Örgü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Örgü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Ocak 2017 Cuma

Tatilde ne mi yapıyoruz?

20 Ocak itibariyle tatile girdi canım kızım. Dolayısıyla beni aldı bir gerginlik. Çünkü tatil demek sıkınılan günler demek. Hemen planlar yapmalı. Kızımın ilk planı işyerime gelmek. Anne patron orda mı? Anne bugün işyerine gelim mi?

Tatile girmeden zor bela karar vererek seçtiğim iki puzzle siparişi vermiştim. İlk önce puzzle a başladık 500 parçalık olanla. Ben kızımdan daha heyecanlıydım ama evdeki minik cüce bir rahat vermiyordu ki. Biz puzzle yaparak kafa dağıtmayı beklerken parçası kaybolacak diye gerildik resmen. 1 saat sonra halımızı toplayıp kaldırdık. Artık sesim yükselmeye başlamıştı çünkü.

Pazartesi ve salı günü öğleden sonraları işyerime geldi. Ödevlerinin birazını da burada yaptı.

Çarşamba akşamı örgü öğretmeye karar verdim kendisine. Bu blog sayesinde heveslendim. Önceden aldığım örgü şişlerini çıkardım ve başladım anlatmaya. Benden öğretmen olmazmış onu anladım. Çarşamba akşam başladığımız örgümüzü ertesi gün ben işteyken bozmuş. Perşembe akşamı yeniden başladık. Sonuç gayet güzel şimdilik. Ben de kızım kadardım annem bana örgü öğrettiğinde. Açılın örgü dünyası Elif Ece geliyor :)
İki sıra sonra aradan ilmek kaçtıysa da yakaladık bir yerden :) İki şişle örmeyi, tığla örmekten daha çok sevdi. 



Sonra takip ettiğim bloglardaki  tatil faaliyetlerini okuyunca gözüme şu çarptı. Tuzdan seramik hamuru. Hemen not ettik yapılacaklar arasına. Benim tarifim 1 bardak tuz - 2 bardak un - 1 bardak su. Hemen yoğruluyor ama çocuklar hamuru şekillendirirken elleri beyaz beyaz oldu. Ece çok sevdi bu faaliyeti. Akşam geç olmuştu fırınlayamadım. Kendi kendine kurur diye umarak bir kenara bıraktım. Sonra boyama aşamasına geçecez.


Bugün cuma, yengesi avm ye götürecekmiş. Bugünü de kurtardık ;)

Evet yarından itibaren izinliyim 8 gün. Asıl eğlence şimdi başlıyor. Kendi çapımda bir liste yaptım kızlar için. Onu da tatil dönüşünde paylaşmaya çalışırım. Çünkü ben telefondan pek bloğa girip post yazamıyorum. Çelıncın kalan sorularını şimdiden hazırladım. Evden direkt yollayabileyim diye.

Hepinize iyi tatiller.
Sağlıcakla kalın.

4 Kasım 2013 Pazartesi

Haftasonundan

Bu cumartesi çalışmadık. Bünyem bile neye uğradığını şaşırdı. Evde yapılacak iş yok ( inanılır gibi değil ) gidecek arkadaş yok. Ee bu durumda napılır? Tabi ki anneye kahvaltıya gidilir. Kahvaltıda herşeye yumulunur ve tabi ki malum durumdan dolayı, temiz havanın da etkisiyle salıncakta yatay pozisyona geçilir. Gözlerimi bile açamıyordum. Esnemekten gözlerimden yaşlar geliyordu o derece. Ben uyurken kızım bu narları toplamış anneannesinin bahçesinden. Hemen fanusa konup salondaki sehpadaki yerini aldı bu bakır rengi narlar.


Öğlen eve döndük kızımla, baba işten gelmiş yatay pozisyondaydı. Biz de aldık topumuzu çekirdeğimizi attık kendimizi sahile. Önce biraz top, sonra çekirdek molası, sonra park derken hava kararmıştı eve döndüğümüzde. Direkt banyoya soktum küçük hanımı. Yemekten sonra ne oldu dersiniz? Saat 19:00 bile olmamıştı sızdığında :D Pekii biz naptık? Saat 21:00 olmamıştı yatağıma geçtiğimde. Ondan öncesinde koltukta uyuyordum. Kocam da gece balığa çıkacağından herkes uyumuştu cumartesi akşamı saat 21:00 de :D

Ertesi sabah kuzumla başbaşa kahvaltı, evi toplamaca falan derken öğlen oldu. Taze gelen mis gibi sütle sütlaç yapmak istedim ama evde vanilya kalmayınca aroma için ne kullanabilirim diye düşündüm. Çünkü hiç de pijamalarımı soyup markete gidecek havamda değildim. Portakal yetişti yardıma. İçine portakal kabuğu rendesi koydum. Bence harika oldu.


