29 Haziran 2016 Çarşamba

Tesadüfen yaşar olduk artık.

Yangınlar...
İlticalar...
Terörizm...
Yapılan bencil barışmalar...
Bu nasıl bir nefret, nasıl bir vatan hainliğidir.
Ne istiyorsunuz, kaç can daha yitirilmeli o koltuklarınızdan vazgeçmek için?

İstifa onurdur.

22 Haziran 2016 Çarşamba

Maalesef :(

Şu postta bahsetmiştim. 
Dış ticaret müdürümüzün eşi hamileydi. Dokuz ay boyunca sorunsuz bir hamilelik geçirdi. Bir çok anne gibi o da normal doğumu tercih etti. Fakat normal doğuramayacağını anladı, dr epidural uyguladı. Bu sefer ağrı hissetmeyen anne ıkınamadı. Daha sonra sezeryana alındı. Fakat doğum sırasında oluşan bir komplikasyon yüzünden bebek oksijensiz kaldı. Hemen başka bir hastaneye sevk edildi. Hipotermi cihazına bağlandı. Malesef kendi kendine solunum yapamıyordu. Bu yüzden mr da çekilemiyordu. Ama yapılan ilk testlerde beynin %60 hasar gördüğü söylendi. Annesi sütünü sağarak bebeğine vermeye çalıştı. Hiç kucaklarına alamadılar. 

Sadece 15 gün dayanabildi tüm bu mücadeleye Demir bebek. Dün kaybettik.

Anne perişan. Kendini suçlu hissediyor, normal doğum istediği için. Sütünü durdurmak için ilaç alıyor. Göğüsleri de yüreği de sızım sızım. Dün taziyeye gittik. Ben ilk defa böyle bir taziye evi gördüm. Evde çıt çıkmıyordu. Herkes sözün bittiği yerdeydi. Doktor hatası mı, kader mi kimse bilmiyor. Soru soramıyor. Hep keşkeler dönüyor kafalarda. İlk çocukları olacaktı Demir bebek. Melek oldu :(

Evde Demir bebek için hazırlanmış çikolatalar bir köşeye itilmişti. Demir bebek için yapılmış olan etamin pano oracıkta duruyordu. Peki ya odası, onca hazırlık? Anne baba için birilerinin onları bir süreliğine kaldırması lazım bence.

Allah sabır versin. Çok acı. Rabbim kimseyi evladıyla sınamasın.

20 Haziran 2016 Pazartesi

Yaz sezonu başladı

Eveeet.

Artık okullar kapandı. Her çocuğun beklediği tatil geldi çattı. Biz anneler için çile bitti mi yeni mi başlıyor bilemiyorum. Karnemiz "Çok İyi" .

Bakıcı ablamızla eylüle kadar yollarımızı ayırdık. Öyle gerekti. Eğer işler planladığımız gibi giderse de eylülde Ela'yı kreşe, Ece'yi de etüde yazdırmayı düşünüyorum.











Her sabah babam gelip evden alacak , akşamları da ben gidip onları bahçeden alacağım. Annemlerin yazlığı çok uzak değil, arabayla 15 dk falan . Anneme göre her akşam gidip almama gerek yok. Ama Ela durmaz. Hele de şimdi diş çıkarırken. Annem tuvalet eğitimine de başlayacak. Evdeki bütün şortları yolladım. Alez yolladım. Bakalım yaz sonuna kadar bezden kurtulabilecek miyiz?

Sabah babam ilk pozumuzu yolladı. Nasılız? Benim için yere basmak kadar güzel birşey yoktur. ( Bu yüzden ayaklarım kürek gibidir) Kızlarıma da karışmıyorum. Çilekler hemen Ela'nın sağında, elmalar da kafasının üstünde , mısırlarda evin arkasında :) Keşke çocuk olsam.

Ece için deniz mevsimi başladı. İp atlama, yürüyüş, gezme de bonus. Ders olayına gireceğini hiç düşünmüyorum. Geçen yaz bütün tatil boyunca yapmamıştı da, tüm kurban bayramını evde ders yaparak geçirmiştik. H.sonu iki kitap aldım ona. Bakalım, okudukça yenilerini almayı düşünüyorum.

Evde yaz gelince yapılacak iş kalmadı sayılır. Kitaplığı düzeltemedim hala. Askı ve raf almam lazım, erteliyorum. Bir de yastıkları sökersem oh ne ala. Bizim evde büyükten küçüğe herkes pamuk yastık kullanıyor. Kızların hiç biri puffy yastık sevmiyor. Bu iş için de annemin yardımına ve yerine ihtiyacım var.

