tatlı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tatlı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Nisan 2016 Salı

Mutfağa girince neden çıkamazsın?

Kızım okuldan çıkıp eve geçince illa arar beni.Ben de başlarım hemen emirlere.Yemeğinizi yeyin sonra da ödevlerini yaparsın dedim Elif'e. Sen ne getirecen bize dedi. Genelde ofiste yemek artınca eve de götürüyorum. Baya pratik oluyor. Annecim bugün yemek kalmadı dedim. Zaten öğlen yerken boğazımdan zor geçmişti. Kuzum çok sever çünkü taze fasulyeyi. Peki kalsaydı ne getirecektin diye sorunca taze fasulye dedim. Mmm bayılırım dedi. Bunu duyduktan sonra, eve giderken hangi anne almaz fasulye? Allahtan manavda taptaze fasulye buldum. Ece ye kalsa hemen akşam pişirip yemek istiyor. Ama bu sefer saat 8 i bulur akşam yemeği.

Çocuklar yemişti yemeklerini eve vardığımıda. Babamıza biraz yemek ısıttım. Ela hanım huy edindi, yemeğini yemiş karnı tok da olsa illa babasının yemeğine musallat olur adama bir türlü rahat yemek yedirmez.

Mutfağı topladıktan sonra  şu blogda gördüğüm muhteşem tatlıdan yaptım. Ama iki çocukla mutfağa girmek gerçekten zor arkadaşlar. Biri odadan ödev sorusu sorar. Diğeri tezgaha oturmak ister, kendi karıştırmak ister. Kazasız belasız bunlar çıktı ortaya. Kıvamı tutturamadım diye korkmuştum. Ama kremayı ekleyince tam kıvamında oldu. Üzerine beyaz çikolata rendeledim. Ama tatlının soğumasını beklemeliydim :) Eridiler. Önce tencereleri yaladılar. Yetmedi her biri bir cup pudingi mideye indirdi. Benden muhteşem görseller beklemeyin. Olmuyor bir türlü.

Sonra yatış pozisyonuna geçtik. Benim de içim geçmiş her zaman ki gibi. Eşim uyandırdı. Uyanınca elimde pudingle buldum kendimi, tadına baktım. Nefisti.

Sonra içime sinmedi mutfağa geçtim. Saat 22:00 ye geliyor. Ece ile ayıklamıştık fasulyeyi. Anne bu yaz çok fasulye yapalım olur mu dedi. Ama baban sevmiyor dedim. O ne anlar ki yemekten dedi :)  Fasulyeyi bugün bakıcı ablamız pişirsin diye hazırladık ama Ece benim pişirmemi istemişti. Dayanamadım girdim mutfağa. Yanına pilav da pişirip huzurla daldım uykuya. Gece yatağımıza gelip, yastığıma musallat olan ve beni yastıksız bırakan bücürü saymazsak :D

Sabah Ece naptı dersiniz? Kahvaltısını fasulye ve pilavla yaptı. :D

Çok şükür yemek sorunu yaşamadım kızlarımda. Hoş genlerinde var.

Sağlıcakla kalın.







4 Kasım 2013 Pazartesi

Haftasonundan

Bu cumartesi çalışmadık. Bünyem bile neye uğradığını şaşırdı. Evde yapılacak iş yok ( inanılır gibi değil ) gidecek arkadaş yok. Ee bu durumda napılır? Tabi ki anneye kahvaltıya gidilir. Kahvaltıda herşeye yumulunur ve tabi ki malum durumdan dolayı, temiz havanın da etkisiyle salıncakta yatay pozisyona geçilir. Gözlerimi bile açamıyordum. Esnemekten gözlerimden yaşlar geliyordu o derece. Ben uyurken kızım bu narları toplamış anneannesinin bahçesinden. Hemen fanusa konup salondaki sehpadaki yerini aldı bu bakır rengi narlar.