Ben mutfakta sütlaç yaparken kızım içerde kendi kendine faaliyet yapıyordu. Fotoğrafı kendi çekti.


Bu aralar elimde bu battaniye var. Kaynımın oğlu için örüyorum. Ama bebek doğmak üzere ve ben hala yarısındayım. Üzerine bazı motifler koyacağım bakalım ne zaman biter? Bu uyku hali beni mahvediyor. Bir de el uyuşması da başladı.


Ve işte dünün hasılatı. Akşama mis gibi balık vardı.
İlk defa palamut tutmuştu kocam. Normalde balığı avcarlamayız biz. Sadece tuzlarız. Ama palamut, baharat severmiş. Fırınladık. Yanında salata ile mis gibiydi. Akşama yanında sütlaç ohh.

Bol dinlenmeli bir haftasonuydu. Haftasonu iki gün olunca insan farkına varıyor tatilin. 

Neyse kalkayım artık yoksa bana yemek kalmayacak içerde.

Herkese mutlu haftalar.

21 Ocak 2013 Pazartesi

Sonunda bitti :)

Ülker'im sonunda bitti. Cumartesi gecesi saat 01:30 ve dün akşam 23:30 a kadar uğraşmalarım sonucunda bugün kreşe giderken sonunda taktık beremizi.

Aslında iki günlük işi var berenin ama ben akşamları örgü örmek yerine çekirdek çitlemeyi yeğleyince sündü de sündü. Neyse ki kış bitmeden yetiştirebildim. Modelini söylediğin siteden aldım.

Ama sanki benim yaptığım farklı oldu. Daha aralıklı gibi nedense. Oysa orada anlatılanlara birebir uydum. Sökmesi oyaladı biraz, bir de söktükten sonra örgünün başlangıcı ile sonunun uzunluğu farklı oldu. ( Ne kadar acemiyim di mi üstadım?)

Yün iğnemi bulamadım, normal iğne iplikle diktim.( Bu arada hem acemiyim hem yün iğnem var :D ) Uzun olan ucu içine kıvırdım biraz. Bir de dikiş kısmını aşağı getirince sorun olmadı. 
Tepesini kordonla büzüp ponponlar yaptım. Ama kızıma göre bitmemiş olacak ki, süslü pakize önüne bir de çiçek kondurmamı istiyor :D

Neyse ki bir sonraki postum bere olacak dedim ve utanma belası bu sayede bitirmeyi başardım. Bizim bere sizinki kadar dökümlü olmadı nedense, kafamız büyük olduğundandır heralde :D Bir de sizinkini Lokum taktığından bu kadar güzel. Çok teşekkür eder, kocaman öperim Lokumumla seni.







İyi haftalar olsun hepinize.


Not: Hala geçen sene başladığım defalarca söktüğüm ve bitiremediğim bir atkı var. Belki bu berenin gazıyla onu da bitiririm. Akşama Karadayı'yı izlerken çekirdek çitlemek için sabırsızlanıyorum :)

17 Aralık 2012 Pazartesi

Haftasonundan

Çalışmaktan sıkıldım ben arkadaş. Gerek işyeri ortamı, gerek emeğinin karşılığını alamama, gerekse  geç çıkmalar, beni işten soğuttu. Evime, eşime , çocuğuma yansıttığı stresi de cabası.

Cumartesi yine geç çıktım. Ya çalışsa zoruna gitmez insanın. Ama tamamen keyfi. İçeride misafir olması sebebiyle geç çıkmak sinirlerimi zıplatıyor. Neyse bir sürü planım vardı , yattı tabi. Akşam 18:00 e geliyordu kızımı almaya gittiğimizde. Yine gelmek istemedi ,zor ikna ettik. Hatta bu cumartesi için anneannesinde kalabileceğine dair söz verdik. Ama kesin kalmak istemeyecektir.

Eve geldik, saat 22:30 herkes tırt.

Pazar sabah güne başlama 07:10. Kahvaltı yine hazırdı :) Ece neredeyse hiç bişey yemedi. Kahvaltıdan sonra sıvadım kollarımı. Çünkü kızım bir önceki akşam izlediği Ben Bilmem Eşim Bilir yarışmasında gördüğü sarmalardan istemişti. Annemi aradım,Ece'nin canının sarma istediğini, sarma saracağımı söyledim. Gelip bana yardım etmesini söyleyecektim, ama temizlik yapacağını söyleyince kıyamadım, kapattım tel.u.Lakin mesajı almış olacak ki, beni tekrar arayıp bir saat sonra geliyorum yardıma dedi canım benim.

Neyse pişmesini sor bekledi. Ama yedi kuzum. İyi ki yapmışım dedim.

Akşama derbi vardı. İşte maçı bekleyen bıdık.

