süpriz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
süpriz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Mart 2017 Perşembe

Park Forbes Ödülü

Öğretmenimiz taaa geçen seneden söz vermişti en çok yıldız alan 10 öğrenciyi sinemaya götürecekti. İlk dönem bitti, neredeyse ikinci dönem bitecek ve öğretmenimiz sözünü anca tutabildi. Olsun tuttu ya. 

Program şöyle:
Okul çıkışı Park Forbes'e gidilecek
Yemek yenecek
Sürüş akademisinde sürüş ve trafik eğitimi
Playland da ödül ikişer oyun
Ve Karlar Kraliçesi filmi

Peki benim Karlar Kraliçesi ile Karlar Ülkesini aynı film sanmama ne demeli. Karlar Ülkesi'nin ikisi ne zaman çıktı ki, üçü oynuyor dedim.  Cahilliğime veriniz lütfen.

Öğretmen az ödev vermiş dün, bizimki de okulda bitirmiş. Matematik kesir sınavını hiç yanlışsız yapmış. 

Babamız aldı okuldan, o eşek ölüsü gibi çantasını getirip bana bıraktı, sonra da Ece'yi götürüp öğretmenine teslim etti. 

Avm de çok eğlenmişler. Her arkadaşa iki oyun hakkı verilince hepsi ikiden fazla oyun oynamış. Film çok güzelmiş. Ama mısır almamışlarmış :) 

Arada böyle zaman geçirmeleri güzel oluyor. Biz çok fazla avm ye giden bir aile olmadığımız için bizimkine gerçekten ödül oluyor böyle aktiviteler.







22 Aralık 2016 Perşembe

Yeni Yıl

Hayatta hep kötü şeyler olmuyor ki. Yani evet Ece bu aralar sıkıntılı dönemden geçiyor olabilir. Okulda toplantı olabilir ve ben bu toplantıya katılamayıp içimdekileri öğretmene dökememiş olabilirim. İşyerindeki müdürlerin sayısı patrona az gelip yeni bir müdür daha işe başlamış olabilir. Ama yine de hayatta güzel süprizler olmaya devam ediyor.

Mesela sadece bloğunu takip ettiğin bir arkadaşın sana güzel bir süpriz yapıp, seni yıllar öncesine götürüp, yüzüne kocaman bir tebessüm yerleştirebilir. Dün posta gelince adımı gördüğümde çok şaşırdım çünkü adıma artık ekstre bile gelmiyor.

Sevgili Sevda, dilerim yeni yılda senin beni mutlu ettiğin gibi, senin de hayatında seni hep mutlu eden süprizlerle karşılaşırsın. Şeker tadında bir yıl seni bekliyor olsun. Çok teşekkür ederim. Mutlu yıllar arkadaşım.

30 Mayıs 2016 Pazartesi

Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar

Sabah 08:30 mesai başlıyor benim gözümü açtığımda saat kaçtı? 08:03.
Allahtan işyeri eve yakın. Yatakları falan toplayamadan nasıl hazırlandım nasıl çıktım evden bilemedim. Öyle ki yorgunluk var üzerimde. Bir de havalardan mıdır nedir? Uyanamıyor insan, hala serin havalar, uyumak da bir o kadar tatlı.

Ece bu hafta hiç gitmedi okula. İki gün düşmeyen ateşten sonra perşembe günü hastanede aldık soluğu. Mis gibi bademcik iltihabımız vardı. Doktoru çok sevdi Ece. Antibiyotiksiz çıkılmıyor artık doktorlardan. Geniz etimiz için de takip edecez. Bu yaz bol bol yüzecez. Olmadı ufak bir operasyonla aldıracaz.

Hasta halimizle
Önce çarşamba akşamı kendi aramızda ufak bir bekarlığa veda partisi yaptık. Amaç Nuno halamıza biraz raks öğretmekti. :)

Cuma akşamından başladık hazırlıklara. İşyerinden çıkar çıkmaz kuaförde aldık soluğu. Saçlarım koyu olduğu için boya izini sevmiyorum. Cumartesi kınamız var. Ertesi gün için randevumuzu alıp çok geç olmadan çıktık kuaförden. Kuaförümüz de Ece nin sınıf arkadaşının annesi. Çok şeker bir arkadaş.

Cumartesi biraz çarşı işi, bıcı bıcı, öğle uykusu, yemek derken bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor. Kuaföre zor attık kendimizi. Allahtan çok uzun sürmedi işimiz. Ama iki çocukla hazırlanmak gerçekten zor.


