forum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
forum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Mart 2013 Pazartesi

Çiş Sorunsalı

Artık gerçekten gına geldi, " anne çişim geldi" cümlesinden. Kesinlikle anormal giden bişeyler var.
Bu durum hemen hemen üç haftadan fazla bir süredir var. "Anne çişim geldi" tuvalete koş, bekle bekle - oturur oturmaz da yapamıyor ki, konsantre oluyoruz, çişimizi yapacağımızı rahatlayacağımızı düşünüyoruz - sonra bir - iki damla yapsın , kalksın, altını temizle, üzerini düzelt, yaptığın işe geri dön.

On dk geçmesin tekrar. Yaptığın işe geri dönüp, bitiremeden tekrar. El yıkamaktan eller haşat, havlu sırılsıklam. Tekrar , tekrar. Değiştirdiğimiz çamaşırın haddi hesabı yok.

Ece hanımın doktorlarla yıldızı hiç barışmadı. Allahtan Nuno halamız laborant. Geçen hafta idrar tahlilimizi yaptı; sonuç temiz. Üzülsem mi sevinsem mi bilemedim. Çok şükür.

Ama bu sabah öğretmeni de sordu bu durumu. Çünkü kreşte de sürekli altına kaçırdığını ve çamaşırını değiştirmesini söylüyormuş öğretmenine. Hatta bağırıyormuş, arkadaşlarının yanında. Hoppalaaaa!

Ya sabır. Cumartesi akşamı benim hatırladığım 5 kere falan değiştirdi çamaşırını. bir damla bile değiştirmesi için yeterliydi. Ürolog yolları göründü. Şimdi bir de bildiği halde sürekli erkeklerin neden ayakta çiş yaptığını sorup duruyor, pis pis sırıtarak. Ben nette -sürekli tuvalet ihtiyacı- diye araştırırken, yanıma gelip "erkekler neden ayakta çiş yapar? onu da araştırır mısın anne?" diyor. Dün banyoda ayakta çiş yapma girişiminde bulundu. Kardeşi olursa erkek kardeş istiyormuş. Hatta çişini kendi yaptıracakmış, altını kendi değiştirecekmiş. Pipisi olduğu için bu çok kolay olacakmış.
Kreş müdiremizi arayıp psikoloğun gözlemlemesini ve sınıf öğretmeniyle istişarede bulunmasını rica ettim. Tabi öncelikle benim dr a götürüp herhangi bir sağlık problemi olup olmadığını öğrenmem gerek. Bu davranışlar psikolojik mi, yoksa bir sorun mu var netleştirmem lazım.

 Aşağıdaki kelebekten çıkan notum

Kızımın benim için kreşte hazırladığı doğumgünü kartım
Hayatımda oldukları için şanslı olduğum insanlara sahibim ben. Bu sene doğumgünümü çekirdek aile kutlama kararı almıştık. Ama eşimin ailesinin içine sinmedi ve bizi yemeğe davet ettiler. Nuno halamız benim için pasta da yapmıştı. Herkes benim için toplanmıştı. Ece şaşırdı; " ama senin doğumgünün geçti anne" dese de mumları söndürmekten kendini alıkoyamadı. Beni çok duygulandırdılar, sayelerinde 34 yaşımı mutlu bir şekilde karşıladım. Kendileri gibi ince bir hediye almışlar, az kalsın beni ağlatacaklardı. İyi ki varsınız. Hep birlikte nice senelerimiz olsun inşallah.



Doğumgünümden sebeplenen bir cüce var karşınızda. Forumda süpriz yapıp,hediye yollamayı seven bir arkadaşım var benim. Başkasını mutlu edince, mutlu olan kendi güzel, yüreği güzel Neslihanım var. Unutmamış Ece me de hediye yollamış ve Ece hanımın gönlünü kazanmıştır kendisi. İşte kelebekli saatimiz. Seni çok seviyorum Nessim.





Ve sırada benden pek geçerli not almayan, ama kesin yapım hatası olan elma cipslerine. Calliou efendide duydum ben elma cipsini. Deneyelim bakalım neye benziyormuş dedim. Dün burada toz fırtınası vardı, çakıldık kaldık evde. Hiç şikayetim yoktu. Çünkü evde olmayı seviyorduk biz ailecek. Elma cipslerini denemek için güzel fırsattı. En azından kızımın ne yediğini bilecektim. Bizim evde cipse karşı zaafı olan bir baba - kız var da.