Öğlen eve döndük kızımla, baba işten gelmiş yatay pozisyondaydı. Biz de aldık topumuzu çekirdeğimizi attık kendimizi sahile. Önce biraz top, sonra çekirdek molası, sonra park derken hava kararmıştı eve döndüğümüzde. Direkt banyoya soktum küçük hanımı. Yemekten sonra ne oldu dersiniz? Saat 19:00 bile olmamıştı sızdığında :D Pekii biz naptık? Saat 21:00 olmamıştı yatağıma geçtiğimde. Ondan öncesinde koltukta uyuyordum. Kocam da gece balığa çıkacağından herkes uyumuştu cumartesi akşamı saat 21:00 de :D

Ertesi sabah kuzumla başbaşa kahvaltı, evi toplamaca falan derken öğlen oldu. Taze gelen mis gibi sütle sütlaç yapmak istedim ama evde vanilya kalmayınca aroma için ne kullanabilirim diye düşündüm. Çünkü hiç de pijamalarımı soyup markete gidecek havamda değildim. Portakal yetişti yardıma. İçine portakal kabuğu rendesi koydum. Bence harika oldu.


Ben mutfakta sütlaç yaparken kızım içerde kendi kendine faaliyet yapıyordu. Fotoğrafı kendi çekti.


Bu aralar elimde bu battaniye var. Kaynımın oğlu için örüyorum. Ama bebek doğmak üzere ve ben hala yarısındayım. Üzerine bazı motifler koyacağım bakalım ne zaman biter? Bu uyku hali beni mahvediyor. Bir de el uyuşması da başladı.


Ve işte dünün hasılatı. Akşama mis gibi balık vardı.
İlk defa palamut tutmuştu kocam. Normalde balığı avcarlamayız biz. Sadece tuzlarız. Ama palamut, baharat severmiş. Fırınladık. Yanında salata ile mis gibiydi. Akşama yanında sütlaç ohh.

Bol dinlenmeli bir haftasonuydu. Haftasonu iki gün olunca insan farkına varıyor tatilin. 

Neyse kalkayım artık yoksa bana yemek kalmayacak içerde.

Herkese mutlu haftalar.

30 Ocak 2013 Çarşamba

Bayatları değerlendirmece

İlla kalıyordur dolapta bir tabak pirinç pilavınız. Ben pilavı hergün olsa yerim ama sıcak ve taze yapılmışını severim.
İşte sizde de böyle kalan bir tabak bayat pilav oluyorsa , mücver yapabilirsiniz. Bunu forumdaki arkadaşım Selda'dan öğrendim.
İçine istediğiniz yeşilliği doğruyorsunuz, yumurta , gerekiyorsa biraz un, karabiber tuz ve mücveriniz hazır. Geçen çarşamba misafirlerim vardı, kayınvalidemler.
Dolaptaki bir tabak pilavı çıkardım, evde pırasa vardı bir sap doğradım. Peynir ve maydonoz ekledim, iki yumurta kırdım, bir kaşık un ekledim, pul biber ve karabiber ekleyip birer tatlı kaşığı şeklinde küçük küçük kızarttım. Herkes bayıldı. Eminim siz de beğeneceksiniz.



İkinci tarif Yemek Vakti Aylin'e ait. Pazar sabahı kahvaltımızın gözdesi oldular. Tabi benim yaptığımla, Aylin'in yaptkları arasında dağlar kadar fark var o ayrı.

Aylin'in tarifi şöyle : 
PEYNİR SUFLESİ(4 adet)

3-4 dilim bayat ekmek  ( Ben yarım bayat ekmek kullandım.)
1 yumurta (2 tane kullandım)
1 çay bardağı süt
2 yemek kaşığı sıvıyağ
1 çay kaşığı kabartma tozu (unutmuşum)
1 tatlı kaşığı tereyağ (onun yerine de sıvıyağ ekledim)
1,5 su bardağı peynir (evde ne varsa kaşar,tulum,beyaz vs)
Tuz  (hiç eklemedim)


Ekmeği rondodan geçirdim. Üzerine evdeki köy peynirinden iki küp, bir de beyaz peynirden ekledim. İki yumurta kırdım, maydonoz doğradım çok az ve diğer malzemelerle karıştırdım. Benim sufle kalıplarım yok, ilk önce tepsiye yaymayı düşündüm ama sonra aklıma muffin kalıpları geldi.
Benim yaptığım ölçü ile 12 tane çıktı. En son fırını kapattıktan sonra da üzerlerine küçük birer dilim kaçar peyniri koydum. Eşim ve kızım çok beğendi. Teşekkürler Aylinciğim.

Ve geçen haftaki çay davetimden arta kalanlar da bunlardı :)


İki renkli kurabiye (içinde ekstradan 1 yumurta, bir portakal kabuğu rendesi ve bir kabartma tazu var.)

