4 Ekim 2011 Salı

Allak bullak

Tam da başlıktaki gibi bir post olacak. Şimdiden özrü bir borç bilirim.

Haftasonu herzamanki gibi koşturmacalı, gıcık temizlik fasıllı bir gündü. Akşamı babaanelere gittik. Ece de babaanneler de çok mutlu oldular. Orda başlamıştık Türkiye - Sırbistan maçını izlemeye. Maçın ortalarında eve geldik. Baba müsaade istedi balığa gitmek için , müsaade onundu. Biz de başladık kızımla maçı kaldığımız yerden izlemeye. Ama nasıl tezahüratlar yapıyoruz görseniz. Ee 2-0 iken 2-2 yapmışız . Oturduğun yerden izlenilecek maç değil ki. Ben sussam kızım susmuyordu " Neslihaann " diye bağırıyordu. 5. sette maalesef şans bizden yana olmadı. Önde başladığımız seti iki sayı farkla kaybettik. Ben yenilgiyi haketmediğimize inanıyorum. O akşamı ütü ile sonlandırdım. Ne de olsa başımı yastığa huzurla koymalıydım. Temizlik= Huzur ne alakaysa.

Ertesi gün sabah 07:30 da start verdik. Babamız gece gelmiş ama hiç hissetmemişim bile. Sabah kahvaltı faslından sonra anneannemlere gittik. Kuzenlerim de olacaktı ve anneannemin meşhur içli köfteleri. Dönüşte Ece arabada uyuyunca üçüncülük maçını yalnız izledim. Yendik ama dedim ya üçüncülük değildi hakkımız.

Gelelim düne. Yani başlıktaki gibi beni allak bullak eden mevzuya. Ece'nin baş ağrıları. Kızım baya zamandır başının ağrıdığını dile getiriyordu. Ben önce baş dönmesiyle karıştırıyor falan sandım. Ama hareket etmediği zamanlar, başında toka olmadığı zamanlar, grip , nezle olmadığı zamanlar da söylemeye başlayınca dün doğruca hastanenin yolunu tuttuk. Önce şimdiye kadar hiç yaptırmadığımız göz muayenesini yaptırdık. Şaşılacak derecede eğlenceli geçti muayenemiz caillou sağolsun. Başını yasladığı cihazda caillou yu göreceğini söyleyince hiç itiraz etmeden muayene ettirdi kızım gözlerini. Hatta panodaki resimleri de yanlışsız bildi. En küçük resmi (minik bir tavşandı) dr bilmesen de olur demesine rağmen kızım onu sümüklüböceğe benzetince dr da biz de çok güldük. Bu ne sümüklüböcek aşkıdır yarabbi :D Hatta şöyle bir bakınca benzemiyor da değildi ne yalan söyleyeyim :)

Sonra çocuk doktorumuzun yanına çıktık. Ece bir türlü sevemedi doktorunu.Zorla kulak ve boğazını muayene ettirebildik. Şikayetimiz baş ağrısı olunca dr muayenede şüpheli birşey bulmadığını ama film çektirmemizin faydalı olacağını söyledi.

Önce mr dedi dr., indik, mr a anestezi ile çekilebileceğini söylediler. Şurupla uyutulan çocuklar yüksek seslere tepki verebiliyorlarmış.Neyse ben yine de yaptıralım falan dedim ama bu sefer de 6 saat birşey yemeden gelmeniz lazım dediler. Ama verdikleri saatler uymadı bize. Yani ya saat 11 ya da öğleden sonra 5. Gece açlığı üzerine ben saat 7 de uyanan bir çocuğu saat 11 e kadar aç tutamam. Ya da 11 de yedirsem en son saat 5 e kadar sıvı tüketimini engelleyemem. Anlayacağınız saatler uymadı. Dr a çıktık böyle böyle dedik. (patronuna şikayet et dedi, hastane patronun ya :) ) Sonra tomografiye yönlendirdi. Ece tam uzandı cihaza başını yerleştirdi, ordaki görevli bayan yapacağı işlemi açıklarken benimki korktu ağlamaya başladı. Uyutun da getirin dediler. Ben oyalanmaya başladım. Haa bu arada Ece tek kelime söylüyor; is-te-mi-yo-yum ve bana arada küfürler sallıyor. Rezil etti beni sıpa. Kantinde oyalanırken uykusu geldi. Omzumda horlamaya başladı. Ben yine gittim tomografi odasına cihaza yatırdım ki gözlerini açtı ortalığı birbirine kattı. Biliyorum radyasyona maruz kalacak ama bu baş ağrısı beynimi kemiriyor artık. Adı konsun istiyorum. Fakat sizin de okuduğunuz gibi maalesef elimiz boş döndük. Ya diline dolandı ya da gerçekten ağrıyor bilmiyorum ama "kafam ağrıyor" deyip duruyor.

Allak bullak olmayayım da ne yapayım?
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...