On beş yaşındaki birine vereceğin nasihat ne olurdu?
Çok okumasını, kitapla dost olmasını söylerdim.
Kağıda bir şey çiz ve bize göster.
Üstün resim yeteneğimle hayalimi çizeyim bari :)
2017'de olmasını çok istediğin bir şey.
Eşimin işlerinin eski haline dönmesini ve bu sıkıntılı günleri geride bırakmayı istiyorum. Ve de Ece'nin ürtikerinin sebebini öğrenip çözümünü bulmak istiyorum.
THE END
Çelınc biter. İşe geri dönülür. En kısa zamanda diğer postumla aranızda olacağım efenim.
Esen kalınız.
challenge etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
challenge etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
8 Şubat 2017 Çarşamba
31 Ocak 2017 Salı
Challenge #13. ve #14. gün
10 yıl sonra nerede, nasıl yaşamak istiyorsun?
10 yıl sonra büyük ihtimal Elifim üniversitede olacak, Ela'da lise.Tabi ben de emekli :) Deniz kıyısında ( Karaağaç'ta) küçük bir evimiz olsun istiyorum. Annemlere yakın. İçini minimalist bir şekilde döşemek, bahçesiyle uğraşmak istiyorum. Örgü örmek, bol bol okumak istiyorum. Eşime bir tekne almak ve onu balığa büyük bir umutla uğurlamak istiyorum. Sonra kızımı hangi şehirde üniversite okuyorsa yanına gidip ziyaret etmek istiyorum. Ve tabiki eşimle seyahatlere çıkmak istiyorum. İsteyenin bir yüzü vermeyenin :)
Keşke arkadaşım olsa dediğin ünlü kim?
Wuu zor soru bu yaw. Şeyma Subaşı :P Hayatı laylaylom. Sürekli tatil modunda. Takıl ona hayatını yaşa. Şaka bir yana Yılmaz Özdil ve Cem Yılmaz'ın arkadaşı olmak isterdim.
![]() |
Buna hayalimde ulaşabilirim zaten :) |
Bana bu yeter. |
Keşke arkadaşım olsa dediğin ünlü kim?
Wuu zor soru bu yaw. Şeyma Subaşı :P Hayatı laylaylom. Sürekli tatil modunda. Takıl ona hayatını yaşa. Şaka bir yana Yılmaz Özdil ve Cem Yılmaz'ın arkadaşı olmak isterdim.
28 Ocak 2017 Cumartesi
Challenge #11. ve #12. gün
Dolabındaki en eski kıyafet ( fotoğrafı ve anlamı)

Son 10 yılda hayatında neler değişti?

Aslında bundan da eskisi vardı ama dolabımda değil, bazadaki hurçta. (Bir kazak, kot bir elbise, bol paça beyaz bir pantolon. Kızıma saklıyorum.) Bu abiyeyi kardeşimin düğünü için 2005 te İzmir'den almıştım. Çok net hatırlıyorum 300 liraya almıştım o zaman.Maaşım da hemen hemen o kadardı. Fıstık yeşil midir, uçuk yeşil midir ne deniyorsa o renk. O zamanlar 40 bedendim. Şimdi ise 40 beden olmak için neler vermezdim. (Ama bende bu gırtlak varken peeh. Mesela bu postu yazmadan önce aşağıdaki fırından tahinli çörek alıp çay eşliğinde mideme indirdim.) Hayatımda iki defa giydim. Kardeşimin düğününde ve daha sonra da patronumun kızının Mardin'deki düğününde. Ondan beridir dolapta duruyor. Bir kaç abiyem daha var böyle dolapta duran. Kınamda giydiğim bakırımsı yanık kahvemsi elbise. (Renk tanımlamasında kötüyüm sanırım.)Kayınbiraderimin düğünü için aldığım saks mavisi elbise. Bir çılgınlık anı bekliyorum gözümü karartmak için. Az kaldı hissediyorum dolaptaki işgallerine son vereceğim. Fotoğrafı akşam çektim, hatta alarm kurdum unutmamak için. O yüzden çok net değil kusuruma bakmayın.