Kreşin paylaşım gününden payımıza düşenler

Un helvası (İki resim arasındaki farkı bulmaya çalışmayın sakın :) Ben sütle yaptım )

Gördüğünüz gibi hiç bir tarif aslına uygun bir şekilde yapılmadı. Siz de istediğiniz şekilde , damak tadınıza en uygun şekilde değiştirip, uygulayabilirsiniz. 

Fotoğraflar maalesef masa kurulurken değil, toplanırken çekildi.

Afiyet olsun.




18 Temmuz 2012 Çarşamba

Haftasonundan

Haftasonundan kayda değer bu iki lezzet dışında aklımda bişey kalmadı :D

Triplex:

1 lt süt
1 su bardağı irmik
1 su bardağı şeker
1 vanilya
1 yemek kaşığı tereyağı
1 paket kakaolu petibör
2 muz
3-4 şeftali
1 muzlu jöle


Süte irmiği şekeri ekleyip ocağa aldım. Kaynamaya başlayınca da altını kapatıp, vanilya ve çok az tereyağını ekleyip karıştırdım. Tepsinin tabanına bir kat bisküvi dizip, irmikli muhallebinin yarısını üzerine yaydım. üstüne ince ince dilimlediğim muzları dizdim. Tekrar bisküvi ve irmikli muhallebinin kalanı ekledim. Onun üstüne dilimlediğim şeftalileri dizdim ve muzlu jöleyi üzerindeki tarife göre hazırladım. Biliyorum üçten fazla katı oldu ama meyveleri saymazsak, katlar bisküvi muhallebi ve jöleden oluşuyor. Bir ara Sahrap Soysal'ın böyle bir tarifi vardı sanırım. Adı oradan kalmış aklımda.

Jöle fazla gelince de kaselerde meyveli jöle yaptım. Ama kızımı cezbetti mi hayır :D


Diğer tarif ise benim hayranı olduğum Jamie'ye ait :D Adam 30 dakikada harika menüler hazırlıyor. Ortalığı çok dağıtıyor ama 30 dakikada hem yemek yapıp hem de ortalığı düzenli tutması bir erkek için zor sanırım. Kızım da Home TV nin müdavimlerinden oldu. Ben kızımın aşçı olmasını çok isterim ne yalan söyleyeyim :)

Çok basit bir pizza izledik kızımla ve pazar günü kahvaltıya yapma kararı aldık.

1 kupa un
1/2 kupa su ( azar azar ekledim)
sıvıyağ
tuz

Hamuru göz kararı sıvıyağ ( bir kaç kaşık) ve biraz tuz ekleyerek yoğurdum ve ince açtım.Çok kolay açılıyor. Jamie bunu tavada yaptı ben de teflon bir tepside. Tepsiyi yağladım ve açtığım hamuru tepsiye yerleştirdim. Ocağın üzerine koyup altını kıstım. Diğer taraftan bir domates rendeledim, bir diş sarmısak rendeledim, kekik ve çok az sıvıyağ, tuz, ketçap ekleyip hamurun üzerine yaydım. Hamur kıpırdanmaya başladı. Ara sıra altını kontrol ettim. Üzerine bu pizza için aldığım malzemeleri dizdim gelişi güzel. ( Eve kolay kolay salam , sosis almıyorum) Hamur alttan kızarınca fırının ızgarasını çalıştırdım ve fırına koydum tepsiyi. Üstü hemen pişiyor. En son da kaşar rendesini ekledim. Pizzanın en sevdiğim yanı pratikliği ve hamurunun incecik , çıtır çıtır olması.Normal pizza hamurları gibi yumuşak ve mayalı değil. Ama bu pizzayı sıcak tüketeceksiniz. Çünkü soğuyunca tahta gibi oluyor.

Belki siz de denersiniz.
Afiyet olsun.

10 Aralık 2011 Cumartesi

Sağım Solum Önüm Arkam Aşure :)

Doyamadım demiştim değil mi? Bir öncekini annem yapmıştı. Tencerem küçük olduğundan haşlanan buğdayın yarısına yakınını ayırmıştı. Yoğurtlu mitebli (Yoğurt ve haşlanmış bulgurla hazırlanan bir yiyecektir. Katı çorba kıvamındadır. Özellikle yazları soğuk olarak yenir. Arapçada "mtebbel" ya da "mtebli" olarak adlandırılır. Mardin ve Hatay'da yaygındır.) yapmak için. Ama baktım ki buzlukta hazır haşlanmış nohut, fasulye de var ne duruyorsun ? Aşure yapsanaaa dedim kendi kendime. :P

İlk defa tek başıma pişirdim. Vallahi güzel de oldu ne yalan söyleyeyim :)




Bunlar da ben aşure pişirirken pazar günkü balık avı için olta hazırlayan balık sevdalısı eşim ve kardeşim. Şanslarına da iki gündür yağan hava, haftasonuna pırıl pırıl :) Geçen hafta hasılat güzeldi maşallah. Haydi rastgele Sedo ve Emo reis.

