31 Aralık 2010 Cuma

Kelebeğim



İki gün önce kreşte kostüm partimiz vardı. Maalesef son c.tesi geç saatte çıktığım için işyerinden kızıma kostüm bakamadım. Biz de bu sene kelebek kanatlarımızla katıldık kostüm partisine. Boncukları aradan 2 gün geçmesine rağmen hala yüzünde kızımın. Gören yüzünü yıkamadığımı sanar :)

30 Aralık 2010 Perşembe

Şeker tadında bir yıl dilerim...

Denedim Biliyorum

Türkiye'nin en uzun Olay Total Effects zincirinde yer almaya hazır mısınız?

Siz de Olay Total Effects'nin yaşlanmanın 7 işaretine karşı etkisini merak ediyorsanız,
Ben de Olay Total Effects denemek istiyorum! zincirinizi kurun. En uzun zinciri siz oluşturun, Boyner'den alışveriş çekleri ve orijinal boy Olay Total Effects Gündüz Kremi
kazanma şansı yakalayın!

Ben de zincirimi oluşturdum.



En uzun zinciri oluşturursak zincirdeki herkese Birer olay total effect gündüz kremi hediye

Sadece bu da değil “Ben de Olay Total Effects Denemek İstiyorum”zincirini yaratan 1 (bir) üye 3.000TL değerinde; 2.,3.,4.,5. Üyeler ise 1.000TL değerinde Boyner alışveriş çeki kazanacaklardır.

Üyeliğe falan gerek yok. sadece mail adresi yeterli. Linki bloglarınızda da paylaşabilirsiniz.
Şimdiden teşekkürler


Bedava krem baldan tatlıdır di mi ama :)

29 Aralık 2010 Çarşamba

Kesinlikle beğeneceksiniz...

Dün işyerinde sakin bir gündü.  Forumdan Arzu arkadaşım paylaşmıştı bu filmi ve tavsiye ediyordu. Hazır işler de yoğun değilken başladım izlemeye. ( hep demişimdir ben işyerinde dinleniyorum diye :) ) Çıkış saatine kadar hepsini izleyemedim ( ama evde çatladım sonu nasıl bitecek diye) ve bugün sabah ofise gelir gelmez sonuna kadar salya sümük izledim. Anne olarak izleyince insan daha çok etkileniyor. Yaşadığımız hayatın, sahip olduklarımızın değerini pek çoğumuz bilmiyor. Beğeneceğinize kesinlikle eminim. Bollywood dan beklenmeyecek kadar kaliteli. Asla dans falan içermiyor. Küçük kızın performansına bayıldım.






Filmin Konusu:
Debraj Sahay, kör ve sağır olan Michelle McNally’nin öğretmenidir. Onunla sekiz yaşında tanışır.Michelle McNally hırçın, kafası karışık ve hayatını sürdüremeyecek durumdadır. Dünyası “SİYAH”tır. Debraj onu karanlık ve karmaşadan ışık ve umuda yönlendirir.

Oyuncular:Amitabh Bachchan(Debraj Sahai), Rani Mukherjee(Michelle McNally)

Hiç bir şey imkansız değildir. İmkansız Debraj ın Michelle e hiç öğretmediği bir kelimedir.

27 Aralık 2010 Pazartesi

Hafta sonu bir coştum bir coştum ki...!

Cumartesi saat 16:30 a kadar çalışınca sinirlerim laçka oldu. Oysa çarşıya çıkıp kızıma Çarşamba günkü kostüm partisi için kostüm bakmam gerekiyordu. Maalesef olmadı. Biz de babamızı oyuncakçıya yolladık ve kelebek kanadı almasını söyledik. Bu sene kelebek olsun seneye ona daha güzel bir kostüm alacam söz.