Son 10 yılda hayatında neler değişti?
Evlendim :) O sıralar Te.... Ltd Şti. ndeydim. Sonra patronlar ayrılma kararı aldı. Biri beni yanında götürmek istedi. Babam olarak bildiğime bunu dile getirince "git kızım" demişti. Ve benden böyle çabuk vazgeçtiği için hep gönül koydum. Sonra Öz... Lojistik'e geçtim. Bir buçuk sene çocuk hem istemedik hem de olmadı. Daha sonra işyerimdeki bazı değişiklikler yüzünden başka bir yerden gelen teklifi değerlendirdim ve Ya... Group'a transfer oldum. 2008 den beri buradayım. İş görüşmesine geldiğimde çocuğumuz olmadığını ve düşünmediğimizi söylemiştim ama daha bir ay geçmemişti ki hamile olduğumu öğrendim. İşyerimde bazıları tarafından pek hoş karşılanmasa da senemi doldurmadan doğum iznine ayrılmak zorunda kaldım. Elif Ece'm ailemize katıldı. Kızım 40 günlüktü iş kaybetme korkusu yüzünden işime geri dönmüştüm. İlk düldülümüzü aldık. Araba sürmeyi baya bir geliştirdim, öyle ki eşimin ve kızımın şoförlüğünü yapıyordum. Elifim kreşle tanıştı. İkinci prensesim de 2014 de hayatımıza katılınca, artık çalışmam diye düşünüyordum. Ama hayat sen plan yaparken sana gülüyormuş. Bakıcımız Hülya abla da katıldı aramıza. İlk düldülümüzü değiştirip yeni bir araba almaya karar verdik ve aldık da. Tabi kredi de çektik biraz. Herşey yolunda giderken , benim değil de eşimin işyerinde son bir yıldır herşey durdu. Bu da hayatımızı baya olumsuz bir şekilde etkiledi. 1,5 yıl sonra bakıcımızla yollarımızı ayırdık. Okul başlayınca eşimin işleri de yoluna girer diye düşünmüştük ama olmadı. Bu sene dayımızın eşi çocuklara bakabileceğini söyledi. Artık Alin ile Nida'da bizimleydi. Hala işyerinden gelecek olumlu bir haber bekliyoruz. Eşim çıkışını talep ettiyse de verilmedi. Bakalım 2017 bize ne süprizler sunacak? Son 10 yılda artık evli, iki prenses ve kredi borcu hala devam eden araba sahibi bir kadınım. Ama çok şükür bu zor süreci çok güzel atlattık eşimle. Neredeyse çok az tartıştık. Ela ile çok ilgili. Ev işlerinde baya bir yardımcı oluyor artık bana. Birbirimizden uzaklaşmak yerine birbirimize daha çok bağlandık. Her şerde bir hayır varmış gerçekten.
26 Ocak 2017 Perşembe
Challenge #9. ve #10. gün
Göç etmek zorunda kalsan yaşamak için seçeceğin ülke.
Ülke değiştirmeme gerek olduğunu düşünmüyordum, son zamanlara kadar. Memleketimi severim, cennet gibi bir yerde yaşıyorum tek şikayetimiz yazın aşırı sıcaklar. Buna rağmen hep Ege'de yaşamak istemişimdir. Yine bir kasabada, denize yakın bir yerde ya da İzmir'de.
Ama artık ülkem çocuklarım için yaşanmayacak duruma geldi. Onlar için göç etmek isterdim. Ben çocukluğumdan beri Singapur hayaliyle yanıp tutuşurum. O zamanlar Barış Manço'nun Dünya Turu diye bir programı vardı. Orada izlemiştim ve temizliğine hayran kalmıştım. Singapur'da yaşanır mı, standartları , olanakları nelerdir bilmiyorum ama, Avrupa'da yeşili çok olan bir ülkeye de göç etmek isterdim mesela ; halamızın yaşadığı Linz olabilir. Sonra Deli Anne'nin paylaştığı muhteşem fotoları görünce İskoçya. En son olarak çocuklarımın adam gibi eğitim alabileceği, eğitim sisteminin örnek gösterildiği Finlandiya'da karar kılıyorum.