Üçüncü kim mi? O masadaki cipse göz diken ve kemiren minik fare :)

30 Mayıs 2011 Pazartesi

Güzel bir haftasonundan

Efenim C.tesi günü kuzum anneanneye gitti. Ben de mesai bitiminden sonra direkt kızımı almaya gitmeyip ona sandalet almak için çarşıya çıktım. Babişko ile buluştuk. Önce kendimizi sahil kıyısındaki mekana atıp soğuk biralarımızı yudumladık. Ordan kuzuma sandalet alıp eve geçtik.

Evi temizleyip kızımı almaya öyle gidecektim. Eşimin yardım etmesiyle çarçabuk bitirdik işimizi. Giderken yol kenarındaki sebzeciden aldık ihtiyaçlarımızı. Yeşil nohutumuzu da alıp kızımla yedik.

Dönüşte Lalo nenemize uğradık (babaannemiz adı Galiye). Oturduk muhabbet ettik. Dönüşte kuzum arabada uyudu. Aslında yatak beni de çağırıyordu ama ben bu davete icabet etmedim. Yılmadım ve sırf Pazar gününe iş kalmasın diye ütü yaptım. Hatta abarttım revani yaptım .
İlk revanim. Gecenin bir yarısı eve limon kabuğunun aroması hakimdi. Misssss
3 yumurta
1 bardak şeker
1 bardak yoğurt
1 bardak sıvıyağ
1 bardak hindistan cevizi
1 bardak irmik
1 limon kabuğu rendesi
1 vanilya - 1 k. tozu
2 bardağa yakın un

Şerbeti : 2,5 bardak şeker - 2 bardak su  - limon
Üzerine kayınvalidem file badem kavurup döküyor nefis oluyor ama bende yoktu ceviz koydum.

Saat 01:30 da işlerimi ve canımın çektiğini yapmış olmanın verdiği rahatlıkla yatağın davetine geç de olsa cevap verdim

Sabah 08:00 de kızımın "uykucu anne" diye seslenmesiyle istemeyerek de olsa gözlerimi açtım. Ama canım babamız sen uyu biz biraz parka gidelim deyince cumburlop yatak yaptım.
Ama dön dön uyuyamadım , kaçmıştı bir kere uyku. Kalktım süpriz yapayım bari dedim.
Hemen Pepelamın nefis kremşantili poğaçalarından yapmaya başladım. Sevgililerim parktan dönmeden bitirmek istedim. Maalesef yetişemedim. Ayrıca meşhur pankekleri dedeneyecektim ama olmadı. Gelecek hafta inşallah.
Benimkiler biraz devasa oldu ama tadı muhteşem. Haftasonu ganimetleri. İşte ben hep böyleolayım istiyorum. Zoraki değil isteyerek mutfağa gireyim. Coşayım, döktüreyim. Evden , mutfaktan mis gibi kokular alsın mest etsin bizi istiyorum.

Efenim sonra babamızı balık pazarına yolladık ve biz kızımla " Arkadaşım Eşek " şarkısı eşliğinde delice zıpladık. Ece de eşlik etti şarkıya. Tam kaydediyordum ki makine koyduğum yerden düşünce, maalesef kaydedemeden kapandı :(

Sonra anneannelere gittik. Hava çok güzeldi. Dayımız da geldi askerden. Anneannemler de geldi. Hasret giderdik. Sonra kamyonumuzu alıp kumsala indik.

Anne kum yumuşacık dedi. Çok mutlu oldu

Akvaryumumuz için deniz kabuğu topladı Babişkomuz. Ece de daha fazla dayanamayıp denize doğru koştu. Haydi gidip mayomuzu giyip gelelim demesem hayatta dönmeye niyeti yoktu. Elini tutmasam denizin sadece ayaklarına değmesiyle yetinmeyecek, dalışa geçecekti cimcime :)

Güzel bir haftasonuydu. İşlerimi c.tesi den bitirmekle iyi yapmışım. Dün hiç yorulmadık. Aklımda biran önce eve gidip şu işi yapmak düşüncesi olmayınca anın tadını daha çok çıkarabiliyorum.