Neyse eve gittim mutfak bir önceki akşam bıraktığım gibi. Rezil bir durumda. Ee yemek yapmak da lazım. Anne hala İzmir'de babam bizde yemek yiyor. Mutfağı toplamadan bulaşık üzerine bulaşık ekleyerek yemeği yaptım. Babamızın canı sıkılmış kıyıdan olta atacakmış. Onu sahile yolladık. Babam yemeğini yiyip gitti. Kaldık Ece hanımla başbaşa. Uyuması için gözünün içine bakıyorum. O uyumadan hemen elektrikli süpürgeyle halıları süpürdüm. Ece hanımı banyoya soktum. Saat 22:00 gibi nihayet uykuya daldı. İşte şimdi mesai başlıyor. Balkon yıka, banyo ov, çamaşır katla yerleştir, yenilerini at makineye, allahtan mutfağı eşim topladı gece 01:00 de yataktaydım. Sabah 08:00 de de iştimaya kaldırıldım. neyseki iş yok diye içim huzurlu.

Kahvaltıdan sonra parka gittik. Hiç yürümeyen kızımı koşmaca yakalamaca derken parka kadr yürüttük. Sallandık. Eve geldik , sütünü verdim uyusa da işime baksam diye. ama nerdee sadece gözlerini dinlendirdi kızım. BEn de kalktım mutfağa girdim. Kızıma poğaça yaptım.

Bu tarifi forumdan Raşide verdi. Çok da güzel oldu. Bir de kızım ister de ben yapmam mı? Şam tatlısı istedi benden. Anneme ulaşamayınca netten bir tarif buldum. onu yaptım kızıma. Sanırım bu haftasonu anneliğe doğru bir basamak daha yükseldim. Çünkü 31 yıllık hayatımda ilk şamtatlısı deneyimim ve 2. mayalı hamur işim :) Ne utanmazım değil mi? Bu sıpalar bize herşeyi öğretiyor.

Midye Poğaça
4 su bardağı un
1 çorba kaşığı kuru maya ( 1 küçük paket ınstant maya)
2 yumurta beyazı
1 çay bardağı yoğurt - ben 1 su bardağı koydum ama çay bardağıda olabilir
1 çay bardağı sıvı yağ
1 çay bardağı ılık süt
1 tatlı kaşığı toz şeker ve tuz
Arasına sürmek için 150 gr tereyağı, (oda sıcaklığında erimiş)

İç harcı:
Beyaz peynir Ve rendelenmiş kaşar peyniri karışımı
isteğe göre maydanoz

Hamur için gereken bütüm malzemeler yoğurulur ve yumuşak bir hamur elde edildikten sonra mayalanmasını beklemeden 4 parçaya bölünür. Her parça orta büyüklükte açılır. Birinci hamurun üzerine eritilmiş tereyağı sürülür, ikinci hamur üzerine kapatılır ve onun da üzerine tereyağ sürülür. Rulo şeklinde sarılır. Kalan iki hamurda aynı şekilde hazırlanıp buzdolabında 1 saat bekletilir. Buzdolabından çıkardıktan sonra hamurlar 2 parmak kalınlığında kesilir. Kesilen yeri altta kalacak şekilde çevirilir ve bastırılarak büyütülür. Ortasına peynirli harç koyulur ve poğaça yapar gibi kapatılır. Üzerlerine yumurta sarısı sürülerek kızarana kadar pişirilir.
Afiyet olsun





Şam tatlısı

Yarım kg irmik
1 yumurta
1,5 su bardağı şeker
1 bardak yoğurt
1 paket karbonat
1 vanilya
1 limon rendesi
1 çay bardağı iri dövülmüş ceviz içi
1 tatlı kaşığı tarçın
üzerine dizmek için tuzsuz fıstık

Şerbeti : 3 bardak şeker, 3 bardak su, bir kaç damla limon suyu

Önce bir yumurtayla 1,5 bardak şekeri karıştırıyoruz.
Buna 1 bardak yoğurdu ekliyoruz. Şeker eriyene kadar karıştırıyoruz.
Üzerine yarım kilo irmiği ekliyoruz.
Karbonat, vanilya  ve limon kabuğu rendesini de ekleyerek karıştırıyoruz.