Üç küçük yeşil elmayı bıçakla ince ince dilimlemeye çalıştım. Üzerine göz kararı şeker serptim ve de tarçın. Yağlı kağıt konmış tepsiye dizdim. 100 derecede bir saatten fazla kaldılar fırında. Ara sıra çevirdim elmaları. Ne kadar ince dilimlersen, o kadar çabuk kavuşuyorsun ciplesirine. Pişerken evi harika bir koku kapladı.

Cipslerimiz çıtır çıtır oldu ama tadında bir gariplik vardı. Bence elma seçimim yanlıştı. Çünkü hiç şekerli olmamıştı ve ekşimtırak elma pişince pek nahoş olmuştu. Bence sarı ya da amasya elmasıyla denenirse daha güzel sonuç elde edilir. Ve belki de şeker miktarı biraz arttırılırsa.




Üç küçük elmadan bir fırın tepsisi doldu ama sonuç olarak küçük bir tabak elma cipsimiz oldu. Ve hepsi de yendi bitti. Tekrar deneyeceğim kesinlikle.







Sağlıklı haftalar.

22 Şubat 2013 Cuma

Bitti

Yirmiiki gün aradan sonra merhaba. Eşim bile bloğumu sıkıcı buluyor artık. Konu var da ben yazmıyorum sanki.

Bu süre zarfında olanlardan aklımda kalan bir kaç şey var sadece.

Ece ölümü sorguluyor. Ölmek istemediğini söylüyor. Sadece yaşlı insanların öldüğünü sanıyor. Anne siz beni korursunuz değil mi? Ölüm gelince ben arkanıza saklanırım, ölmek istemiyorum diyor. Ve boğazımıza kocaman bir yumru oturuyor.  Çocuklar ölmez ki anneciğim diyemiyorum. Babamız korkmasın diye ölümün kötü birşey olmadığını söylüyor ama pek başarılı olduğu söylenemez. Sadece konuyu değiştirebiliyoruz.

Forumda bir arkadaşımız vardı.
Geçen sene en son şöyle yazmıştı.
Melek haber verdi...O kadar duygulandım kı anlatamam...Bız bayram tatılı ıcın gıdıp geldık aılemın yanına.(Bulgaristan) BUtun ıyı dıleklerınız ıcın hepınıze tek tek tesekkur ederım.Gunesım daha ıyı dıyebılecegım durumda,ama cok gerıledı.Kızlar foruma gırmıyorum artık,gıremıyorum,cunku dayanamıyorum.Gunesle bırlıkte ve az aralıkla dogan bır suru cocugu gormeye dayanamıyorum.Bız kı o zamanlar hangı bezı kullansak,hangı mama daha saglıklı,yemıyor ıcmıyor derdıne dusmusken sımdı benım kızıma hayat mucadelesı vermem cok acı gelıyor.Kalbım dayanmıyor...O kadar cok sey yasadımve yasamaya devam edıyorum kı hangını bırını anlatayım bılmıyorum.En sondan baslayayım.Salı gunu kızımın tekrar EEG cekımı vardı.Maalesef sonuc kotu :(Anne yuregım nasıl kaldırıyor bunları dıye ben bıle cok merak edıyorum.Uyurken nobet gecırıyor yıne.Uyanık halı duzgun.Sımdı de drun aramasını beklıyorum.Arasın da ne yapmam gerektıgını soylesın...O kadar yorgunum kı bazen uyuyup bı daha uyanmayasım var.Ama bebegım...Gunesım...Yuruyemıyor,konusamıyor,ellerını bıle kullanamıyor.Oturamıyor.Olsun bır gulumsemesı de yetıyor su an.Umutla ılerlemeye calısıyorum,ama cok zor...
Babası ılgısız.1 yılı askın ayrıyım.tek basıma mucadele edıyorum.Aılem destek olmaya calısıyorlar,ama buyuk pay bana kalıyor.Ne olur bızım ıcın dua edın.Yurumesını de gectım.Emekledıgını gorsem allahtan baska bırsey ıstemem...
Daha fazla yazamayacagım.Hepınıze tekrar cok cok tesekkur ederım.

Güneş kuzusu melek oldu. Yazarken bile nefes alışım değişiyor. Rabbim kimseyi evlat acısıyla sınamasın. O baba sıfatındaki kişiyi de allaha havale ediyorum.