Asla unutmak istemediğin anın.
Kızlarımın doğum anlarını, onların gelişlerini beklerken ki anlarımı, onlarla ilk buluşmamızı hiç unutmayacağım sanırım.
Ece'yi doğurmak için doğum öncesinde yapılan hazırlıkları, açılan damar yollarını, çok susadığımı ve çorabımı çıkarmak istemeyişimi hep hatırlayacağım. Ece'yi ilk defa doğum perdesinin üzerinden bana el sallarken görmüştüm. Doktorumuzun böyle bir şey yapmasını hiç beklemiyordum. Tepemden bana bakan Ece ve doktorun seslendirmesi " merhaba, ben geldim annee ". Tek damla yaş süzüldü gözümden.
Ela'da daha tedirgindim. İşlemler daha uzun sürdü. Yan tarafa bakmamı istediklerinde görmüştüm Ela'yı. Ona çirkin deyişimi ama odada ilk gördüğümde ise söylediğimin aksine pembe, güzel mi güzel minik yavrumu görünce içimde kelebeklerin uçtuğunu hiç unutmayacağım.
Fotoğraflarını paylaşmak isterdim ama telefonun galerisini geçenlerde aktardım.
Ülke değiştirmeme gerek olduğunu düşünmüyordum, son zamanlara kadar. Memleketimi severim, cennet gibi bir yerde yaşıyorum tek şikayetimiz yazın aşırı sıcaklar. Buna rağmen hep Ege'de yaşamak istemişimdir. Yine bir kasabada, denize yakın bir yerde ya da İzmir'de.
Ama artık ülkem çocuklarım için yaşanmayacak duruma geldi. Onlar için göç etmek isterdim. Ben çocukluğumdan beri Singapur hayaliyle yanıp tutuşurum. O zamanlar Barış Manço'nun Dünya Turu diye bir programı vardı. Orada izlemiştim ve temizliğine hayran kalmıştım. Singapur'da yaşanır mı, standartları , olanakları nelerdir bilmiyorum ama, Avrupa'da yeşili çok olan bir ülkeye de göç etmek isterdim mesela ; halamızın yaşadığı Linz olabilir. Sonra Deli Anne'nin paylaştığı muhteşem fotoları görünce İskoçya. En son olarak çocuklarımın adam gibi eğitim alabileceği, eğitim sisteminin örnek gösterildiği Finlandiya'da karar kılıyorum.
Asla unutmak istemediğin anın.
Kızlarımın doğum anlarını, onların gelişlerini beklerken ki anlarımı, onlarla ilk buluşmamızı hiç unutmayacağım sanırım.
Ece'yi doğurmak için doğum öncesinde yapılan hazırlıkları, açılan damar yollarını, çok susadığımı ve çorabımı çıkarmak istemeyişimi hep hatırlayacağım. Ece'yi ilk defa doğum perdesinin üzerinden bana el sallarken görmüştüm. Doktorumuzun böyle bir şey yapmasını hiç beklemiyordum. Tepemden bana bakan Ece ve doktorun seslendirmesi " merhaba, ben geldim annee ". Tek damla yaş süzüldü gözümden.
Ela'da daha tedirgindim. İşlemler daha uzun sürdü. Yan tarafa bakmamı istediklerinde görmüştüm Ela'yı. Ona çirkin deyişimi ama odada ilk gördüğümde ise söylediğimin aksine pembe, güzel mi güzel minik yavrumu görünce içimde kelebeklerin uçtuğunu hiç unutmayacağım.
Fotoğraflarını paylaşmak isterdim ama telefonun galerisini geçenlerde aktardım.
25 Ocak 2017 Çarşamba
Challenge #7. ve #8. gün
Eğer bir hayvan olsaydın hangisi olurdun?