Hamurun bir kısmını tepsiye yaydıktan sonra üzerine irice doğranmış ceviz içi ve tarçını karıştırıp döküyoruz. Cevizlerin üzerini örtecek kadar hamur yayıyoruz. Tatlının altı ve üstü kızarana kadar pişiriyoruz. Ben sanırım 200 C'de pişirdim.

Ben tatlıyı yapmadan şerbeti kaynatıp soğumaya bıraktım. Tatlı nar gibi kızarınca fırından çıkarıp önce dilimledim sonra soğuyan şerbeti üzerine döktüm. Ben çok beğendim umarım siz de beğenirsiniz.
Anneme göre bu tatlı yoğurulduktan sonra birkaç saat dinlendirilip irmiğin şişmesi gerekiyormuş. Babamın dediğine göre de onun fırınında pişiren tatlıcılar yoğurt değil su ile yoğuruyorlarmış.




İçli köfte, aşure falan yapsam değmeyin keyfime :)





Oldu en sonunda oldu bim bam bom :)

Forumda henüz 2 aylığım. Hala konu açmak fotoğraf eklemek dışında bişey bilmezken bir de ne göreyim sevgili Taze Anne Gül beni bu ödüle layık görmüş. Açıkçası haketmediğimi bile düşünüyorum. Çünkü o kadar güzel bloglar var ki. O kadar emeğin hakkını veren arkadaşlar var ki.. Onlarla kıyaslanam bile.

Çok teşekkür ederim Gül. Ben de bu ödülü Eee biraz da yeşillik gerek Aslıhan hanıma, Moda Muhabiri Sibelime, Türker Kağan'ımın annesi Nilüferime ve Cakedekor Elifime yolluyorum

25 Aralık 2010 Cumartesi

Çocuklarda Cinsellik ve Taciz

Kreşimizin düzenlediği, Acıbadem hastanesi doktorlarından Dr Obengül Ejder in katıldığı ÇOCUKLARDA DUYGUSAL VE CİNSEL GELİŞİM konulu toplantıdan aklımda kalanlar:



- Çocuğun odası ya da yatağı 6. aydan itibaren ayrılmalıdır. Biz onu yanımıza alarak onun kişiliğinin oluşmasına zarar veriyormuşuz. Ayrıca babasının yerine yatan çocuğun babasına saygı duymamasına sebep oluyormuşuz. Baba kim ki ? ben geliyorum o gidiyor.
- En geç 3 yaşına kadar bezden kurtulmalıyız. Dışkıdan enfeksiyon kapan çocukların sayısı azımsanmayacak kadar çok.
- Çocuğa alınan oyuncakların fiyatı sadece bizi ilgilendiriyor. Çocuk için önemli olan nesneye hayat vermektir. Bir kağıtla bile onunla saatlerce vakit geçirebiliriz.
- İlkokul bitene kadar MSN ve FACEBOOK yasak. Bilgisayara filtre programı yüklüyoruz. Ortaokuldan 18 yaşına kadar da MSN ini kaydedip, takip ediyoruz.
- Çocuğa cinsel bilgi o istediği zaman ve anlayacağı şekilde basitçe verilmelidir.
- Çocuğa bedeninin kendisine ait olduğunu, o istemediği sürece kimseye dokunması için izin vermemesi gerektiğini " HAYIR, HOŞLANMIYORUM" demeyi öğretmeli ( sevmediği yemeği örnek verebiliriz)ve bize anlatması gerektiğini anlatmalıyız. Bize anlattığında onu asla azarlamamalı yargılamamalıyız, paylaştığı için teşekkür etmeliyiz.
- Çocuk anne ve babayla vakit geçirmeli , anneyle ayrı babayla ayrı vakit geçirmeli ve anne baba da çocuksuz vakit geçirmeli.
- Çocuk kendinden 2 yaş büyükleriyle güzel vakit geçirir, oyun oynar. Fakat bir çocuğun ergen biriyle uzun süre vakit geçirmesi dikkat edilmesi gereken bir konudur.
- Erkek çocuklarda sünnet 1-3 yaş arası ya da 6-7 yaş arasında yapılmalıdır.
- Çocuk altını değiştirirken hazzı keşfeder. (krem sürerken, temizlerken..) Anne babanın ilgisizliği çocuğu kendi duygusal ihtiyacını gidermeye yiter. Anne-baba çocuğun mastürbasyon yaptığını keşfettiğinde ilgi göstermeye başladığında çocuk silahını eline geçirir. İlgi her zaman ve dozunda olmalı.
- Tv de gördüğü öpüşme sahnelerini sorduğunda kanal değiştirmek yerine, ona birbirini çok seven iki yetişkin arasında öpüşmenin gayet doğal olduğunu anlatmalıyız. Cinsellik anlatılırken birbirini çok seven anne baba tabiri her cümlenin başında yer almalıdır.
- Sizin cinsel kültürünüz ne ise , aynısını çocuğunuzdan bekleyiniz.
- 3 yaştan önce kreş önerilmiyor, oyun gruplarına katılması destekleniyor.