Saat 20:00 gibi kınanın yapılacağı mekandaydık. Aile arası bir merasim olacaktı zaten. Gelinle damat girip dans ettiler ve sonrasında süprizzz. Avusturya'dan Nesrin halamız kardeşine süpriz yapıp geldi. Biz biliyorduk ama belli etmemek için uğraştık tüm hafta. Buluşma gözyaşı seline sebep oldu. Eminim diğer iki abimiz de bu güzel anlarda bizimle birlikte olmak isterlerdi.



Yorucu ama çok güzeldi herşey. Olan ufak çocuklara oluyor. Kucaklarda uyuyakalıyorlar.











Pazar günü de önce Nesrin halayı görmeye gittik. Bizim için getirdiği hediyelere bayıldık.











Akşama doğru hava yağacak gibi ama biz biraz sahil turu yaptık. Rüzgar vardı. Ela taşlarla oynadı hatta tüm kafası kum doldu. Fotoda taşları havada yakalamışım. O kum çakıllar kafasına düştü :) Ece ip atladı. Mısır mevsimini açıp, haşlanmış mısır yediler. 

Ela müziği çok seviyor. Sokak müzisyenlerini görünce durup eşlik etmeye başladı. Ve müzik bitmeden de yürümedi.Eve döndük direkt bıcı bıcı. İkisi çok eğleniyorlar banyoda. Ama ben çok yoruluyorum o ayrı. Ağızları hiç boş durmuyor. Dolayısıyla çamaşır makinesi de :) Uyuyunca kendime vakit ayırabiliyorum. Bitip gitmiş oluyor gün, hatta hafta.

Çarşamba düğünümüz var. Darısı isteyen herkesin başına.
İyi haftalar.






20 Kasım 2013 Çarşamba

Pinyata girişimi ve sonuç

Yarın mucizemin doğumgünü. Hayatımızın miladı. Hem kreşte hem de evde kutlayacağız. Evdeki kutlamalarda kendisinden başka çocuk olmadığı için her sene iki kutlama gerçekleşiyor. Ve bu sene son artık okulda kutlama. Değişik bişey yapmak istedim. Şimdiye kadar pinyataya hiç ilgi duymadım. Hazırlanması falan beni hiç cezbetmiyordu.

Arkadaşların tavsiyesi, yapım kolaylığı derken " vira bismillah" dedim cumartesi sabahı. İşe gitmeden bir gün önce kızımın şişirdiği balonu aldım, oturttum bir kabın üzerine. Unlu bulamaçı hazırladım. Gazeteleri kestim.
İlk katı kapladım, mutfağa bıraktım. Kuruması için de pencereyi açık bırakıp işe geldim. Eve akşama doğru geldim. Çok güzel kurumuştu. Hemen ikinci katı kaplamaya giriştik kızımla. Önce ellerimi bulaştıramam ıyy mıyy dese de, bir başladı ki, bulamaçtan ayırabilene helal olsun. Kapladık ve akşam olduğu için ( güneşe koymayın patlayabilir demişlerdi) balkona koyduk. Yarım saat geçmemişti ki bir ses! Önce ne olduğunu anlamadık. Sonra aklıma geldi ve balkona çıktım ki, balon sizlere ömür. Acayip sinirim bozuldu. Tekrardan yapmayı asla düşünmüyordum. Çünkü kuruması için zaman alan bişey. Aldım altındaki kapla birlikte direkt çöpe.

Vazgeçmeyecektim. Başka alternatifler düşünmeye başladım. Ayakkabı kutusu ile yapmak geldi aklıma ama eşimin " bomba ile mi patlatacaklar? " yorumuyla vazgeçtim. Sonra evde fon kartonları olduğunu hatırladım. Kafamda bir şekil belirledim ve hemen cetvel makasla yapmaya giriştim. Acemi olduğumdan bir saate yakın uğraştım bu basit prizmamsı şey için. Birleştirmesi zorladı , ben de nasıl olsa görünmeyecek diye zımba ve koli bandı kullandım. Gece 23:00 e kadar uğraştım. Uhumuz bitmeseydi süslemesini de yapacaktım.


İşte dün bite pinyatamız. Ece sabah gördü çok mutlu oldu. Yüzündeki ifade gece 00:00 ye kadar uğraşmama değmişti.









Son olarak bu sene ki aşurelerimiz. Rabbim her sene bu günleri nasip etsin.
Şimdi bu akşam poğaça yapılacak, meşrubatlar alınacak ve yarın kreşe gidecek malzemeler hazırlanacak. Daha çok işim var benim çoook. Asıl kutlama cumartesi. Hepinizi bekleriz.

Bu arada benim her sene ertelediğim İzmir seyahatini bu sene garantiye almak için Ağustos ayında biletlerimizi almıştık. Yıllık iznimin 8 gününü ayırdım ben bu seyahat için. Ama gel gör ki, işyerindeki karmaşık durumlardan dolayı iznimi erteleme durumları olabilir. Nolur dua edin de öyle bişey olmasın. Çok istiyorum ben İzmir'e gitmeyi yaa!!!

