9 Eylül 2016 Cuma

Mola

Bugün son iş günü. Yoğunlaşmadan yazayım istedim. Malum 9 günlük bir bayram tatili bizi bekliyor. Sonrasında okul açıldığı için bir hafta izin almak zorunda kaldım dolayısıyla iki haftalık bir süre buralarda olamayacağım. 

Ödevler bitmedi, sıcaklardan dolayı bol bol oyun oynanmadı ama bir yaz tatilinin daha sonuna gelindi işte. Bu sene sabahçı olacağız. Saatler artık ileri geri alınmayacakmış. Kış gelsin de bol bol uyuyalım beklentileri artık olmayacak. Sabahın karanlığında uyanacak çocuklar. Bir haftalık izinde etüd ve servisi ayarlamaya çalışacağım. Ela için eski kreşimizle konuşacağım.  Bakalım umarım herşey yolunda gider. 

Herşeyin gönlünüzce olması dileklerimle.


5 Eylül 2016 Pazartesi

Off pofff

Yazamıyorum. Kafam binbeşyüz derler ya tam da öyle. Doluya koysam almıyor, boşa koysam dolmuyor.  Belirsizlikler, hastalıklar, yapılamayanlar....

Ela yine hasta oldu. 29 Ağustos akşamı çocukları almaya gittiğimizde gözleri çökmüştü. Ateşi vardı. Eve geldik sürekli mızmız. Ateş yükseliyor. Şurup içirebilene bravo. O hallerimizi görseniz çocuğa işkence ettiğimizi falan sanabilirsiniz. Bacak kadar boyuyla iki tane öküze karşı koyabiliyor sıpa ya. Burnunu tıkasan da nafile, direkt tükürüyor. Sabah soluğu acilde aldık 40 derece ateşle. Oysa hayaller havuzdu gerçekler ise hastane acili. Ecemin bütün hayalleri yıkılmıştı. Yediğimiz iğne ve soğuk kompresle 3 saat sonunda 37,5 a düşen ateşle eve döndük. Hala ilaç içiremiyoruz. Bu aralar favorimiz olan zıp zıp da ilgisini çekmiyor. Bıraksan saatlerce zıplayabilecek olan Sarı Fırtına bir bahane bulup zırtıllamaya başlıyor.



Hafta böyle geçti. Ece'ye verdiğimiz havuz sözünü cumartesi tutmaya karar verdik. Amcamızla birlikte havuza doğru yol aldık ama bu arada hava bozacağa benziyor. Denizin üstünde kara bulutlar, şimşekler. Ela'nın tadı yok. Havuzda kendine gelir diye düşündük. Öğlene kadar iyidi fakat öğleden sonra mızmızlanmaya başladı. Ateşi düşmüyor yine. Öğlen yağmur yağmaya başladı. Eve dönünce yine şurup içirmeyi başaramayınca soluğu tekrar acilde aldık. Yine iğne yedik. Faranjit olmuşuz. İlginçtir bizden şurup içmeyen sıpa sağlık görevlisinin elinden itiraz etmeden içti.

Pazar günü halsiz bir durumda geçti. Ama artık az da olsa antibıdıları içirmeyi başarıyorduk ve yine savaşarak tabi ki.

Hastalık durumu böyleyken, evde yapılması gereken ve yapılmayan bir sürü iş birikiyor. Sevemedim gitti şu ev işlerini. Bir yeri yap, başka bir yer bozulsun. Temizlik desen evladın olsa sevilmez. Allahtan eşim el atıyor duruma.

Hala yıllık iznimi kullanmadım, kullanmak da istemiyorum. Sanırım bayramdan sonra okul döneminin başlangıcına saklıyorum.

İş durumları fena can sıkmaya başladı. Eşim antidepresan kullanıyor artık. Çünkü işleri hala belirsiz. Ne yapacağımızı bilemez durumdayız. Bakıcıya geri mi dönecez, etüde başlayacak mıyız, arabayı satsak mı? Kafada bir sürü soru. İşte bu yüzden yazmak istemiyorum. Can sıkıcı şeyler var çünkü kafamda.

Okuduğum kitapları bile bitiremez oldum. Elimde başlayıp yarım bıraktığım üç kitap var.

Haftasonu yaptığımız tek güzel şey sini oruktu. Eşim yardım etmese onu da yapamazdık gerçi :)

Herkese sağlıklı, mutlu haftalar.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...