Aslında o kadar çok şey konuşuldu ki!Aklımda kalanlar. Hatırladıkça yazarım

23 Aralık 2010 Perşembe

Emzirme Reformu Sobesi

Sorular şöyle:
(1)  Türkiye’de ilk altı ay sadece anne sütü alan bebeklerin oranı sizce yüzde kaç? (*)

Çok düşük bir oran olduğunu tahmin edebiliyorum.

(2) Siz bebeğinizi ne kadar süre anne sütü ile beslediniz?

14 ay

(3) Kaç ay doğum izni kullandınız?

2 ay

(4) Yasal süt izninizi kullanabildiniz mi?

Hayır

(5) Emzirdiğiniz ya da süt iznini kullandığınız için iş yerinde mobbing (tepki, işi bırakmanız için baskı) ile karşılaştınız mı?

Tam tepki denmese de, her öğlen yemek iznimde kızımı emzirmeye gitmek için zorlandığım zamanlar maalesef oldu. Ve yine maalesef bu öğle izinlerimi sadece ilk 6 ay kullanabildim, o da evim işyerime yakın olduğundan dolayı.Yoksa yine gidemezdim.

(6) Bebeğinizi toplum içinde, dışarıda emzirmeniz gerektiğinde sıkıntı yaşadınız mı?

Hayır.

(7) Emzirme konusunda desteğe ihtiyacınız oldu mu? Gerek emzirme danışmanlığı, gerekse psikolojik olarak yeterince destek bulabildiniz mi?

İlk günler maalesef sütüm gelmediği için mama kullandık ve kuzum ileri derecede sarılığa yakalandı. Daha sonra çok şükür atlattık.Annem en büyük desteğimdi.

(8) Emzirdiğiniz süre boyunca etraftan “sütün yetmiyor, mama ver, bu çocuk meme emmek için çok büyük” şeklinde baskı gördünüz mü?

Sütün yetmiyor , mama ver şeklinde değil de ( çünkü kuzum tombik, ve kilosu gayet iyiydi maşallah) meme vermek için yeterince büyüdü şeklinde tepkiler aldım.

(9) Emzirme Reformu’nu biliyor musunuz? Sizce Emzirme Reformu neden gerekli?

Emzirme Reformu gerçekten gerekli. Özellikle özel sektörde çalışan anneler (benim gibi) eminim çok zorluk çekiyorlardır.

(10) Emzirme Reformu’nu web sitesinde desteklediniz mi? Destek olmak için www.emzirmereformu.com adresindeki formu doldurmanız yeterli.

Evet destekledim.

Yukarıdaki soruları yanıtladıktan sonra, veri takibi yapabilmek açısından yazınızın linkini bilgi@emzirmereformu.com adresine gönderiniz.
(*) Türkiye’de ilk altı ay sadece anne sütü alan bebeklerin oranı yüzde 1,3. (Kaynak UNICEF Türkiye). Annelerin yüzde 98′i doğumdan sonra emzirmeye başlıyor, fakat ilk iki aydan sonra genel emzirme sorunları veya işe başladıklarında yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle emzirmeyi ve anne sütüyle beslemeyi sonlandırabiliyorlar.