Bu da Anneler Dünyası forumunda yaptığımız yeni yıl çekilişi için arkadaşıma yaptığım kupa giysisi. Bir saatten biraz fazla sürdü yapımı. Kullanır mı bilmem ama benim hoşuma gitti. Ben işyerinde hiçbir içeçeğimi sıcak içemem. Artık damağım o kadar alıştı ki ılık içmeye, sıcak içtiğimde hemen su topluyor.


Bu kutuyla yollayacaktım hediyelerimi. Ama Ece üzerine imzasını atınca, böyle kalpçikler kesip yapıştırdık. Hoş boşuna uğraşmışız. Hediyeler içine sığmadı. Başka kutu ayarlamak zorunda kalacağım. Kıyamet kopmadan yollasaydım bari hediyelerimi de, arkadaşımı sevindirseydim.:)
Bu da bu sabah çiçekçimizin bize yaptığı güzel jest. Mis gibi nergis kokuları günümü güzelleştirdi.


Size de mis kokulu bir hafta dilerim.

25 Haziran 2012 Pazartesi

Bir DIY yapmışım ki, parmaklarınızı yersiniz :P

Efenim öncelikle özürlerimi bildirir, herkese selamlar ederim. Çünkü ben yine tıkandım. Aklıma yazacak hiç bişey gelmeyince, ne bloğuma ne de başka bloglara girdim. Şu blog alemi de öyle nankör ki, sen yüzüne bakmayınca daha da bir soğutuyor kendinden.

Bir kitap bitirdim, onu yazayım dedim ama kitap o kadar puf puftu ki, yazacak bişey bulamadım. Bir çoğunuz okumuşsunuzdur "Küçük Mucizeler Dükkanı". Kitap bana Umutsuz Ev Kadınları'nı izliyormuşum havası verdi. Ama dizide bile daha çok atraksiyon var. Kitapta heyecan namına hiç bişey yok. Öyle ki kitabın sonunda sanki sihirli bir değnek değmişçesine, anlatılan dört hayat da mutlu sona ulaşıyor. Kitap kötü mü? Hayır. Tavsiye eder miyim? Zaman geçirmek için evet.

Haftasonumuz baya sağanak, yağmurluydu. Hala devam ediyor, öyle ki sabah çakan şimşekte kızımla yerimizden zıpladık. Eşim uyanmıştı ve balkondaydı, yıldırımın düştüğünü gördüm dedi. Bu arada anlayacağınız üzere biz kızımla beraber yatıyoruz. Ne yapsam ne etsem, onu odasına alıştıramadım.Babamız da Ece varken bizim odada uyumayı beceremiyor. Gerçi haklı çünkü Ece çok ama çok hareketli. Anlayacağınız ben bu durumdan çok muzdaribim. Kızım beni hiç yormamıştır ama bu uyku meselesi aldı başını gidiyor :(

Gelelim başlığa. Yapımı benim gibi tembel kadının elinde bir ayı geçse de, sonunda bitti. Sanmayın ki uzay mekiği yaptım, ama gören herkes çok beğendi. En çok da kızım :)

Bu bir etek. İki yıl önce görümcem kızına almış ama giydirmeyi hiç başaramamış. Versem giydirir misin dedi. Tabi ki dedim ama etek büyük. Yani Ece ilkokula gidince anca giyer. Ama kumaşı çok güzel, incecik şile bezi. İki senedir duruyor bir köşede. Ne yapmalı ne etmeli, bu eteği değerlendirmeli diyordum kendi kendime. En sonunda en basit yolu seçerek, onu elbiseye çevirmeye karar verdim. Ne zor bir karar değil mi? Hemen vakit kaybetmeden iki merserize yumak aldım. Şimdi sıra nasıl motifler öreceğime karar vermeye geldi. Neti allak bullak ettim ve sonunda yine bu en basit motiflere karar verdim. Hanım dilendi bey beğendi sanırım adı. 
Basit karara basit model :) İşte ben buyum napim? Alengirli işlere gelemem, sıkılırım. Görüldüğü üzere bitirmemdeki en büyük sebep, örgümü cumartesi ofise getirmemdir. Patron yoktu ve bu benim için süper bir fırsattı. Yoksa daha Allah bilir ne kadar sürünürdü elimde bu elbise.

En sonunda (keşke başlama tarihini not alsaydım) Cumartesi günü bitirip, DIY ımı tamamladım. Kendim yaptım, hem vallahi hem billahi. Tatatataaaam :D

 Cumartesi öğleden sonra kayınvalidemlere gittik. Oraya bile götürdüm örgümü.


 Ve işte bitmiş hali.

Herkese en güzel haftalar.

23 Aralık 2011 Cuma

Van İçin Örüyoruz

Fazla söze gerek yok.
Bütün herşey burada yazıyor.