Ahanda kesinlikle bundan olurdum: Tembel Hayvan
"Bu canlılar memeliler arasında günlük en az enerji yakanların başını çeker. Bir dakikada yaklaşık olarak 50 cm hareket hızına sahiptir. Otuçuldur ve günde yaklaşık olarak 18 saatini uyuyarak geçirir. Uyanık olduğu müddetçe yaprak yer ve küçük miktarlarda hareket eder. Oldukça az yaprak yer ve bu onu doğaya en saygılı memeli ünvanı almasını sağlar. Vücut ısısı oldukça düşüktür. Boşaltım yapmak ve sindirim atıklarını atmak için haftada bir defa yere inerler."
Bir daha ki hayatında kim olmak isterdin?
Bunu hiç düşünmemiştim. Böyle bir şans verileceğini hiç düşünmediğimden olabilir. Türkan Saylan olmak isterdim. Birden geldi aklıma.
Ahanda kesinlikle bundan olurdum: Tembel Hayvan
"Bu canlılar memeliler arasında günlük en az enerji yakanların başını çeker. Bir dakikada yaklaşık olarak 50 cm hareket hızına sahiptir. Otuçuldur ve günde yaklaşık olarak 18 saatini uyuyarak geçirir. Uyanık olduğu müddetçe yaprak yer ve küçük miktarlarda hareket eder. Oldukça az yaprak yer ve bu onu doğaya en saygılı memeli ünvanı almasını sağlar. Vücut ısısı oldukça düşüktür. Boşaltım yapmak ve sindirim atıklarını atmak için haftada bir defa yere inerler."
Bir daha ki hayatında kim olmak isterdin?
Bunu hiç düşünmemiştim. Böyle bir şans verileceğini hiç düşünmediğimden olabilir. Türkan Saylan olmak isterdim. Birden geldi aklıma.
24 Ocak 2017 Salı
Challenge #5. ve #6. gün
Her zaman ve bazen özlediğin iki şey:
Bazen özlediğim iki şey
1 - Bekarlık günlerim : Hayatı artık çocuklara endeksli olarak yaşadığımız için bazen plansız programsız kararlar alabilmek, evden çıkmadan onlarca şey hazırlamadan çıkabilmek, gönlünce alışveriş yapmak ..
2 - Çocukluk arkadaşlarım. Artık hiç biriyle görüşmüyoruz. Neden derseniz saçma sebeplerden. Hepsi başka yerlere gidip evlendiler. Ve artık hiç bişey eskisi gibi değil.
Her zaman özlediğim iki şey
1 - Kızlarım.
2 - Tembellik :)
Hatırladığın en eski anını anlatır mısın?
Kaç yaşında olduğumu hatırlamıyorum. 6-7 falan olmalıyım. Dişim sallanıyor ve annem müdahele ediyor. Peki nasıl? Dişime ip bağlayarak!İşkence gibi. Annem ne kadar korkusuzsa ben de bir o kadar tırsağımdır. Bir defasında elini bırakmadığımı hatırlıyorum dolayısıyla o da ipi çekemedi. O sırada misafir mi geldi nedir, dişimi bağladığı ipi mutfakta sebzeliğe bağladı. Kaç saat orda bekledim bilmiyorum. Salaklık da var serde. Söküp kurtulabilirim ama annemden tırsıyordum. Salya sümük bekledim misafirler gidene kadar. Sonra da acı son yaklaştı ve galip tabi ki annem.
Bazen özlediğim iki şey
1 - Bekarlık günlerim : Hayatı artık çocuklara endeksli olarak yaşadığımız için bazen plansız programsız kararlar alabilmek, evden çıkmadan onlarca şey hazırlamadan çıkabilmek, gönlünce alışveriş yapmak ..
2 - Çocukluk arkadaşlarım. Artık hiç biriyle görüşmüyoruz. Neden derseniz saçma sebeplerden. Hepsi başka yerlere gidip evlendiler. Ve artık hiç bişey eskisi gibi değil.
Her zaman özlediğim iki şey
1 - Kızlarım.
2 - Tembellik :)
Hatırladığın en eski anını anlatır mısın?