İsteyen herkes blogunda paylaşabilir.

22 Aralık 2010 Çarşamba

Yeni oyuncaklarımız




Ece'ye iki hafta önce markafoniden oyuncak siparişi vermiştim. Dodo ahşap puzzle lar.Hem indirimdeydi hem de hediye kuponlarımı kullanınca baya ucuza geldi ;)  İki gün önce geçti elimize. Dün baya bir vakit geçirdik yeni oyuncaklarımızla. İlişki kurma kartlarında baya iyiydi. Hatta bugün kreşte puzzle günü. Hemen içlerinden en sevdiğini koydum çantasına. Evin her bir köşesinden bir parça çıkıyor.
Tek hayalim şimdilik kocaman bir ev ve Ece ye kocaman bir oda. Artık oyuncaklarımız salona taşıyor...

Kreşte kurabiye etkinliği

Geçen hafta hazır izinliyken kreşte yapılan anne etkinliğine katılabileceğimi düşünüp kreşi aradım.Onlar da cuma günü kurabiye yapabileceğimizi söylediler. Aldım şeker hamurlarımı ve damla çikolatalarımı tuttum kreşin yolunu.

Gittiğimde kurabiye hamuru hazırdı. Her çocuğun önüne küçük hamurlar verip kalıp basmalarını istedim. Aman allahım sınıfın halini görmeliydiniz. Heryer hamur. Kalıpları defalarca bastılar. İki küçük tepsi doldurana kadar alnımızın damarı çatladı öğretmenlerle. Onlar tabi alışık olduklarından öyle sakinlerdi ki :)

Neyse verdik kurabiyeleri fırına geçtik masal okumaya. Ama Ece bu rahat durur mu? Ne okuduğumu ne anlattığımı anlamadım. Hepsi öyle uslu dinlediler ki. Öğretmen olmak ne zor işmiş yarabbi. Hepsi nasıl sabırlılar. Kurabiye piştikten sonra süsleme işini ben ve öğretmenleri yaptık. Tekrardan çocuklarla yapmayı göze alamadım açıkçası :) Basitçe süsledik.

3 saatimiz kreşte geçti. Ben çok eğlendim ve içim de rahatladı açıkçası. Kızımın arkadaşlarını da tanıdım. Ağlayan çocukla nasıl birebir ilgilendiklerini, yemeğini yiyemeyen çocuğa hem yardım edip hem de aç kalmasın diye nasıl yedirdiklerini falan görünce derin bir ohh çektim.










21 Aralık 2010 Salı

Ve bu da Neslihan teyzemizin hediyesi

Hani bizim bir Anneler Dünyası forumumuz var ya, hani orda en güzel uyuyan prenses anketi yapılmıştı ya, hani benim cimcimem birinci seçilmişti ya... İşte bizim forum adminimiz olan Neslihan teyzemiz bize hediye yolladı ve bizi hem şımarttı hem mutlu etti. Kızıma çok cici mor bir tunik bana da harika bir kitap ve mektup yollamış. Kitabın adını unuttum ve fotosunu çekmedim dersem bana kızar mısınız?




Havalar ısınınca kızıma bu tuniği sadece çorapla giydirecem. Şimdi hemen altına kalınca bir tayt almalıyım. Çok teşekkür ederiz Neslihancım. İyi ki tanımışız seni. İyi ki kurmuşsun forumumuzu.

Not: Ojelerimiz de elimizden hiç düşmüyor. Onlarla yatıp kalkıp, okula gidiyoruz.

Anne ile Ece'nin düeti :)

Şımarık Ece şarkı söylerse ortaya böyle birşey çıkıyor :)

Öööretmenim canım benim i bir de Ece'den dinleyin :)

Bir haftada neler yaptık?

