Öğretmenler günü resim yarışmasında birinci seçilemediğine üzülen ama okul panosuna asılması bile kızımı mutlu eden olay vardı ya; işte şimdi sınıfında yapılan "kirli, temiz doğa" konulu resim yarışmasında kazandığımız birincilikle geldik bu sefer. ( Nasıl bir cümle oldu bu yahu?)
Kızım o nasıl dağ? -Bildiğin dağ anne.
Uçan böcükler nasıl ağaçlardan büyükler? - Çünkü tepeden görünüyorlar. Ağaçlar uzaktalar.
Ressamlar resmin ortasına isimlerini kocaman yazmazlar. - Başka yerde boşluk yoktu.
Resmi çok seviyor. İnşallah bu ilgisini hiç kaybetmez.
1. Elif Ece - Üç ödül (süpriz çantasından Halley, Petito, çubuk kraker)
2. Suzan - İki ödül (bilmiyorum)
3. Begüm - Bir ödül (bilmiyorum)
Yarışma iki ayrı sınıfta yapıldı. Her sınıf resimlerini değerlendirmek için diğer sınıfa yollamış. Bizimki bu yüzden Mehtap öğretmeni çok seviyormuş. Kendini birinci seçmiş ya :)
Resim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Resim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
11 Mart 2015 Çarşamba
Beklenen birincilik :D
23 Aralık 2014 Salı
İki Kitap, Bir Film
Bir hafta aradan sonra merhaba. Elimdeki kitabı bitirmek için kendime sınır çizdim. Mecbur. Çünkü bloglara bir dalınca , bir bakıyorum akşam olmuş.
Sürünen Safiye kitabından sonra elime uff puff bişeyler alayım dedim ve Bağdat Caddesi Güzeli'ne başladım. Ama ne kitap. Bana göre çok gereksiz. Çünkü okumadan geçirdiğim zamanları telafi etmem lazım, bu kitap bana göre zaman kaybıydı. Ama içinde güzel tavsiyeler var.
Mesela;
".... Ayrıca kendini güçlü olmak için zorlama. Bazen insana bu hayatta güçsüzlük kazandırır."
".... Mutluluk hayatımıza verdiğimiz anlamdır. Önemli olan sensin. Geri kalan her şey senin bu hayattaki koltuk değneklerin."
"Bugünü değil, geleceği hayal edin.
Kendinizi herşeyin üzerinde görün.
Sanırım en mühimi insanın kendini sevmesi.
Başkalarının sevgisi ve ilgisi bir yere kadar. En sonunda sadece siz varsınız hayatta. Kendi biricikliğinize saygı gösterin." gibi.
Elinize aldığınızda bir günde rahatlıkla bitebilecek bir kitap. Kafa dağıtmak için birebir.Yaz tatili için ideal olabilir.
****
Sonra Zülfü Livaneli'nin ilk kitabını okuduğumda aşık olduğum Serenad'ından sonra Mutluluk kitabına başladım. Nasıl gerçek, nasıl acı, nasıl sefil, nasıl değersiz, iç acıtan hayatlar. Ve bunun yanında nasıl gösteriş budalası, nasıl lanet, nasıl iğrenç, nasıl yalancı, nasıl sapık, nasıl dinbaz, yobaz, moktan, insanlar.
Mutluluğun peşinden koşan üç insan ve yollarının nasıl kesiştiğini anlatan bir kitap.
Dayanamadım filmini de izledim. Gerçi tövbeliydim, okuduğum kitapların filmleri bende hayal kırıklığı yaratıyordu, izlemeyecektim. Ama kitaptan farklı bir sonla bitmesine rağmen, ben ikisini de beğendim. Zülfü Livaneli kitaplarını çok sevdim ben.
****
Bunlar da kızımın sanat eserlerinden sadece ikisi. Biri çekmecemde, biri masamda. Büyüyünce ressam olmak istiyormuş. Resim çizmeyi çok seviyor. Ve bu faaliyet hemen bitmesin diye elinden geldiğince renkli boyamaya, her rengi kullanmaya çalışıyor. En ince ayrıntıyı bile boyayarak.
İnşallah çok sevdiğin ve yapmaktan mutlu olduğun bir mesleğin olur canım kızım.
Sürünen Safiye kitabından sonra elime uff puff bişeyler alayım dedim ve Bağdat Caddesi Güzeli'ne başladım. Ama ne kitap. Bana göre çok gereksiz. Çünkü okumadan geçirdiğim zamanları telafi etmem lazım, bu kitap bana göre zaman kaybıydı. Ama içinde güzel tavsiyeler var.
Mesela;
".... Ayrıca kendini güçlü olmak için zorlama. Bazen insana bu hayatta güçsüzlük kazandırır."
".... Mutluluk hayatımıza verdiğimiz anlamdır. Önemli olan sensin. Geri kalan her şey senin bu hayattaki koltuk değneklerin."
"Bugünü değil, geleceği hayal edin.
Kendinizi herşeyin üzerinde görün.
Sanırım en mühimi insanın kendini sevmesi.
Başkalarının sevgisi ve ilgisi bir yere kadar. En sonunda sadece siz varsınız hayatta. Kendi biricikliğinize saygı gösterin." gibi.
Elinize aldığınızda bir günde rahatlıkla bitebilecek bir kitap. Kafa dağıtmak için birebir.Yaz tatili için ideal olabilir.
****

Mutluluğun peşinden koşan üç insan ve yollarının nasıl kesiştiğini anlatan bir kitap.

****

İnşallah çok sevdiğin ve yapmaktan mutlu olduğun bir mesleğin olur canım kızım.
6 Aralık 2010 Pazartesi
Patates baskısı
Kızımla hafta sonu ne yapabilirim diye düşündüm ve patates baskısı yapmaya karar verdim. İkimiz de çok eğlendik. İlkokul yıllarıma döndüm. kaç kilo patatesi heder ederdik şekil oyacaz diye. Ama dün ben kalıplarla yaptım çok da kolay oldu .
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)