22 Şubat 2013 Cuma

Bitti

Yirmiiki gün aradan sonra merhaba. Eşim bile bloğumu sıkıcı buluyor artık. Konu var da ben yazmıyorum sanki.

Bu süre zarfında olanlardan aklımda kalan bir kaç şey var sadece.

Ece ölümü sorguluyor. Ölmek istemediğini söylüyor. Sadece yaşlı insanların öldüğünü sanıyor. Anne siz beni korursunuz değil mi? Ölüm gelince ben arkanıza saklanırım, ölmek istemiyorum diyor. Ve boğazımıza kocaman bir yumru oturuyor.  Çocuklar ölmez ki anneciğim diyemiyorum. Babamız korkmasın diye ölümün kötü birşey olmadığını söylüyor ama pek başarılı olduğu söylenemez. Sadece konuyu değiştirebiliyoruz.

Forumda bir arkadaşımız vardı.
Geçen sene en son şöyle yazmıştı.
Melek haber verdi...O kadar duygulandım kı anlatamam...Bız bayram tatılı ıcın gıdıp geldık aılemın yanına.(Bulgaristan) BUtun ıyı dıleklerınız ıcın hepınıze tek tek tesekkur ederım.Gunesım daha ıyı dıyebılecegım durumda,ama cok gerıledı.Kızlar foruma gırmıyorum artık,gıremıyorum,cunku dayanamıyorum.Gunesle bırlıkte ve az aralıkla dogan bır suru cocugu gormeye dayanamıyorum.Bız kı o zamanlar hangı bezı kullansak,hangı mama daha saglıklı,yemıyor ıcmıyor derdıne dusmusken sımdı benım kızıma hayat mucadelesı vermem cok acı gelıyor.Kalbım dayanmıyor...O kadar cok sey yasadımve yasamaya devam edıyorum kı hangını bırını anlatayım bılmıyorum.En sondan baslayayım.Salı gunu kızımın tekrar EEG cekımı vardı.Maalesef sonuc kotu :(Anne yuregım nasıl kaldırıyor bunları dıye ben bıle cok merak edıyorum.Uyurken nobet gecırıyor yıne.Uyanık halı duzgun.Sımdı de drun aramasını beklıyorum.Arasın da ne yapmam gerektıgını soylesın...O kadar yorgunum kı bazen uyuyup bı daha uyanmayasım var.Ama bebegım...Gunesım...Yuruyemıyor,konusamıyor,ellerını bıle kullanamıyor.Oturamıyor.Olsun bır gulumsemesı de yetıyor su an.Umutla ılerlemeye calısıyorum,ama cok zor...
Babası ılgısız.1 yılı askın ayrıyım.tek basıma mucadele edıyorum.Aılem destek olmaya calısıyorlar,ama buyuk pay bana kalıyor.Ne olur bızım ıcın dua edın.Yurumesını de gectım.Emekledıgını gorsem allahtan baska bırsey ıstemem...
Daha fazla yazamayacagım.Hepınıze tekrar cok cok tesekkur ederım.

Güneş kuzusu melek oldu. Yazarken bile nefes alışım değişiyor. Rabbim kimseyi evlat acısıyla sınamasın. O baba sıfatındaki kişiyi de allaha havale ediyorum.

Hayat devam ediyor. Acısıyla, tatlısıyla, süpriziyle. Dün ofise  pastaneden gelen çöreklerden benim şansıma şöyle bir süpriz çıktı. Yutmadığım ya da damağımı yarmadığım, dişimi kırmadığım için şanslıydım.  Geri iade ettim kendilerine raptiyelerini.

 Bana özür için aşağıdaki kurabiyeleri yollamışlar. Neyse akşama misafirim vardı düşeş oldu. Memleketimin hatrı sayılır pastanelerindendir kendisi.

 Bunlar da Ali ile Ayşe. Ece çizdi ben de düzeltmeye çalıştım.


Kuzey'i izlemeye devam. Bir de Karadayı var.
İşimden nefret etmeye devam.
Koşturmacaya devam.
Kısaca hayatımda hiçbir değişiklik yok şimdilik.


Herkese iyi haftasonları.