Cumartesi dayımızı, pazar günü anneannemizi yolcu edince kızımla başbaşa kaldık. P. tesi öncelikle üstten bir temizlik girişimi. Sevmiyorum şu temizlik işlerini ya neyseee..Buna rağmen ellerimin görüntüsü içler acısı. Çok fena tahriş oldular. Ee bi de sevsem ne olurdu acep halim :)

Salı günü hava kapalı zaten, ee kuzuyu da üşütmemek lazım ne yapsak ne yapsak aklıma daha önce annelili nin fıstık kabuklarıyla yaptığı etkinlik geldi . Biz de yapalım dedik.



Ama benim miniğim çabuk sıkıldı. Tamamlamak istemedi. Başka ne yapabiliriz diye düşündüm. Ve hala salonumuzun ortasında duran oyun hamurlarını yaptık.

İnanmayacaksınız ama evin aksesuvarı gibi oldular. Hep sehpanın üstündeler :)

Başka neler yaptık . Eee tatlısız olmaz di miii :) Hemen Balböcükleri Serpil'in muhteşem gül tatlısının tarifini çaldık

Arada böyle fotoğraflar da çektik

Cuma günü kuzumun kreşine uğradık orda çocuklarla birlikte kurabiye etkinliği yaptık. Çok zevkliydi. Ama ben sıpalar kurabiyeleri mundar etmesin diye fotoğraf çekemedim tabi :) öğretmenleri çekti onlar bana yollar yollamaz ben de paylaşırım. Sınıfın halini görmeliydiniz :D

C.tesi ömrü hayatımda ilk defa turşu kurdum. Sanırım yavaş yavaş anneliğe terfi ediyorum. Kayınvalidemden özendim. Eşime hemen lahana siparişi verdim. Güzelce doğradım yıkadım. kavanoza doldurdum. bolca sarmısak, aralara mor lahana , bir avuç tuz büyük kavanoza, daha azı küçük kavanoza, 500 ml lik elma sirkesinin 1/3 i küçüğe , 2/3 si büyüğe su doldurup bolca taze nane ve oldu da bitti maşallah. Nefis olur inşallah. Acayip heyecanlıyım. Duyan da bişey sanacak :)
Pazar günü kahvaltı sonrası kızımı bu halde buldum :)




Böyle geçti gitti bir hafta. Şimdi yine masamda bilgisayar başındayım. Haa bu arada en güzel gelişme kızım artık kreşe giderken ağlamıyor ve öğretmenine koşuyor. Bugünleri de gördüm ya ohh beeee :)
















20 Aralık 2010 Pazartesi

Beremiz


Bu bereyi arkadaşım Neslihan oğluna örünce ben de heves ettim. İlk yaptığımı söktüm çünkü çok büyük oldu. 106 ilmek başladım bir ters bir düz 16 cm kadar ördüm. İlk 8 ilmeği kesip 35 ilmek ördüm, 20 ilmek kesip 35 ilmek ördüm ve kalan son 8 ilmeği de kestim. Kulakların birini şişte bırakıp önce diğerini ördüm her sırada gidiş ve gelişte birer ilmek keserek 5 ilmek kalana kadar örüp kestim. Diğer kulak için de aynı işlemi uyguladım. Etrafını tığ ile ördüm ve örgü örerek bağcıklarını yaptım.
Şimdi ellerimin uyuşması geçerse atkısını da örecem kış bitmeden inşallah :)

Kabakulak

Geçtiğimiz cuma Ece yi kreşe hazırlamak için uyandırdığımda yüzümdeki ifadeyi görmeliydiniz. Tesadüf o yanağının üzerine yattığından, gördüğüme bir anlam veremiyordum. Ama bariz bir şişlik vardı sol yanağında. Kızım ağlamıyordu. Acıyor mu? diye sorduğumda da hayır diyordu. Ama dr u arayıp benim telaşımı görünce panikleyip ağladı kuzum.

Ağrımız çok fazla olmadı şükür ama ilk üç gece fena halde kustu kızım. Daha önce hiç böyle olmamıştı. Dr karın ağrısı yada baş ağrısı ile kusma olursa beni arayın demişti. Aradık sık tekrarlamadığı için sorun olmadığını söyledi. Yüzümüzün şişi 2 günde indi. hatta kabakulak olmadığını bile düşündüm ne yalan söyleyeyim. Neyse kızımla dolu dolu bir hafta geçirdik.