Örgüde usta değilim ama atkı, bere örmek için profesyönel olmak da gerekmiyor. İsteyenlere bildiğim örgü modellerini de anlatabilirim.İnternetten de basit modeller çok kolay bulunabilir. Evde kalmış yünlerimiz bile bir bere örmek için yeter.  Haydi güzel anneler. Orada üşüyen kuzular için biraz empati kurmamız yeterli.
Örüyoruz
Gönderiyoruz
Toplayıp Van'a yolluyorlar
Elden dağıtıyorlar.



OİP de örüyor :)

http://vanicinoruyoruz.com/

20 Nisan 2011 Çarşamba

Parmak Kukla & Anahtarlık

Çerçeve ve kutu ile birlikte hediye yollayacağım arkadaşımın oğluna da küçük küçücük kuklalar yaptım. Çok başarılı olduğum söylenemez . Mutasyonik kuklalar desek daha doğru olur.
Çinli fare, yamuk dişli tavşan, kuşumsu kanatlı birşey.

Bir de anahtarlık yaptım. Modelini burdan buldum.



Size de sormuştum ne hediye yapsam acaba , çok kararsızım diye

Ve bütün hediyelerim bunlardan ibaret. umarım beğenir arkadaşım.

19 Şubat 2011 Cumartesi

Kırmızı şalvar

Yine anneannemizin el emeği göz nuru :)
Bu şalvarın aynısından benim de vardı küçükken. Hala hatırlıyorum nasıl severek giydiğimi:) Babamız pek beğendi Ece'nin şalvarını. Çünkü oldum olası dar giyinmeye karşıdır kendisi :) Sürekli "dar giydirme şu çocuğa"  deyip duruyor.






Seneye pazenden diktireceğim Ece'ye. Hatta gelecek yıl ki kostüm partisine kızımı çiçekçi kız yapıp yollayacağım . Allah izin verirse

Bu arada arka fon hep aynı çünkü , genelde evden çıkmadan önce ayakkabılarımızı giymeden önce çekmeye çalışıyorum fotoları.

14 Şubat 2011 Pazartesi

El emeği göz nuru

Canım annemin on parmağında on marifet vardır. Asla onun gibi olamayacağım biliyorum. Hiç çekmemişim ona hiç . Misafir mi gelecek hiiç sorun değil 1 saat içinde iki tatlı iki tuzlu pasta yapar. Yemeğe aniden birileri mi geldi? Salatası , çorbası, pilavı yemeği 1 saat içinde ya pişmiştir ya pişmek üzeredir. Çok tezcanlıdır.  Yıllarca babamla fırında çalıştı.Gık demedi ama şimdi çıkıyor yılların yorgunluğu. Bir omuzundan 5 sene önce ameliyat oldu ama şimdi diğer omuzu da ağrıyor. Kolay değil fırında hamur pasalarını kaldırmak, siyah tepsileri taşımak. Canım annem benim. Hakkın ödenmez bilirim.

İşte marifetli annemin el emeği göz nuru bu elbise. Ece doğmadan İlkokula başlayana kadar yetecek yelek hırka örmüştü. Geçenlerde küçükken bana da ördüğü ve benim çok sevdiğim şalvarımın aynısını ördü kızıma. Henüz fotosunu çekmedim. Şimdi de bu elbise. Ben çok beğendim. Ellerine kollarına sağlık Meleğim. Çok güzel olmuş çok. Kuzun da çok beğendi. Giyerken asla itiraz etmedi.



Ben hiç anlamam örgüden. Yani böyle model çıkarmalar, kesmeler, arttırmalar hiç beceremem. Ama danteli çok severdim. Hala başladığım atkıyı bitiremedim varın siz düşünün tembelliğimi.

Beş kuruş fazla olsun kırmızı olsun:) Nasıl olmuş elbisemiz teyzeleri ??

Ama ben bugün tam bu fotoğraftan sonra istemeyerek kızımın eline bastım. Çok ağladı kuzum. Off yaa. Çok özür dilerim annecim. Nolur beni affet.

20 Aralık 2010 Pazartesi

Beremiz


Bu bereyi arkadaşım Neslihan oğluna örünce ben de heves ettim. İlk yaptığımı söktüm çünkü çok büyük oldu. 106 ilmek başladım bir ters bir düz 16 cm kadar ördüm. İlk 8 ilmeği kesip 35 ilmek ördüm, 20 ilmek kesip 35 ilmek ördüm ve kalan son 8 ilmeği de kestim. Kulakların birini şişte bırakıp önce diğerini ördüm her sırada gidiş ve gelişte birer ilmek keserek 5 ilmek kalana kadar örüp kestim. Diğer kulak için de aynı işlemi uyguladım. Etrafını tığ ile ördüm ve örgü örerek bağcıklarını yaptım.
Şimdi ellerimin uyuşması geçerse atkısını da örecem kış bitmeden inşallah :)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...