Herkese iyi haftalar...

19 Nisan 2011 Salı

Ben de yaptım elmalı muhallebi

Sezobigo'nun blogunda gördüm dün tarifi. Evde de bir sürü elma vardı. Yapmasam çatlardım. Önce elmaları pişirdim. Ara verip kuzumu uyuttum. Sonra 22:30 da devam ettim muhallebimi yapmaya. Eşim bile şaşırdı.

5 elma
Çok az tereyağı
4 kaşık şeker
1 çay kaşığı tarçın
dövülmüş badem

1 lt süt
4 kaşık un
7 kaşık şeker
1 vanilya
1 falım sakız

Üzerine de çikolata rendeledim

Gece yaptığım için tadına bakamadım ama bu sabah uyanır uyanmaz soluğu buzdolabının önünde aldım. Rüyama girdi desem yeridir. Aç karnına ne de güzel gitti anlatamam. Nefis olmuştu ellerime sağlık. Tarif için teşekkürler Sezobigom.


28 Mart 2011 Pazartesi

Böyle geçti bir haftasonumuz daha

 Cuma akşamı annemler bize gelmişti. Cumartesi Ece onlara gideceği için giderken Ecoşu da alıp götürdüler. Öyle güle oynaya gitti ki görmeliydiniz. Ortalığı toplayıp attım kendimi yatağa. Gün boyunca üç ağrıkesici almama rağmen bana mısın demeyen başağrım için son bir tablet daha attım korka korka. Onun da etkisiyle deliksiz bir uyku çekmişim. C.tesi sabahı yine erkenden uyandım kızım olmamasına rağmen. Bir iki bişey yaptıktan sonra kerhen yine işyerinin yolunu tuttum. Saati zorla 13:00 edip önce manav, sonra markete uğradım. Eve geçer geçmez direkt mutfağa daldım. Bir saat içinde yenebilecek birşeyler yaptım.
Eski patronumun kızıyla görüşecektim bugün. Evlendikten sonra Mardin'e taşınmıştı. 3 yıl oldu görüşmeyeli. Ailesini ziyarete gelmişti. Koşa koşa buluşacağımız yere gittim. Avm annemlere yakın olduğundan Ecoş da orda bizi bekliyordu. Beni görene kadar gayet kuzu olan kızımın içine cadı kaçtı. Kucaktan inmez oldu. Oyuncaklara binmek istemedi, yürümek istemedi. Anlayacağınız yine elim belim koparaktan Duygu ile hem muhabbet edip , hem de kızımın gönlünü hoş tutmaya çalıştım. Duygu'nun bir oğlu var ki, aman allahım. O ne güzel bir varlık. Pamuk şekeri gibi maşallah. Bembeyaz bir ten, tombik yanaklar, sarı kıvırcık bir kafa. (Aceleden fotoğraf makinemi evde unutmuştum)Ama gelgelelim ki Ece hiç yanaşmadı. Ve beni de yanaştırmadı. Sanırım öğlen uykusundan erken uyanmanın etkisiyle kızımın içindeki canavar coştu ve eve gidelim diye naralar atmaya başladı. İki muhabbetten sonra maalesef ayrılmak zorunda kaldık. Saat 19:00 da çoktan rüya alemine dalmıştı kızım. Babişko da balığa gitmişti. Kaldım mı kendimle başbaşaa. (yaşasıııın)

Hemen yapacağım hediye için işe koyuldum. Sıkılana kadar birşeyler yaptım. Babamız erken döndü balıktan. Anlaşılan pek rast gitmemişti. Ben de aldım karpuz çekirdeğimi önüme başladım tv izlemeye. Gelin görün ki , uyku beni ziyarete geldiğinde kızım  uyanmış hatta çok zinde görünüyordu. Saat 02:00 ye kadar kağıt kesti. Bir yandan gözlerimin kapanmasına engel olamazken, diğer yandan makasla kendine zarar vermesin diye gözlerimi açık tutmak için cebelleşiyorum. Neyse uyumaya ikna olan kızımla yatağa geçtik. Sabah 06:00 da açtı gözlerini benim cadı.