Bu fotoğraf da hatıra kaldı.

Hayırlı tezkereler Emo dayı

Bir hafta aradan sonra herkese merhabalar. Kuzum kabakulak olunca kalan 1 haftalık yıllık iznimi kullanmak zorunda kaldım. Neye niyet neye kısmet. Oysa ben bu haftayı Ömer paşayı görmek için İzmir de kullanacaktım. Olsun yine giderim inşallah. Evdeyken nete giremedim. Kendimi biliyorum çünkü. Bu meretin başına bir geçersem bir daha kalkamam. O yüzden konularım birikti.

Geçen cumartesi küçük kardeşim Emrah'ı askere yolcu ettik. Ortanca kardeşim İzmir'de olduğu için onu yolcu edememiştik. Emo dayımızın askerliği Denizli'ye çıktı. O gün hava çok soğuktu. Ece nin kabakulağının da 2. günüydü. Nereye gideceği birgün öncesinden belirlendiği için uçakta yer de bulamayınca mecbur otobüsle uğurlamak zorunda kaldık.

Gittiğin gibi gel canım kardeşim. Sen benim küçük kardeşimsin. Ne zaman büyüdün de asker oldun? Seni çok özleyeceğiz.

Ertesi günü de annemi İzmir'e yolcu ettik. Şimdi 2. torununu kokluyordur. Emrah'ın yemin töreni bu hafta olduğundan yemin törenine katıldıktan sonra gelecek.


Yerime de kokla annecim minik kuzuyu. Özledik seni.

10 Aralık 2010 Cuma

TAKVİM NOTLARI – 2010

01 Ocak  – Kızımın şansına aldığım biletin son iki rakamına ve amorti ikramiye çıktı :) şansın daim olsun meleğim
04 Ocak  – Kuzum yüzünü sehpaya vurmuş gözünün altı morarmış  ahh be yavrum
05 Ocak  – Suçiçeği
16 Ocak  – Memeye  son bittiii…
29 Ocak  – Ne yiyorsun kızım? – “tuut” (tost)
11 Şubat – Saat 21:00’de İzmir’e uçtu kuşum. Hastaydı. Beni affet meleğim.Seni çok özledim ve çok seviyorum.
12 Şubat – Seni aramamak için zor tutuyorum kendimi. Benimle tel.da konuşmuyorsun. Sen gel de ben ısırırım seni.
13 Şubat – Sensiz 2 gece geçti
14 Şubat – Hastasın ve yanında değilim 
15-16-17 Şubat – Seni koklayacam, koklayacam. Çok özledim pamuğum.
18 Şubat – Vuslat . hoş geldin kuzum
07 Mart – Kızım gece rüyasında gülüyordu  
25 Mart – Kızımla kurabiye yaptık nefis oldu

04 Nisan – Kızımla dün kumsalda oynadık suya bastık.
10 Nisan – Kızım donduyya ( dondurma) yedi. Hem de parmaklaya parmaklaya. Çok şekerdi çoook 
14 Nisan – Bugün ilk defa kuaföre gittik, saçlarımızı kestik. Ağladın ama çok tatlı oldun meleğim.