Hayat devam ediyor. Acısıyla, tatlısıyla, süpriziyle. Dün ofise  pastaneden gelen çöreklerden benim şansıma şöyle bir süpriz çıktı. Yutmadığım ya da damağımı yarmadığım, dişimi kırmadığım için şanslıydım.  Geri iade ettim kendilerine raptiyelerini.

 Bana özür için aşağıdaki kurabiyeleri yollamışlar. Neyse akşama misafirim vardı düşeş oldu. Memleketimin hatrı sayılır pastanelerindendir kendisi.

 Bunlar da Ali ile Ayşe. Ece çizdi ben de düzeltmeye çalıştım.


Kuzey'i izlemeye devam. Bir de Karadayı var.
İşimden nefret etmeye devam.
Koşturmacaya devam.
Kısaca hayatımda hiçbir değişiklik yok şimdilik.


Herkese iyi haftasonları.


Not: Yoktum ya yirmiiki gündür. Ama bir sorun hele niye? :)

Hayatımda ilk defa e-kitap okudum. Son zamanları kasıp kavuran seriden bahsediyorum. İlk kitabı aldım yuh, çüş, oha nidalarıyla bitirdim. İkinci ile üçüncüye para vermem dedim ama dayanamadım internetten okudum. Gözlerim kızardı ama yine de vazgeçemedim. Kitabı tavsiye eder miyim? Hayır. Yazar kesin balık burcu. Nasıl bir hayalgücüdür öyle? Çünkü böyle bir baş kahraman ancak kitaplarda olabilir. Kitabın kadın kahramanını okuyup da kıskanmayanın alnını karışlarım. Kitap çok türk filmi tarzında bişeydi, mutlu sonla bitti. Sadece kadınlara hitap eden bir seriydi. Bitti ve buradayım.

Kaçtım bebek :)

17 Aralık 2012 Pazartesi

Haftasonundan

Çalışmaktan sıkıldım ben arkadaş. Gerek işyeri ortamı, gerek emeğinin karşılığını alamama, gerekse  geç çıkmalar, beni işten soğuttu. Evime, eşime , çocuğuma yansıttığı stresi de cabası.

Cumartesi yine geç çıktım. Ya çalışsa zoruna gitmez insanın. Ama tamamen keyfi. İçeride misafir olması sebebiyle geç çıkmak sinirlerimi zıplatıyor. Neyse bir sürü planım vardı , yattı tabi. Akşam 18:00 e geliyordu kızımı almaya gittiğimizde. Yine gelmek istemedi ,zor ikna ettik. Hatta bu cumartesi için anneannesinde kalabileceğine dair söz verdik. Ama kesin kalmak istemeyecektir.

Eve geldik, saat 22:30 herkes tırt.

Pazar sabah güne başlama 07:10. Kahvaltı yine hazırdı :) Ece neredeyse hiç bişey yemedi. Kahvaltıdan sonra sıvadım kollarımı. Çünkü kızım bir önceki akşam izlediği Ben Bilmem Eşim Bilir yarışmasında gördüğü sarmalardan istemişti. Annemi aradım,Ece'nin canının sarma istediğini, sarma saracağımı söyledim. Gelip bana yardım etmesini söyleyecektim, ama temizlik yapacağını söyleyince kıyamadım, kapattım tel.u.Lakin mesajı almış olacak ki, beni tekrar arayıp bir saat sonra geliyorum yardıma dedi canım benim.

Neyse pişmesini sor bekledi. Ama yedi kuzum. İyi ki yapmışım dedim.

Akşama derbi vardı. İşte maçı bekleyen bıdık.

Bu da Anneler Dünyası forumunda yaptığımız yeni yıl çekilişi için arkadaşıma yaptığım kupa giysisi. Bir saatten biraz fazla sürdü yapımı. Kullanır mı bilmem ama benim hoşuma gitti. Ben işyerinde hiçbir içeçeğimi sıcak içemem. Artık damağım o kadar alıştı ki ılık içmeye, sıcak içtiğimde hemen su topluyor.


