dizi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dizi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Şubat 2018 Pazartesi

Bir aydan fazla olmuş yine yazmayalı. Yazamayalı. Merak eden arkadaşlarım, sağolun varolun. İyiyiz şükür. İzmir'de başladı Ela'nın öksürükleri. Ama nasıl öksürükler anlatamam. İstifralar, altına kaçırmalar başladı bu illet öksürük yüzünden. Gece uyku girmiyor kuzunun gözüne ve tabi bizim de gözümüze. Birer hafta arayla üç tane antibiyotik kullandık. 

Tam iyileştik , düzeldik derken tam ohhh çekecez, Ece'nin ürtikeri kendini hatırlatmaz mı? Kızcağız bişeyler yemiyor diye kalktım vitamin niyetine greyfurt mandalina falan sıkıp içirdim. Aman allahım ertesi sabah kızımın yüzü tanınmaz haldeydi. Hemen hastaneye götürdü babamız. Dört saat süren bir serum yedi kuzum. Bu sefer ben yanında olamadım, içim içimi yedi. Çünkü iş arkadaşım izinliydi. Bu ürtiker acayip bişey. Ne yicez, ne içicez bilemiyorum. Geçen sefer ürtikerle beraber grip de olmuştu, ballı ıhlamur yapmıştım şifa olsun diye. Daha çok şişmesine sebep olmuştum. Bu sefer greyfurt sıktım içsin diye, maalesef yine hata yaptım. Çok illet bir hastalık. Zamanını kestiremiyorsun, sebebini bilmiyorsun. Bir de çocuk büyüdü artık kısıtlayamıyorsun. Yine kortizonlar, antihistaminikler. 

Ve haftasonu bendeniz harika bir öksürükle haşır neşir oldum. Öksürdükçe başım zonkladı. Yatmak istiyorum, ama başımda benimle oynamıyorsun diyen bir Sarı Fırtına varken ne mümkün? Ece bu aralar Avrupa Yakası'nı izliyor. Ordan muhallebiyi duyup benden istiyor. Muhallebiyi beğenmeyen Ela hanım benden cup cake istiyor. Ece ise bugün okula bile muhallebi götürüyor. Yapmazsam içim rahat etmez, mecbur kalkıyorum. Çok şükür bugünümüze diyorum.

İzmir gezimiz çok güzel geçti. Yine soğuk bir zamana denk geldi seyahatimiz. Ama olsun gezmemize mani olmadı. Balçova'da teleferiğe bindik. Vapurla karşıya geçtik. Tramvaya bindik. Kızlar çok eğlendi. 

Bu ay benim doğum ayım :) Kendimi ödüllendirmelere doyamadım. Önce ertelediğim lazere başladım. İnşallah önceki gibi sıkılıp yarım bırakmam. Kendime telefon alabildim sonunda. Çünkü telefonum artık %60 pil durumunda bile kendini kapatmaya başlamıştı. Daha bitmedi, kuaföre gidip bir çılgınlık edip saçlarımı küt kestirdim. Peki neden hiç fotoğraf eklemiyorum. Nazar değmesin diye dermişim :)

Şaka tabi telefonu sabah çıkmadan şarja koymuştum ve hala orda. Unuttum şapşik ben. 

Kitap okuyamıyorum bu aralar. Ufak Tefek Cinayetleri izlemekten vazgeçtim, çünkü çok sıktı. İğrenç arkadaşlık ilişkileri. 

İstanbullu Gelin'e devam. Siren hn damgasını vuruyor son iki bölüme :)

Bir de etraftan Çukur dizisini o kadar tavsiye eden oldu ki, inat etmiştim izlemeyeceğim diye, yine dayanamadım. Arka arakaya 16 bölüm izledim. 
Sıkıntı yoksa, sıkıntı var demektir <...>

Ve tabiki Jet Sosyete. Severim Gülse Birsel'i. İhtiyacımız var gülmeye. 

İşte böyle bizden haberler. Sağlıcakla kalın.

İyi haftalar.


5 Nisan 2016 Salı

Haftasonundan.

Nedir bu internetin benimle alıp veremediği? İstisnasız her işyerimde yaşadım bu sıkıntıyı. Bu aralar da herkeste varken bende yine yok bağlantı.

Haftasonu buralar sıcaktı. Misafirimiz vardı. Kendisi eşimin çocukluk arkadaşı aynı zamanda 2008 de dünyanın en genç bilim adamı . Ela sanki hergün görüyormuş gibi hiç yabancılık çekmedi hemen koştu ve kucağına oturup "Cumacala" Yani Cumali amcasının ona patlamış mısır yedirmesine izin verdi. Cumali hocanın da üç kızı var. O kadar alışık ki kucağında çocuğa. Hani uzun zamandır görüşmüyorlar konuşacak bişeyleri vardır diye rahat bırakmak istedim ama Ela hiç izin vermedi.Gecenin sonunda bir ricada bulunduk, o da bizi kırmadı sağolsun .Cumali amcamıza Elif Ece ile Ela'nın göbek bağlarını verdik. Şu anda çalıştığı ODTÜ ye gömmesi için :) Yoksa kızlarım evde kalacaktı :) Şaka bir yana batıl inanç ama olsun. Zaten babalarının kızlarını vermeye niyeti yok :) Böylelikle göbek bağı sorununu da çözmüş olduk.







Sonra Arsuz'a gittik hava çok sıcaktı. Ela'dan da gördüğünüz üzere. Biz piştik. Bir de siyah giyindik hangi akla hizmetse. Güneş kremi sürmeye başlamalı artık.














Bu da sabah yürüyüşü
Pazar günü sabahtan anneannelere gittik. Çocuklar seviyorlar bahçeyi. Ece hanım bu haftasonu anneannede kaldı zaten.
Bu akşam yürüyüşü

Bahçeden bezelye koparıp yedik, dutlar olmaya başlamış yedik.
Bahçede diledikleri gibi oynuyorlar, koşturuyorlar, kirleniyorlar. İyi ki beni doğurmuş da annem olmuş dediğim meleğimin doğumgününü kutladık. Hava kararmıştı eve döndüğümüzde. Direkt banyoya daldık bıcı bıcı yapıp , doğruca yattık.

Bu arada yeni bir dizi başlamış. İnternetten izlemeye çalışıyorum ama dediğim gibi bana garezi var bu internetin. 46 Yok Olan. Baya ilginç bir dizi. Tavsiye ederim. Bu sene sadece Poyraz izliyorum. Kördüğüm e bakıyordum. Baya ağlattı ama sıktı. Kış Güneşi de sarmadı. Ama bu 46 baya baya yabancı dizi havasında bir dizi. Pazar günü geç bir saatte oynuyor tam bana göre. Oynamış olan bölümleri izledikten sonra tv den takip edeceğim.

Bir de telefonda Kelimelik oynuyorum. Kitap okuyamıyorum. Film izleyemiyorum. Bahar geldi ve ben bir yerlerimi kaldırıp temizliğe başlayamıyorum. Niye bu kadar tembelim bilmiyorum.

Güzel bir hafta olsun. Tabi ben yazana kadar neredeyse haftayı yarıladık :)

Sevgiyle kalın.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...