Ramazanı yarıladık. Bu sene rahat tutuyorum orucu. Uzun zaman aradan sonra bu sene oruç tutmak çok iyi geldi her manada.

Haftasonu doktor, avm, dede ziyaretleriyle geçti. Bir de cumartesi deniz mevsimini açtı bizim prensesler.

Sıcaklar fena. Dün ilk defa klimayı açıp yattık. Kızların keyfine diyecek yok. Hepimiz yatak odasına doluşuyoruz. Kızlar bizim yatağa benimle, babamız yer yatağına. Ela gece yine uyandı, zaten küçük olan yer yatağına babasının yanına yatınca sustu. Nedir bu aşk anlamıyorum. Bir de babasının başını okşuyor, onu uyutuyor serseri kızım.

İşte bizde böyle durumlar. Sıcaklara dikkat.

Herkese iyi haftalar, sevgiler.


16 Haziran 2016 Perşembe

Ne dişmiş be arkadaşım!

Eluşkam iki gündür ağlayıp ağlayıp duruyor. " Bak, bak" deyip ağzının içini gösteriyor. 16 dişimiz var. Sanırım arka azı dişi geliyor. Gelirken de kızımın canını okuyor. Nasıl kabarmış. Yemek de yiyemiyor. Sadece dondurma yoğurt gibi şeyler giriyor ağzına, sanırım soğukluğuyla kendini rahatlatıyor.

Uyku desen babasının omzunda evi tavaf ediyorlar. Pencereler de açık, eminim ki tüm civar sesimizi duyuyor. Calpol ve dolven veriyorum yine fayda etmiyor. Bugün jel aldım. Bakalım işe yarayacak mı?

Az önce evi aradım kendi çıktı. Annecim nasılsın dedim. İyiyim dedi ve bir sessizlik, sonra duyuldu ağlama sesi. Önce içli içli, sessiz sessiz ağlamaya başladı. Hülya abladan anladım ağladığını. Niye ağlıyorsun kuzum diye soruyordu. İçim gitti. 

Ne dişmiş be arkadaş! Çıkacaksan çık artık, mahvettin kızımı.
Uzun süre ağladıktan sonra resmen sızıyor

Burda da yatakla yetinmeyip yastıkları istila eden bir çalışma var karşınızda

13 Haziran 2016 Pazartesi

2 yaş geldi hoşgeldi

Çılgın demiş miydim :)
Evimizin Sarı Fırtına'sı, Çaki'si, Huysuz Virjin'i , aynı zamanda şekerliği, boncuğu, pamuk helvası, sarı papatyası, güzel kızım Ela'm 2 yaşına girdin. Zaman çok hızlı geçiyor.12 Haziran saat 09:05 te katıldın dünyamıza ama 09:00 diye girdi kayıtlara, aynı ablan gibi. Artık bıcır bıcır konuşuyorsun, bir şeyin ne olduğunu kırk defa sorabiliyorsun. Çılgın olduğunu söylememe gerek bile yok.
Kendi başına yemek yiyor, arızasız uykuya dalabiliyorsun. Ama hala beni yanında istiyorsun. Geceleri uyanıp, su şişeni alıp bizim yatağa geliyorsun, her sabah bizim yatakta uyanıyorsun. Müziği çok ama çok seviyorsun, kendi kendine eşlik edip , ezberleyebiliyorsun. Dans etmek tam sana göre. İçin kıpır kıpır. Trambolini ablana almıştım ama üstünden inmiyorsun, ablana sıra vermiyorsun :) Hala babana aşıksın. Gözünü açar açmaz onu soruyorsun. Sabah güne dondurma yiyerek başlayabiliyorsun. Evde içine dalmadığın dolap kalmadı. Sadece buzdolabına çözüm bulamıyorum. Sana yemen için ne veriyorsam ablan için de aynısını istiyorsun. Ama bazen de kedi köpek gibisiniz.Gezmelere doyamıyorsun.
Dilerim bu keşifçi, araştırmacı, sporcu kişiliğin hep devam eder. Müzik kulağın çok iyi hayatına ritim katmayı da unutmazsın inşallah. Ablanı her daim sev, ona hep sevgiyle sarıl. Umarım benim hayatımdaki kızkardeş eksikliğini siz sonsuza kadar hissetmezsiniz. Birbirinizden sırtınızı, omzunuzu, sevginizi eksik etmezsiniz. Sağlık, mutluluk, başarı, sevgi her daim yanında olsun güzel kızım. Sana güneş diyorlar ya, güneşin hiç solmasın güzel yavrum.

Seni çok seviyoruz, iyi ki doğdun, iyi ki bizim kızımız oldun. Nice güzel yıllar senin olsun.