Bu kutuyla yollayacaktım hediyelerimi. Ama Ece üzerine imzasını atınca, böyle kalpçikler kesip yapıştırdık. Hoş boşuna uğraşmışız. Hediyeler içine sığmadı. Başka kutu ayarlamak zorunda kalacağım. Kıyamet kopmadan yollasaydım bari hediyelerimi de, arkadaşımı sevindirseydim.:)
Bu da bu sabah çiçekçimizin bize yaptığı güzel jest. Mis gibi nergis kokuları günümü güzelleştirdi.


Size de mis kokulu bir hafta dilerim.

22 Aralık 2011 Perşembe

Benim başım kel mi?

Kel olmasa da , kel sayılacak kadar az saçlıyım. Ama yine de ben de aldım nasibimi bu yeniyıl hediyeleşmesinden. Bloglar arasında çekiliş olmuş ama hiç haberim yok. Anneler Dünyası forumunda her sene en az iki çekiliş yapılıyor. Ve her seferinde tövbe desem de, yine de kendimi çekilişin içinde buluyorum. Ben hediye alırken çok zorlanıyorum. Neyse alnımın akıyla çıktım yine işin içinden. Canım arkadaşım Neslihan'ıma yolladığım hediyeler.


Taa hamileliğimizde başlayan bir bağ var aramızda forum arkadaşlarımla. Hatta geçen Mayıs ayında bir İstanbul çıkarması yapmıştım hatırlarsanız. Sırf forum arkadaşlarım için. Hepsini çok seviyorum ve İYİ Kİ varlar diyorum.

Canım Raşidem, emeğine yüreğine sağlık . Yüreği güzel, kendi güzel arkadaşım, hamile halinle yoruldun. Güzel gözlü arkadaşım.
Hakkını helal et. Rabbim sağlıkla kucağına almanı nasip etsin Safiye'ni.





Şimdi kızımın yılbaşında benden istediği hediye için uğraşıyorum. Yün desem, tığ desem...
Ve tabi ki gelecek hafta kreşlerinde yapılacak olan kostüm partisi için yuyduruk bir kostüm yapmaya çalışacağım kızıma. Tül desem, peluş desem... :)

19 Temmuz 2011 Salı

Kısa bir izin

Efeniiiimm, bendeniz Cuma- Cumartesi ve Pazartesi izinliydim. Niye mi? Çünkü İstanbul'dan arkadaşım geldi. Neslihan'ım geldi. Üşenmedi, beni kırmadı sırf bizi görmeye, dört günlüğüne oralardan buralara geldi. Bizi çok mutlu etti. Kendisi ayrıca Forumumuzun sahibi ve admini .

Çok güzel dört gün geçirdik. Sıcaklar dışında herşey güzeldi. Ayrıca kızımın içine kaçan cadıyı es geçmeden edemeyeceğim. Utku'ya etmediğini bırakmadı. Hiç bir şeyini paylaşmadı.
Neslim sayesinde bu mevsim deniz sezonunu açtık. Sıpaları yüzdürdük, sonrasında sızdılar.Ben domates gibi oldum. Sırtım fena yandı. Habire kaşınıyorum. Derimin soyulması yakındır.
Çekirdek alıp sahilde çitledik.
Gece geç saatlere kadar sohbet ettik.
Meşhur dönerimizden yedik:)
Harbiye'ye gidip şelaleleri görmemek olmazdı.
Sonra da Kuzeytepe'de Nuri'nin Yeri'nde harika bir yemek yedik. Eğer bir gün yolunuz Antakya'ya düşerse muhakkak uğrayın derim Asla pişman olmazsınız.


Her güzel şey gibi bu dört gün de çok çabuk geçti. Dün akşam Neslimi yolcu ettim. Alıştık. Kızım sürekli Utku'yu Nesliyan teysesini sorup duruyor. Aslında daha uzun yazmak istiyordum ama fotolara sinir oldum. Son zamanlarda nedendir bilmiyorum postlara hakim olamıyorum.Ya yazı kayıyor ya fotolar kaymamakta ısrar ediyor.
Zaten yaz günü sıcak bunaltıyor, en iyisi ben de sizi bunaltmayayım.
İnşallah en kısa zamanda tekrar kucaklaşırız Neslim. Hoşgeldin sefalar getirdin. İyi ki de geldin.
Burada kapısını çalacak tek bir dostum bile yokken, forum sayesinde sizleri tanıdığım için çok şanslıyım.

23 Mayıs 2011 Pazartesi

Nil'in İstanbul Çıkarması

Dayanamadım. Gittim. İyi ki de gittim.