Kaç yaşında olduğumu hatırlamıyorum. 6-7 falan olmalıyım. Dişim sallanıyor ve annem müdahele ediyor. Peki nasıl? Dişime ip bağlayarak!İşkence gibi. Annem ne kadar korkusuzsa ben de bir o kadar tırsağımdır. Bir defasında elini bırakmadığımı hatırlıyorum dolayısıyla o da ipi çekemedi. O sırada misafir mi geldi nedir, dişimi bağladığı ipi mutfakta sebzeliğe bağladı. Kaç saat orda bekledim bilmiyorum. Salaklık da var serde. Söküp kurtulabilirim ama annemden tırsıyordum. Salya sümük bekledim misafirler gidene kadar. Sonra da acı son yaklaştı ve galip tabi ki annem.
![]() |
Resme bakarken bile içim bir acayip oluyor. (Görsel alıntıdır) |
23 Ocak 2017 Pazartesi
Challenge #4. gün
Etrafındakiler hangi sorunun çözümü için sana gelirler?
Bilir kişi olduğum bir konu yok ama, genelde tarif konusunda danışırlar bana. Kitap tavsiyesi için de fikrimi soran olur ama çözebileceğim bir husus bulamadım ben yaw.
Fikir soran çok da, çözüm soran yok mu hiç acaba? Vardır da öyle şak diye sorunca, ben tıkanıp kaldım. Bizim patrona ait bir hastanemiz var dolayısıyla genelde dr ve randevu işi için bana gelen çok. Evet evet bu konuda çok yardımcı olmuşumdur.
Başkaaa; işyerinde genelde pek samimi olan :P doğumgünlerini ben organize ederim.
Eğer birşey alınacaksa (genelde ev ile ilgili )bana sorarlar çünkü araştırmasını güzel yaparım. (Geçen gün ki yediğim turşu kazığını saymazsak.)
Sanırım çözümden çok sorun yaratan bir tipim :)
Bilir kişi olduğum bir konu yok ama, genelde tarif konusunda danışırlar bana. Kitap tavsiyesi için de fikrimi soran olur ama çözebileceğim bir husus bulamadım ben yaw.
Fikir soran çok da, çözüm soran yok mu hiç acaba? Vardır da öyle şak diye sorunca, ben tıkanıp kaldım. Bizim patrona ait bir hastanemiz var dolayısıyla genelde dr ve randevu işi için bana gelen çok. Evet evet bu konuda çok yardımcı olmuşumdur.
Başkaaa; işyerinde genelde pek samimi olan :P doğumgünlerini ben organize ederim.
Eğer birşey alınacaksa (genelde ev ile ilgili )bana sorarlar çünkü araştırmasını güzel yaparım. (Geçen gün ki yediğim turşu kazığını saymazsak.)
Sanırım çözümden çok sorun yaratan bir tipim :)
22 Ocak 2017 Pazar
Challenge #3. gün
Hayatın bir kitap / film olsa türü ve adı ne olurdu?
Öyle bir şey yazacağım ki, beni okuyan tanıyan herkes ne alaka diyebilir. Şu açıdan ne alaka; yani yazacaklarımın hiç birinde yetenekli değilim, iddialı değilim. Ben bir dergi olmak isterdim. İçinde örgü olsun, yemek olsun, pasta olsun, çiçek, bahçe olsun, çocuk olsun, dekorasyon olsun, küçük pratik bilgiler, evde kendin yapacağın projeler, gezdiğin yerler, tatiller olsun. Sevgili Ayda bir kitap çıkarıyor, nasıl sıcak, nasıl insanı içine alan bir kitap. Onun gibi insanın eline alınca yüzünde kocaman bir gülümsemeye sebep olan bir dergi olmak isterdim.
Açıp açıp okuyacağın, evinden hiç eksik etmeyeceğin, yeni sayılarının çıkmasını dört gözle beklediğin rengarenk bir dergi.
Adı da nolsun? Küçük Dokunuşlar Büyük Mutluluklar olabilir. Şimdi geldi aklıma.