Sendromlarla birlikte geldi 2 yaş. Artık herşeye ağlar duruma geldik, bağırmalar da bonusu. Ramazana denk geldi bu sene doğumgünümüz, biz de klasik her zaman yaptığımız gibi, çalışanları ve dinlenmeyi düşünerekten cumartesi akşam kutlamayı uygun gördük.
Kostümümüz ablamızın kreşteki ilk yılsonu gösteri kıyafeti. Sarı kızıma yakışacağını düşündüm. O da çok sevdi zaten. İki çocuğun hemcins olması ne büyük nimetmiş :) ( Cimri gördüm kendimi )
Alin üflüyor Ela bakıyor :)
Bu sene çok bir hazırlık yapamadım nedense. Sağolsun annem, kayınvalidem, yengem de birşeyler yapınca masa ikramlarla doldu. Eloşum oynamalara zıplamalara doyamadı. Pastamızı ailemizin çizgi film karakteri Prenses Sofia lı olarak yaptırdık. Zira ailecek çok seviyoruz kendisini. Yeğenim Alin'i tutmak zorunda kaldık pastadaki mumları üfleyebilmek için. Çünkü maşallah üfürüğüne kimse yetişemedi :) Yine ailemizle kutladığımız güzel bir doğumgünü oldu.

Akşam Ela'yı uyutmak için yanına uzandığımda aklıma iş arkadaşım geldi. Sizden dualarınızı isteyeceğim. İş arkadaşımın bebeği doğum esnasında oksijensiz kalmış. Beynin hasar gördüğü söyleniyor. Hipotermi cihazına bağlı, bazen solunum sıkıntısı yaşıyor. Bu günlerde bir test yapılacak. İyi çıkması için dua eder misiniz? Dilerim o da çocuğunun nice sağlıklı yaşgünlerini kutlar.

Yarın iki yaş aşılarımız var. Şimdilik bizden bu kadar.

Sevgiyle kalın, iyi haftalar.
Alin yine üflüyor :)
Not: 14 kg, 90 cm. Aşılarımız bitti ve hiç ağlamadı kuzum.

3 Haziran 2016 Cuma

Verdik Gitti :)

Bu aralar yine yazamamaya başladım. Okuyamıyorum da. Nolacak bu halim bilmiyorum. Yoğun bir hafta içerisindeyiz. Düğünü atlattık bitti çok şükür. Verdik gitti Nuno halamızı. Allah mutlu etsin , herşey gönlünce olur inşallah. 

Hafta arası düğün hakikaten zormuş. İşyerinden izin almak zorunda kalmalar, çocuğu okula gönderememeler, kuaförlerdeki yoğunluk... Mezuniyetler, ramazan dolayısıyla düğünleri erkene almalar derken, kuaföre bir giriyorsun, bir daha çıkamıyorsun. 

Ece geçen hafta rahatsız olduğu için okula gidememişti. Bu hafta da rol yapıyor gitmemek için. Ya bu çocuklar bu okulun değerini hep büyüyünce mi anlayacaklar? Aynı bizim gibi. Hep büyümek için can attık, şimdi de küçülmek için can atıyoruz :)

Geçen hafta sınıfın toplantısı vardı. Eşim katıldı. Ondan rica ettim lütfen çocukların neden bu kadar kendisinden korktuğunu öğretmene sorar mısın diye? Öğretmen anlam verememiş, bizi okula birebir görüşmeye çağırıyor. Oysa Ece nin sınıf arkadaşları Yeşim, Akay, Ceren de korkuyor. Hatta geçen Ceren test kağıdını kaybettiği için korkusundan ağlıyordu. Annesine yalvarıyordu onu okula götürmesi ve durumu öğretmene açıklaması için. Es geçilecek bir konu değil. Ece hoş olmayan şeyler anlatıyor bize. Ben diğer velilerin nasıl şikayet etmediğine hayret ediyorum. 

Bu arada kızım dün madalya kazanmış çünkü sınıfta en çok kendisinin yıldızı varmış. 

Ramazan geldi hoş geldi. Bir bakacaz ki bayram gelmiş. Hayırlısıyla, layığıyla oruç tutmak nasip olur inşallah.

Haftaya Sarı Fırtına'nın doğumgünü. Pazar'a geliyor ama ramazan dolayısıyla cumartesi akşam kutlarız yine koşturmaca. Bir sonraki pazar babalar günü. Sonrasında bayram geliyor zaten. 

Yurtdışından gelen halamız bugün bizde kalacak. Yarın sabaha güzel bir kahvaltı hazırlamalıyım. Ece isteklerini sıralamaya çoktan başladı. 

Benden bu kadar. Herkese iyi haftasonları.




Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...