Muhteşem bir üç gün geçirdik annem ve kızımla.
Çok yoruldum ama değdi.
Şu bir gerçek İstanbul'da yaşayamam. Ben her an öyle koşturamam.

Canım arkadaşım Elif'im de kaldım.


Forumdaki arkadaşlarımı gördüm, kucaklaştım. Bu ayki oyun grubunun Elif'te olması onları görmemde büyük etkendi.



Macun yedim
Eliflerin anesinin evinde kaldık Manzara muhteşemdi

Ne desem ne yazsam az. Yaşadığım mutluluk tarifsiz. Yoruldum ama asla pişman değilim. İyi ki gitmişim. Hayaldi gerçek oldu.

10 Mayıs 2011 Salı

Bugün daha iyiyim

Dün akşam iş çıkışı taziye evine gittik. Minik Azra'yı kucağıma aldım, öptüm, kokladım. Kuzum herşeyden bihaber şaşkın şaşkın baktı yüzüme. Rabbime " onu sevenlerinin yanında büyüt" diye dua ettim. Çünkü babaanne , hala kişileri sağlıkta, varlıkta yanında olmadıkları gelinlerini misafirmiş gibi uğurlamaya gelmişler ve elalem alışverişte görsün misali torunlarını sahiplenmeye çalışıyorlardı.

Bugün daha iyiyim. Çünkü kuzum bugün ağlamadan gitti kreşine. Üstüne üstlük bana çiçek verdi.
Şimdi çiçeklerim karşımda. Gördükçe gülümsememek elde değil. Off Azram :(

Bu da Cuma günü kızımın kreşte benim için yaptığı çiçeği
Üzerinde " Şayet bana gözünle değil kalbinle bakıyor olsaydın, seni ne kadar sevdiğimi çok iyi anlardın. Anneler günün kutlu olsun annecim." yazıyor :) Offf Azram

Ve bu da Anneler günü için çok sevdiğim arkadaşımın bana yolladığı el emeği hediyeleri.
Demetçim çok teşekkür ederim. Ece çok sevindi hediyelerini görünce

Seldamın bana yolladığı kart:

Dünkü ruh halime o kadar iyi geldi ki bu hediyeler. Zamanlama ancak bu kadar güzel olabilirdi.
Dün haftasonu postlarını okumak için bloglarınıza uğrayamadım.Beni mazur görün lütfen. Zamanla arayı kapatmaya, yorumlarınıza cevap yazmaya çalışacağım.

30 Nisan 2011 Cumartesi

Ne yalan söyleyeyim şımardım :)

Hep bahsediyorum Anneler Dünyası'ndan. Bizim ordaki muhabbetimizden. Hamilelik dönemlerimizden beri süre gelen dostluklarımızdan. Hatta bir önceki postumda İstanbul'a gitmekten bahsediyordum ya.. Forumdan arkadaşlarımı görmek, hasret gidermek, sanalı gerçeğe dönüştürmekti amacım.

Bugün Cumartesi olduğundan forumda pek kimse bulunmaz. Ben de ne var ne yok diye bir bakayım derken, büyük puntolarla ismimin yazılı olduğu bir konu başlığı gördüm.

NİLHAN :)

Allah allah heralde bana ulaşamış ki Seldam sesini duyurmak için konu açmak gereği duymuş diye düşündüm. Tıkladım ve ne göreyim?

"CANIM ARKADAŞIM
BİLİYORUM ÇOK MAHÇUP OKUYACAK BU SATIRLARI AMA AMACIM O DEĞİL KESİNLİKLE....ACABA BENİM GİBİ FORUMDA DAHA KAÇ ARKADAŞIMA YARDIMCI OLUYORSUN ? GÜNDE KAÇIMIZIN DERTLERİNE ÇARELER ÜRETMEYE ÇALIŞIYORSUN? MANTIĞINLA ELİNDEN GELDİĞİ KADAR ÇIKIŞ KAPILARI GÖSTERİYORSUN ... TÜM YAŞADIĞIM SEVİNCİ,ÜZÜNTÜYÜ,ENDİŞEYİ ÖNCE SANA YETİŞTİRİYORUM :)) BAZEN BELKİ SANA OFFF DEDİRTİYORUM AMA O KADAR İNCESİN Kİ HİÇÇ KALBİMİ KIRMIYORSUN...UZAKTAKİ YAKIN ARKADAŞIM İYİ Kİ VARSIN BE İYİ Kİ VARSIN
"

