30 Eylül 2011 Cuma

İşte yine geldim burdayım

Selam arkadaşlar. Bayaaa uzun bir aradan sonra hepinize yeniden merhaba. Ne oldu, neden oldu bilmiyorum ama, içimden hiç birşey yapmanın gelmediği bir dönemden geçiyorum.

Ne yaptım ben bu dönemde?
Üç film izledim.

Hepsi de birbirinden güzel filmlerdi.Hepsini kesinlikle tavsiye ederim.


"Benim adım Sam". Çok güzeldi , beni ağlattı.
 "Anestezi" ,filmin ortalarında senaryo beni ters köşeye yatırdı. Gerçek hayatta maalesef ki olmayan olaylar değil.
Ve " Cinderella Man", filmin sonunda kalp atışlarımın hızlanmasına engel olamadım. Ailesinin geçimini sağlamak için mecburen dövüşen bir adamın azmi, aşkı, çocuklarına olan sevgisi... Çok çok güzeldi.








Amcamızı nişanladık, elti oldum. Canancık (Ece öyle diyor) ailemize katıldı.














Biliyorum beni bekleyen bir sürü mimlerim var. Umarım cevaplayabilirim. Cevaplamazsam nolur alınmasın arkadaşlar.Bu bir geri dönüş postu olsun. Daha sonra uzun uzun yazarım olur mu blogcanlarım?

19 Eylül 2011 Pazartesi

İçimdeki tembelliğin, üşengeçliğin, bıkkınlığın, canımın birşey yapmak istememesinin.... geçmesini bekliyorum.

Geleceğim.

10 Eylül 2011 Cumartesi

Benden olsa olsa ,

Ya tembel şirin olur

ya da

hayalperest şirinin alası olur

Sevgili Yelda mimlemiş beni.

Eğer uykucu ve tembel olmasaydım hergün çarşaf pike yıkamak zorunda kalmazdım. Gece uyanır kızımı çişe tutardım. Ama ben napıyorum çalan saati kapattığımı bile hissetmeden, uykuya geri dalıyorum. O zaman müstehakım. Hani bu velet ıslaklıktan rahatsız olup gece çişe kalkması gerektiğini öğrenecekti :( Yok a dostlar kızımın ıslaklıktan rahatsız falan olduğu yok. Gayet mışıl mışıl uykusuna devam ediyor. Ee kış geliyor napacam ben??

Ve hayalperest olmasam , birgün emekli olacağımı düşünüp, çalışmaya devam etmezdim.

Bugün cumartesi ve sanırım ben artık cumartesilerden nefret ediyorum. Keşke cumartesileri çalışmak gibi bir zorunluluğum olmasa. O zaman pamuk gibi bişey olurum ben. Şimdi öylesine işyerinde otur, yani yemin ediyorum iş falan yaptığımız yok. Oysa ben burada boş boş oturduğum sürede evde olsam, evimi temizler, marketimi yapar, midemize inecek lezzetlerin mis kokusu evi sarar ve çarşı işlerimi bile hallederdim. Ama olur mu hiç? Öğlene kadar otur , sonra azad edil ve koş Nilhan koş moduna gir.

Herkese iyi hafta sonları arkadaşlar.

8 Eylül 2011 Perşembe

Helal Sana Ayşe Arman

Dünkü yazımda bir haber okuduğumu ve çok etkilendiğimi yazmıştım. Ve bugün sizinle paylaşacaktım. İşte dün okuduğum yazı bu. Ben bugün açacaktım ağzımı, yumacaktım gözümü. Sisteme de, işleyişe de ... diye devam edecektim. Tinay ve Nur'un hikayesini okuyup da etkilenmemek mümkün değil. Bu ülkede kendi öz çocuğuna işkence eden aileler varken, Tinay'ın yaptığı müthiş birşey. Ama sistem bunu görmezden geliyor ve sırf ayıp olmasın diye merhametsizce birşey yapıp Nur'u evlat edinmek için sırada bekleyen aileye vermek istiyor.

Dün Ayşe Arman'a mail attım. yazısını paylaşabilir miyim diye. Paylaşarak destek olmaktan başka ne yapabilirim diye. Cevap gelmedi. Ama bugün daha ofise yeni girmişken eşim aradı."Canım gözün aydın" dedi. Hayırdır inşallah dedim içimden."Ayşe Arman'ı oku" dedi ve kapattı. Ve bingoooo. İşte beklediğim haber.

İyi ki, acele etmemişim yazmak için. Yoksa fena halde deşifre edecektim içimdeki sokak edebiyatlı kadını :P
Ve devam etmiş Ayşe Arman. Yapılan yorumları, yollanan mailleri paylaşmış. Bir de Ayşe ile Emir'in hikayesini paylaşmış.

Elimden geldiğince destek olmaya çalışacağım. Fax, mail, telefon, dilekçe... Keşke İstanbul'da olsam ve mahkemeye katılabilsem.
Umarım bu melek anneler asla ve asla minik yavrularından ayrılmak zorunda kalmazlar. Ve bu yavrular sıcak yuvalarından alıkonulmazlar. Bunu tüm kalbimle diliyorum.
Çoğu ailenin kendi öz evladına sağlayamadığı imkanlarla büyütülen bu çocukları da düşünsün bu sistem nolur. Biraz da empati kursunlar, bu kadar zor mu?

7 Eylül 2011 Çarşamba

Bir Türlü Dönemedim



Sekiz günlük bayram tatilinden sonra bir türlü işlerimi toparlayıp dönemedim. Pazartesi yoğundum, dün bağlantı yoktu, bugün ne yazacağımı bilemez haldeyim .

Bu süre zarfında çoğu bloğa da uğrayamadım, okuyamadım, yorum yapamadım. Ama azimliyim, arayı kapatacağım.

Özetle;
Güzel bir tatildi. Kızımla bol bol vakit geçirdik, yüzdük. Hazır yedik, temizlik yapmadık. Ohh be işte hayalini kurduğum hayat :D Tatilin bitmesine iki gün kala eşimle ben şifayı kaptık.
Ece hala okula gitmek istemiyor ama kızım bugün bana süpriz yaptı ve onu kreşe bırakırken ağlamadı. Beni öptü ve el salladı. Dünya yıkılsa umurumda değil artık :) Bu arada kızımı kışın da yarım gün göndermeye devam mı etsem yoksa tam güne yeniden geçiş mi yapsam bilemedim.

Bugün okuduğum bir yazı beni çok etkiledi. En kısa zamanda paylaşacağım. Burada ve üye olduğum forumda paylaşarak destek vermek istiyorum.



En kısa zamanda görüşmek üzere. 


İtiraf ediyorum, kızımın buklelerine aşığım.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...