Doğru babişkonun yanına. Ve ben uykuya devam. Saat 08:00 de uyanabildim. Aslında annesinin mimoşundan kıskandığım gibi dışarda yapmak istemiştim kahvaltıyı. Uykuya yenik düştüğümden maalesef gerçekleştiremedik.
Kahvaltıdan sonra ortalığı toplamaca falan derken , evde olan limonları değerlendirmek açısından ve belki de minik cadım içer ümidiyle limonata yapmaya karar verdim. Kabuklarıyla birlikte iki kocaman bardak limon sıktım katı meyve sıkacağında. Üzerine aynı ölçüyle dört bardak su ve tadaraktan şekerini ekledim. Nefis oldu. Ama içen bir minik göremedim maalesef. Sonra parka gittik. Giderken de çiçek topladık.
Park dönüşü anneannelerle bahçeye gittik. Nefis şeker gibi taze bezelyeler koparıp yedik. Bahçeden topladığımız yeşilliklerle annemin yaptığı nefis kısırı yedik. (bilerek foto çekmedim canınız çekmesin diye :) ) Ece hanım açık havanın da etkisiyle uykuya daldı. Biz de karı koca sahile doğru bir yürüyüş yaptık.

Eve geldik Akşama misafirimiz geleceğinden Ece ile hemen mutfağa daldık ve nefis poğaçalar yaptık. 

Bayıldı hamur yoğurmaya. Banyodan yeni çıkmıştı. Üşümesin diye başına yazma da bağlayınca tam bir küçük hanım oldu kızım. Banyodan sonra iki defa daha değişti üstümüz :)


Yarım paket margarin
Bir çay bardağı yoğurt
Bir çay bardağı sıvıyağ
1 tatlı kaşığı tuz
3 tatlı kaşığı şeker
1 kabartma tozu
Yumurtanın akı içine sarısı üstüne
alabildiğince un.
İçine peynir maydonoz
 İşte sonuç.
Bugün sadece 5 tane kalmıştı bu poğaçalardan. Ve Ecişko bir tane bile yemedi maalesef :(


Yuyduruk bir de tatlı yaptım. Cuma günü yaptığım kekin hemen hemen yarısı duruyordu. Zencefilli tarçınlı. Ben de o kekleri dilimledim. Tepsinin tababına dizdim. Üzerine Ece hanıma doğradığım ama yemediği armut ve muzu küçük küçük doğrayıp ekledim ve onun üstüne de ;
1 lt süt - 1 bardak un - 1 bardak şeker-1 limon kabuğu rendesi-ve 1 vanilya ile pişirdiğim kremayı döküp en üstüne de yine Ece hanıma doğradığım ama yemediği kivi ile kalan keki ufalayarak serptim. Sonuç herkes çok beğendi.


Bu da perşembe günü siparişini verdiğim ve cuma günü elime geçen kızımın yeni oyuncağı . Düne kadar vermemiştim kızıma.Ben çok beğendim. Ece de ilk başta baya ilgilendi sonra da son zamanlarda favori etkinliği olan suyu boya yapmak istedi.



Bugün güne kötü başladı kızım. Çok öksürüyordu. Gece boyunca üzerini örtmeye yetişemiyorum ki. Yanımda yatmasına rağmen :( Doktora götür diyeceksiniz ama ben doktorun verdiği ilaçları içiremiyorum ki kızıma. Sabah zorla içirmeye çalıştığım şurup sonrası halı, ecenin saçları, badysi benim eşofmanım gazi oldu. Ve sonuç bir çay kaşığı kadarını ya yuttu ya yutmadı. Offf

Uzun bir post oldu . Sıktıysak affola

31 Ocak 2011 Pazartesi

Peynirli İrmik Helvası

Eşim ilk defa benden bir tatlı yapmamı istedi. Geçen hafta kaynım bizdeyken yapmıştım ilk defa. Demek ki çok hoşuna gitmiş ki, tekrar yapmamı istedi. Sen istersin de ben yapmam mı :)

1,5 bardak irmik
1,5 bardak şeker
3 bardak süt
1 kaşık tereyağı( yaklaşık 50 gr)
250 gr tuzsuz künefe peyniri (ama evde yoktu tuzsuz kaşarla yaptım)

Yağla irmiği kavurdum. Ama çok pembeleşmeye başlamadan şekeri ekledim Sonra da sütü. Önce cıvık oldu sanabilirsiniz ama sütün hepsini çekiyor irmik. Boza kıvamına gelince rendelenmiş peyniri ekledim. Eridikten sonra da sıcak sıcak servis yaptım.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...