Ardından Narin;

bende Nil i çok seviyorum çok samimi, çok candan gerçekten, ben gerçek hayattada öyle olduğuna inanıyorum Nil, geçen gün doktorum programında bir psikiyatrist herkesin derdine koşan kişiler daha çabuk çöküyor diyordu Nİl aklında kalsın, banada küpe oldu bu ;)


Sonra Yusuf Mert'imin annesi Yasemin;

Evet bende cok sevıyorum nılııı
Yanı ne bıleyım cok naıf benı hıcbır yorumu dusundurmuyor hıc bır yorumunu okurken endıselenmıyorum cok guzel akıcı bır dılı var
Sevıyoruz yahıuuuuuu
Iıyıkı varsın nılll


Nilay'ın yorumu;

konuyu görünce önce nile soru soracak sandım selda.
ama okuyunca nile olan duyguları olduğunu anladım.
nil seni bende çok seviyorum. burada bilmem hiç ben nili sevmiyorum diyen çıkarmı?


Göknur'un beni duygulandıran mesajı;

Ay mukerrer şeyelr yazmak istemem ama Nilhan ile annem ana-kız mı acaba diyeceğm heee.. Hastanede filan mı karıştık acaba. :lol: :lol: :lol:

Omrunun sonuna kadar boyle olacağından emin olabilrsin Nil.
Sonraaa...
İnşallah Ece'nin düğününde, akrabalarının 3-4 katı sadece ama sadece senin dostların olacak,
yıllar içinde biriktirdiğin biriktirdiğin biriktirdiğin....

Nessim;

ben nilimi çok ama çok seviyorum

Arzum; kalpçikler yollamış.

Hatice'm;

Ben de seviyorum Nİl' iii ;) Gerçekten de gözlemlediğim kimin bir derdi olsa Nil hemen yardımcı olmaya çalışıyor

Eminenur'un güzel mesajı;

kendisine de söylemiştim bi ara yine söylüyorum,şu foruma girmeme bir sebep te nilhanın sıcakkanlılığını sanal da olsa hissetmemdir. foruma lk girdiğim sıralarda bana en yakın gelen kişilerdendir nilhan hala da öyle....

Benim mesajım;

inanamıyorum ya
ağlıyorum
delisin selda
delisiniz hepiniz.
ben forumda kimse yoktur kapatmadan bir yeni mesajlara bakayım dedim. büyük puntolarla adımı gördüm. hayırdır inşallah deyip tıkladım ve ne göreyim??
selda nerden çıktı şimdi bu mesaj? allahım yarabbim. ne yazacağımı bilemedim.
sizi ne kadar sevdiğimi söylemeyeceğim çünkü yazmak, dile getirmek inanınki anlamını basitleştiriyor.

Nasıl duygulandığımı anlatamam. İyi ki tanımışım hepsini. Tamam çok utandım, çok mahcup oldum konuyu görünce lakin bu denli sevildiğini bilmek insana nasıl iyi geliyor anlatamam. Kendini beğenmiş biri değilim, konuyu buraya neden taşıdın diyebilirsiniz. Biraz da kendimi şımartayım dedim sadece.

(Kendimi her kötü hissettiğimde terapi niyetine bu sayfayı tıklayacağım.)




19 Nisan 2011 Salı

İşte ilk ahşap denemelerim

Her türlü eleştiriye açık olduğumu belirtmek istiyorum.

Kolaj yapamadığım için çok fazla fotoğrafa maruz kalacağınızdan dolayı üzgünüm.



Kurdele ile de ilk defa çalıştım.
Umarım forumda hediye edeceğim arkadaş blogumu takip etmiyordur

12 Mart 2011 Cumartesi

Bu kadar da kararsız olunmaz ki!!

Şimdiiii. Bizim bir forumumuz var ya Anneler Dünyası.İşte biz orda yaklaşık hamilelik dönemlerimizden beri harika arkadaşlıklar kurduk. Üç yıla dayanan çok güzel dostlar edindik. Uzakta ama yakında, görmediğin ama sanki yıllarca tanıyormuşçasına muhabbetler kurduğun birbirinden güzel, birbirinden değerli anneler tanıdık. Moderatörümüz canım Neslihan bizi ayırmamak için , birarada tutmak için bu sene de forumumuzu bırakmadı.

