31 Ekim 2013 Perşembe

Basit hayallerimle geldim ben.

Geleli bir hafta oldu, mimlendim. Ben bir balık burcuyum ve maalesef en öne çıkan özelliklerimden biridir hayal kurmak. Hatta eşimin dalga konusudur sürekli uyarmak gereği duyduğu; “ realist ol hacı!” Bu mimi cevaplayanların bazılarını okudum da, insanlar döktürmüş. Güldüreninden tut, düşündürenine kadar, seni yazının içine çekeninden tut, hayal alemine daldıranına kadar harika bir mim yazmışlar. Hele de beni mimleyen Maviye İz Süren.  Çok ama çok güzel yazmış. Kalemine sağlık arkadaşım. Benim yazım eminim ki çok basit kalacak. Zaten daha yazıya nasıl başlayacağımı hatta ne yazacağımı bile bilmiyorum.

Benim hayalim klasiktir. Hep şöyle bir kare var gözümün önünde.  Ben bir EV HANIMIYIM.  (Ev hanımı olduğuma göre emekli değilimdir muhtemelen ama hayalde varsın emekli olayım. Çünkü ikinci çocukla birlikte işten ayrılma gibi bir hayalim var benim.) Çocuklarım okuldan geleceği için onlara güzel bir kurabiye ya da kek yapmışım. Evde mis gibi bir koku. Ev tertemiz, düzenli. Hiçbir şey yarım yamalak yapılmamış. Hatta hobim olsun, öreyim , dikeyim, boyayayım. Kapı çalar kuzular gelir. Evde herkes mutlu, herkes huzurlu.  Ve ben daha sabırlı. Evet bu sabır mutlaka olmalı hayalimde. Mutfakta günün özeti geçilir . Sonra babamız gelmeden sofra hazırlanacaktır. Kuzular ödev başına anne güzel bir sofra kurmaya. Hatta mevsimlerden sonbahar olsun. Dışarısı hafif soğuk olsun ama ev sıcacık. Evin ısısı gülücüklerden yayılıyor olsun, huzurdan, mutluluktan, güvenden.



Sonra bir bahçemiz olsun,kedimiz olsun, köpeğimiz olsun, hafta sonu gelsin ben bahçemle ilgileneyim, babamız balığa çıksın. Kuzular da oyun zamanında muzur olsunlar biraz ama çok iyi anlaşsınlar. İyi ki sen benim kardeşimsin desinler birbirlerine. Baba balıktan gelsin akşama taptaze balıklar bizi beklesin. Sevdiklerimiz hep yanımızda olsun. Sağlıklı olsun herkes.

(Kuzular yerine hep kızlar yazmak geçiyor aklımdan nedense. Ama hayal mi yoksa niyet mi :D bilemedim. )Büyüsünler, sevdiği  işleri  olsun.  Tüm çocuklar büyüsün, onlara bişey olmasın. Onlar masum. Çocukları kullanmasınlar.  Savaşmış kanmış bitsin artık. Neyin savaşıdır bu? Nedir paylaşamadıkları? Şu yüzyılda açlıktan ölenler var hala.  Zeki insanlar, dahiler bu sorunlara yorsun kafalarını, bildiklerini ticarete dökmeden.  İşsizlik denen şey olmasın. Herkes kazansın, evine ekmek götürsün.  İnsanlar konuşmasını bilsin, üslup nedir öğrensin. Kalp kırınca kimsenin başı göğe ermiyor farketsin.  

Vergi olmasın, hep bana hep bana olmasın.  Kilo derdi hiç olmasın. Herkes zayıf olsun. Marka olmasın.Topuklu ayakkabı olmasın. Sınıf olmasın. Gurur, kibir, intikam, hor görme olmasın. 

Biz de kocamla o yer senin, bu yer benim gezelim olmaz mı?

Çok mu fazla şey istiyorum yoksa ? Sanırım hayalden başka yerde olmaz benim bu isteklerim.  Bu yazıyı bitirip yayınladıktan sonra, keşke şunu da yazsaydım diye bir sürü şey gelir aklıma kesin.

Hayallerini kim paylaşmak ister bizimle?
Anne kaleminden
Oytun'la hayat

Hayallerinizle gelin bize :)
Sevgiler



24 Ekim 2013 Perşembe

Hadi yine yeniden

Canım bloğum, canım arkadaşlarım,

Uzun zaman aradan sonra yeniden MERHABA!

Çok özledim, hepinizi, herşeyi. Yazmak istemek ama yazamamak. Sırtında hep bir yük gibi. Aklımda yazacak çok şey var ama hangisinden, neresinden başlayacağımı bilmiyorum. Çok ara verdim bu sefer ya :(

Kaldığım yerden devam edeyim. İrem'im güzel kızım hastaneden taburcu edildi. Artık hergün fizik tedavi görüyor. Hala yürüyemiyor, tam olarak konuşamıyor ama gün geçtikçe gelişme kaydediyor. Okuluna başladı. Annesi hergün onunla okula gidiyor. Sınıfına kadar taşıyor. Derslere beraber giriyor. Onun yerine yazıyor. Artık daha anlaşılır bir şekilde konuşuyor. Herşey daha güzel olacak inşallah. Zor bir sınavdan geçiyorlar. Allah annesine güç sabır versin. Dualarınız için Allah hepinizden razı olsun. Rabbim kimseyi evladıyla sınamasın.

Ece hn için bu sene devlet anaokulu düşünüyorduk, ama yarım gün olacağı için işin içinden çıkamadık. Kim alır kim götürür, nereye gider, biz eve gelene kadar kim bekler? diye bir soru olunca kafamızın içinde kreşimizin anaokuluna devam kararı aldık. Kreşte biraz yaramazmış. Kendi anlatıyor. Bizim de hoşumuza gidiyor ne yalan söyleyeyim. Gülüp geçiyoruz.

Bir çiş sorunumuz var ki sormayın. Ece çok sık tuvalete gider oldu. Bu bayadır sürüyor. Klozetten iniyor ama hala çişim var gibi hissediyorum diyor. Wc den çıkmaz olduk. Neredeyse oraya kamp kuracaz. Nereye gidersek gidelim , illa ki tuvaletini ziyaret ediyoruz. Ben ki umumi wc kullanmaktan asla hazzetmeyen gerekirse saatlerce tutan biriyim. Ama kızımın bu sorunu beni çıldırtıyor. Daha önce idrar tahlili yaptırmıştık temiz çıkmıştı. Pazartesi tekrar gittik, ultrason ve idrar tahlili yaptırdık yeniden. İdrarda çok az iltihap varmış, dayadı dr umuz antibiyotiği ve iki ayrı şurubu daha. Bana göre gereksizdi ama sırf denedim demek için içiriyorum. Şu ana kadar bir değişiklik yok. Bence görünen o ki psikolojik. Çünkü birşeye daldığı zaman unutabiliyor çişini. Allah sonumuzu hayır etsin. Artık çiş dediğinde şimşekler çakıyor beynimde.

Evlendiğimizden beri ilk defa uzak bir yere tatile gittik. Ece den dolayı çok çekimserdik , ama iyi ki gitmişiz. Marmaris harikaydı. Ece dönmek bile istemedi.

İş durumlarına gelince hep bir mucize bekliyordum işten ayrılmama vesile olsun diye. Allah dualarımı kabul etti ve bana ikinci mucizemi yolladı. :)

Şimdilik bizden bu kadar, canınızı sıkmayalım hemen. Artık hep buralardayız.

Görüşmek üzere. Sağlıcakla kalın.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...