Öyle bir şey yazacağım ki, beni okuyan tanıyan herkes ne alaka diyebilir. Şu açıdan ne alaka; yani yazacaklarımın hiç birinde yetenekli değilim, iddialı değilim. Ben bir dergi olmak isterdim. İçinde örgü olsun, yemek olsun, pasta olsun, çiçek, bahçe olsun, çocuk olsun, dekorasyon olsun, küçük pratik bilgiler, evde kendin yapacağın projeler, gezdiğin yerler, tatiller olsun. Sevgili Ayda bir kitap çıkarıyor, nasıl sıcak, nasıl insanı içine alan bir kitap. Onun gibi insanın eline alınca yüzünde kocaman bir gülümsemeye sebep olan bir dergi olmak isterdim.
Açıp açıp okuyacağın, evinden hiç eksik etmeyeceğin, yeni sayılarının çıkmasını dört gözle beklediğin rengarenk bir dergi.
Adı da nolsun? Küçük Dokunuşlar Büyük Mutluluklar olabilir. Şimdi geldi aklıma.
21 Ocak 2017 Cumartesi
Challenge #2. gün
Kalbimi kazanmanın beş yolu:
- Benim yerime düşünüyorsan, (Çünkü bazen bende kafa gerçekten duruyor. Karar veremiyorum, çözüm üretemiyorum, yılıyorum. )
- Yaptıklarımı, emeklerimi takdir ediyorsan; takdir dediysem madalya, plaket falan beklemiyorum. Ama eğer bir şeye zaman, efor harcamışsam buna özen göstermen ruhumu sana teslim etmeme sebep olabilir.
- Yükümü hafifletiyorsan, ( yapılacak bir sürü işim varken, bir kaçının yapılmış olduğunu görmek, ben yaparım sen keyfine bak demek, çocukları bazen benim yerime dışarı çıkarıp bana yalnız zaman bahşetmek...)
- Samimiysen,
- Bir de TATLI. En büyük zaafım. Sen bana güzel bir tatlı yap, ne olursa farketmez. Ama çikolatalı olanlar favorimdir. Oldu da bitti kalbim senindir.
- Benim yerime düşünüyorsan, (Çünkü bazen bende kafa gerçekten duruyor. Karar veremiyorum, çözüm üretemiyorum, yılıyorum. )
- Yaptıklarımı, emeklerimi takdir ediyorsan; takdir dediysem madalya, plaket falan beklemiyorum. Ama eğer bir şeye zaman, efor harcamışsam buna özen göstermen ruhumu sana teslim etmeme sebep olabilir.
- Yükümü hafifletiyorsan, ( yapılacak bir sürü işim varken, bir kaçının yapılmış olduğunu görmek, ben yaparım sen keyfine bak demek, çocukları bazen benim yerime dışarı çıkarıp bana yalnız zaman bahşetmek...)
- Samimiysen,
- Bir de TATLI. En büyük zaafım. Sen bana güzel bir tatlı yap, ne olursa farketmez. Ama çikolatalı olanlar favorimdir. Oldu da bitti kalbim senindir.
20 Ocak 2017 Cuma
Çelınclara gel hanııım
Bu da bir ilk benim için. İlk defa katılıyorum. Elime yüzüme bulaştırmadan, günü gününe cevaplayabilirim inşallah. Şebnem'de ilk gördüğümde yapsam mı diye düşünüyordum, sonra başka bloglarda görünce vira bismillah dedim.
İşte çelınc'ın sahibesi; Sonik Hanım
İşte çelınc'ın sahibesi; Sonik Hanım
Challenge #1. gün
Beş sözcükle kendimi anlatayım.
Ben kendimi pek sevmeyen biriyim maalesef. Kendimle ilgili olumlu kelimelerim yoktur pek.
1. Tembel / Üşengeç
2. Merhametli
3. Hayalperest
4. Öfkeli / Ses tonuna hakim olamayan
5. Sulugöz / duygusal da dersek umarım kotayı aşmamış oluruz.
Ben hergün bir soruyu cevaplamaya çalışacağım.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)