Ve şimdi daha önce de defalarca yaptığımız bir çekiliş düzenledi. Neyime güveniyorsam ben de katıldım. Neden mi öyle dedim? Çünkü bu çekilişin konsepti "Hediyeni kendin yap - gönder" adı altında düzenlendi. Yani tamamen el emeği hediyeler hazırlanacak ve anneler günü için yollanacak. İyi, çok güzel, daha yaklaşık 2 ay gibi bir zaman olmasına rağmen, beni aldı mı bir telaş?? Hala ne yapacağıma karar veremedim.

Yani elimden çok fazla iş gelmez. Ve işin kötüsü kararsızlığım beni öldürecek.Bir de Ece faktörü var. Ancak geceleri çalışabilirim. O da uykuya yenilmediğim zamanlarda. Forumda öyle marifetli anneler var ki.. Dikiş dikeninden, kurabiye yapanına, örgü öreninden, dantel yapanına kadar hünerli annelerle dolu forum.

Ne yapsam ? Ne yapsam?
Örgü örsem ; Mayıs ayında kullanamayacak diyor arkadaşlarımdan biri.
Tülbentten bluz yapsam, pazarda bile varmış diyor başka bir arkadaş. ( o kendini biliyor :) )
Ahşap boyama yapsam, daha önce hiç yapmadım.
Çerçeve süslesem, aklıma en çok yatan bu oldu.

Biliyorum çok marifetli, harika el emeği dolu bir sürü blogcu arkadaşım var.  Fikirlerinize ve tüyolarınıza ihtiyacım var. Siz ne dersiniz? Bakalım ortaya ne çıkacak?

8 Ocak 2011 Cumartesi

Bu kadar güzel zamanlama olabilir

Sabah erkenden kalk, duş almaya üşen.Sonra kızın da uyansın erkenden. Ne bulaşıkları yerleştirebil makineye, ne çamaşırları atabil. Saçlar yağlı şekle sok, ilk eline geçen kotu ayağına geçir, kızına laf yetiştir derken 10 dk gecikmeyle işyerine var. Daha soluklanmadan bir de toplantıya gir. Ofis genel değerlendirmesi için. Tuzu biberi eksik oldu bugünün derken eşinle ufak bir anlaşmazlık yaşaaa. Hobaaaa yandan yandan. Ne güzel bir c.tesi. Halbuki dışarda günlük güneşlik bir hava varken ve bendeniz güneş enerjisiyle çalışırken keyif denen şey hak getire.

Veeee işte tam da o anda güvenlikten telefon: "adınıza kargo var". İyi de ben kargo beklemiyorum ki. Göndericiye baktım, bilmem ne taşımacılık. Hıh dedim bak bana değilmiş. Kesin ofisten birine ama ilgili kişi olarak benim adım yazılmış. Açtım içinden bir kargo poşeti daha. Bu sefer emin oldum bana olmadığına. Ama onun da üstünde benim adım yazıyor. Onu da açtım ve tatatataaaam. İçinde not: "..... güzele de böyle şeyler hediye edilmez ki:) Ellerinin çatladığını söylediğin için göndermek istedim.Gerçi çoktan geçmiştir ellerin:) Aysema & Esila unutulmamak dileğiyle" . Ve bunun gibi 2 not daha. Benim şaşkınlığım görülmeye değer. Paketleri bile açmadan hemen Aysema yı aradım. "Sen delisin, cadısın, beni çok şaşırttın , çok mutlu ettin ama çok da mahcup ettin " diye saydım da saydım. Neye uğradığını şaşırdı garibim.

Aysema kim mi? Hani daha önce de yazmıştım ya Anneler Dünyası forumumuzu, işte orda yazıştığım, yüzünü hiç görmediğim ama sanki yıllar öncesinden tanıdığım , samimi, sıcak, neşeli, şen şakrak bir arkadaşım. Taaa İstanbul da yaşıyor. Ya bir insan birbirini görmeden tanımadan sanal alemde nasıl dost olur bu forum öğretti bana. İyi ki tanımışım seni canım arkadaşım. Elimde cimcimesiyle sadece bu fotoğrafı var. Fotosu küçük , yüreği kocaman arkadaşım benim.  Umarım bir gün sana sarılıp, kahvemizi içerken yüzyüze muhabbet etmek de nasip olur. Çok çok teşekkür ederim.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...