Neredeyse 20 gün olmuş yazmayalı. Hem ne yazacağımı bilemedim, hem de elimdeki kitabı bitirmek için bloglara girmedim. Çünkü bir girdim mi çıkamıyorum. Resmen kendimi kaybediyorum bloglar arasında.
Bir kitap ki, yılan hikayesine döndü.
Kitabı yarım bırakmamak için resmen cebelleştim kendimle. İki defa başa sardım. Okuduğum ilk Orhan Pamuk kitabı. Başka bir kitabını okur muyum bilemiyorum. Farklı bir son bekliyordum. Kitabı elimden bıraktığımda, tekrar elime almam için hiç bir sebep sunmuyordu kitap bana.
Doğu - batı sentezi demiş bana göre alakası yok. Tarihle ilgisi yok. ' Ben neden benim?' sorusuna yanıt aranan sayfalar gerçekten güzel kurgulanmıştı. Çoğu zaman kişileri karıştırdım.
Değişik bir kitap. Tavsiye eder miyim? Hayır.
Aynaya bakarken nasıl görünüşünü seyrediyorsa insan, kendi düşüncesinin içine bakarak da özünü seyredebilirdi. (Sayfa 57 - YKY)
Sonraları, yaşamak için hikayeler uydurduğum yıllarda, hikayeler uydurmak için yaşamayı düşleyen bu adamı hatırladım. (Sayfa 17 - YKY)
150 sayfalık kitabı bitirmem 1,5 ay sürdü. Rezalet bir durum anlayacağınız.
Bu aralar akşamları örgü örmeye çalışıyorum. 2013 yılında başlamış olduğum bu battaniyeyi tekrar elime aldım. Ozan için örmeye başlamıştım, şimdi kardeşi dünyaya gelecek inşallah ona yetiştirebilirim. :) Tembelim biliyorum. Kenarını örüyordum 4. sırada beğenmediğimi farkettim ve tekrar söküp başladım.
Cumartesi günü ise beni bir süpriz bekliyordu. Normalde bugün olan doğumgünümü bizimkiler organize olmuş cumartesi kutlamaya karar vermiş. Herkes bişeyler hazırlamış gelmiş. İmece usülü bir doğumgünü partisi harika oldu açıkçası. İkramlar on numaraydı. Eşimin benim için sipariş verdiği pasta da onu bir süpriz bekliyordu. Pastacı, arkadaşımız olunca içine kendi duygularını katmış. :) Üzerindeki mesaj hiç eşime göre bir şey değildi. Hepimiz gülmekten yerlere yattık. Artık 38 olduğuma göre profilimi de düzelteyim bir ara :)
Misafirlerimiz gittikten sonra asıl süpriz geceymiş. Hemen aklınıza muzur şeyler geldi di mi :) Maalesef Ela rahatsızlandı. Gece istifra etti. Üşüttü galiba. Aksırmalar, tıksırmalar. Bütün gece babayı yatırmadı.
Pazar uyandığımda ben de kendimi iyi hissetmiyordum ama kendimizi dışarı atmazsak ev hali çekilecek durum değildi. Kahvaltımızı dışarda yaptık. Ela bir şey yemese de açık hava, güneş iyi geldi. Sonra sahile çıktık. Uçurtmamızı uçurduk. Ama Ela halsizdi biz de daha fazla yormadan eve geçtik. Güzel bir duş ile uykuya daldı kuzum.
Bugün de burun akıntısı hafif ateş devam ediyor. Kaderin cilvesi ben ofiste, o evde. :(
Herkese sağlıklı, mutlu haftalar.