23 Nisan – Bayramın kutlu olsun fındığım…
25 Nisan – Gece çok ağladın be kuzum niye? Çok korkuttun beni :(
02 Mayıs – Nolur çığlık atmaktan vazgeç :S
Bugün ilk defa lunaparka gittik nuno halayla :)
16 Mayıs – Bebeğim punik yiyormuş J Ben seni yerim puding yerine
17 Mayıs – Sabah çamaşır sererken kızım uyanmış gelip bana “bööö” yapıyor. Yerim seni minik cadı :)
19 Mayıs – Ki, dööt, atı, kekiz, onn kuzum ikişer sayıyor bi de “ ben de iyiyim “ diyor. Ya pek bir bal bu kuzu maşallah.
23 Mayıs – “ ok anne” kuzum (y) leri yiyor ben kuzumu :)
25 Mayıs – Burnunda geniz eti varmış balımın L
27 Mayıs – ovum deldi – indik bonduk – tana bana – aada tıktı – bayta kesti – tuya düttü :)
29 Mayıs – Komşu komşu oğlun geldi mi? Ece: gelmedi :)
25-26-27 Haziran – Biz geldik :) Türker & Nil
28 Haziran – Biz gidiyoruz :( T&N
01 Ağustos – Vantötötönöy ( vantilatör) yerim ben seni yerim
02 Ağustos – Çorbaya ekmek doğruyoruz veee bakseeet J (basket)
03 Ağustos – Anne neyyaaan , Ece çocuuuk
07 Ağustos – Koomacan (kocaman)
08 Ağustos – Dün kızımla ilk defa dönme dolaba bindik
09 Ağustos – “ anne pembe biboyon”
10 Ağustos – Eceee – anne efendim
11 Ağustos – "sen napıyosun anne?” 
12 Ağustos – Trambolinde zıp zıp zıpladı kızım Dizem ablasıyla

15 Ağustos – Kızımla trambolinde zıpladık
17 Ağustos – “Anne kim geldi?”
20 Ağustos – Ameliyat oldum kızım çok ağladı
22 Ağustos – Babası kızıma kamyon aldı kızım çok mutlu oldu
26 Ağustos – Kızım kreşte ne diceksin? – Öööyetmeniiimmm
01 Eylül – “ Anne napıyosun?” – Makyaj “ Güzel mi?” –Güzel “Büyüyünce Ece’de yapacak” :)
03 Eylül – Ece’ye soruyorum benim babam kim?” bilmiyosun aaa çık çık çık”
05 Eylül – Anne sen napıyorsunuz?
06 Eylül – “ Anne bana bitanem de”
09-19 Eylül – Kızımla harika bir tatil geçirdik. Dolo dolu 3 gece mersin. Ailece ilk tatilimiz.
-kızımla ve aşkımla tekne turu

20 Eylül – Ayrılışımız kötü oldu :( “anne çalışma, işe gitme:(
23 Eylül – Anne öksürüyor musun? Su verim mi?Ömrün su gibi olsun bitanem
24 Eylül – Güzeyim
03 Ekim – Baba parfüm mü? Mis gibi kokuyorsun
05 Ekim – saçların çok güzel anne
-Hayatım
06 Ekim – Anne geç kalma
07 Ekim – “Baş tacı” durduk yerde bunu dedi
09 Ekim – Hayıylı osun anne
12 Ekim – Annecik – annesi
14 Ekim – Hayıylı işleeer
16 Ekim – “Süt beni büyütüyor”
-“Baba işim var kitap okuyorum”
18 Ekim – Bugün kreşe başladık gayet mutluydu. Öğlene doğru ağlamaya başlamış çiçeğim
20 Ekim – Ağlama artık be annem
22 Ekim – Kızım bugün pizza house a gidip pizza yapacakmış.
- Ayten öğretmeni oje sürmüş kızıma
03 Kasım – Kuzum hasta oldu boğazı uff olmuş çok ağladı
04 Kasım – Bugün kreşe gitmedi. İlaçlarını iç nolur yavrum
10 Kasım – Saat 9’u 5 geçe Atam Dolma bahçede . Kuzum bunu ezberlemiş.
14 Kasım – Atatüüük öymediiiyüyeyimde yaşıyooo, yuyyayyık savaşında her gücü o taşıyoooo
15 Kasım – Cumyuyiyet yüyyiyet demek
20 Kasım – Kızım bana mağazada “eşek anne” dedi gayet doğal bir şekilde
- Kızım bugün ilk defa iğne oldu çok ağladı  
21 Kasım – Hayatımın ışığı İYİ Kİ DOĞDUN

25 Kasım – Köpek düştü vah vah karga güldü hahaha
28 Kasım – Anneler babalar işe gider, çocuklar okula gider
29 Kasım – Öyyetmenim canım benim canım
10 Aralık – Kabakulak olduk. 1 hafta kreşe gitmek yok
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...