorum. İnanın ben anneliği beceremiyorum.
Ela hanım derseniz, bildiğiniz Sarı Fırtına. İnanılmaz asabi. Kriz anında eline ne geçerse fırlatıyor. Kendini yerlere atıyor. Çığlıklar, bağırmalar, zırlamalar. Allahtan baba onunla ilgileniyor.
Ece geçenlerde bir kedi bulmuş okul yolunda. Ama bizim evimiz kedi beslemeye müsait değil. Bırakın evin müsaitliğini, üç günün sonunda Ece'nin alerjisi yine pörtledi. Dün aldığımız yere bırakmak zorunda kaldık Minnoş'u.

Bu aralar iki dizi izlemeye çalışıyorum, evde değil tabi ki. İstanbullu Gelin ve Ufak Tefek Cinayetler. İkinci dizideki ilişkiler ne kadar çarpık. İnsanların hayatı neler üzerine kurulu. Sanırım izlemekten vazgeçeceğim. Artık benim de Şebo gibi kızlarla film izleme keyifleri yapmam lazım.
Şimdilik bizden bu kadar.
Sevgiyle kalın.