Not: Yoktum ya yirmiiki gündür. Ama bir sorun hele niye? :)

Hayatımda ilk defa e-kitap okudum. Son zamanları kasıp kavuran seriden bahsediyorum. İlk kitabı aldım yuh, çüş, oha nidalarıyla bitirdim. İkinci ile üçüncüye para vermem dedim ama dayanamadım internetten okudum. Gözlerim kızardı ama yine de vazgeçemedim. Kitabı tavsiye eder miyim? Hayır. Yazar kesin balık burcu. Nasıl bir hayalgücüdür öyle? Çünkü böyle bir baş kahraman ancak kitaplarda olabilir. Kitabın kadın kahramanını okuyup da kıskanmayanın alnını karışlarım. Kitap çok türk filmi tarzında bişeydi, mutlu sonla bitti. Sadece kadınlara hitap eden bir seriydi. Bitti ve buradayım.

Kaçtım bebek :)

13 Mart 2012 Salı

Unutmadan

Ben bu aralar maaşımı kuruşuna kadar hakediyorum arkadaşlar. Haa eskiden de çalışıyordum ama böyle değildi vallahi. Okuyanlar bilirler beni. Ben kitabımı da ofiste okurum, filmimi de ofiste izlerim. Blogları tek tek gezer yorum yazar, kendimden geçerim. 

Ama artık geçti o günler galiba. Zira ofis giderek kalabalıklaşıyor, çalışan sayısı arttığı gibi, patron sayısı da artıyor. Onların arttığı yetmiyormuş gibi iş sayısı da artıyor. "Ben bende değilim meçhullerdeyim" Şayet çıkış saatleri sürekli bir gecikme gösterirse ( dün gibi), görünen o ki bu işyeriyle ayrılmanın vakti yaklaştı. Çok da ....

Pazarımız kahvaltı ile başladı   ama civciklere kanan kızım baykuşa kanmadı. Zira krem peynir yemeyen kızım baykuş sayesinde de yemedi. Baykuş babamızın midesine doğru yol aldı.

Daha sonra yuyduruk bahçemizi suladık. Daha önce de söylemiştim zaten.   Mercimekler dışında diğer baklagiller yeşillenmedi.

Neyse efenim bu haftasonumuzu güzelleştiren , ruhumuzu renklendiren bizi havalara uçuran süprizimize gelsin sıra.
Kızım nicedir kendi ağzıyla istiyordu bunları. Ben de süpriz yapayım dedim. Her konuda elim ayağım, dert ortağım, bilir kişim Nilüme arayış içinde olduğumu söyledim. Kendisinin çevresi pek bir geniştir de. Hamile diye çok yormak istemiyorum ama onun Nurturia dan arkadaşları ile olan diyalogları sayesinde bu konuda muhakkak bana yardımcı olabileceğini biliyordum. Bu arada ben başka bir blog sahibine de mail attım. Cevabı gelene kadar Nilüferim çoktaaan işi bağlayıp "hallettim ben" dedi. Benim arkadaşım yapacak , yollamadan sana mail atıp adres isteyecek, hesap numarasını yollayacak dedi. Başladık beklemeye. Ben kızımdan daha heyecanlıyım bu arada.
Bekle ki gelsin. Ne bitmez şeymiş yahu . Nilüm ne adres sordu, ne hs no geldi derken kargo çıkıp gelmesin mi? Meğer bu gönlü yüce, kalbi ince, ruhu güzel Nilücan bize bunu hediye yapmasın mı? Biz bunun için kavga bile ettik desem. Hatta birbirimizi kırdık bile diyebilirim. Ben onun ince düşüncesi altında mahcup olduğum gibi, burnundan da getirdim. İade edeceğim falan dedim ama yemedi. Çok istiyorum yahu eder miyim hiç?

 

 Merak ettiniz değil mi? Gerçi notta ipucu var ama , işte bizi havalara uçuran hediyemiz.

 

 Size mutfaktan görüntü vermek isterdik ama maalesef bu haftasonumuz dışarıda geçti. Ama merak etmeyin bu ustalar size en kısa zamanda marifetlerini gösterecekler. Pazar günü kimi gördüyse " benim artık aşçı şapkamla aşçı önlüğüm vaaarrr " dedi. Hani çocukken biz de hava atarken yapardık ya bunu, sondaki -var- biraz uzardı :D
Nilüm , canım dostum, yüreğine sağlık bitanem. İyi ki varsın, cansın.
Ve sevgili Hobidich Gamze, emeğine, ellerine sağlık. Yaptığın herşey kusursuz. Son yaptığın faaliyet çantasına bayıldım.

Son olarak kızımın bugün sabah kapıdan çıkmadan aynaya bakarken yaptığı yorum: " Ooo çok güzel olmuşum." Nasıl ama? Narsist benim kızım :D Ve kızım artık bana beste yapıyor.
Benim güzel annem
Seni çok severim
Sen benim herşeyimsin diye bildiği melodide söylüyor bana bu şarkısını. Gönül istiyor ki ağzından her çıkanı kaydedebileyim. Ama ne mümkün?


Not: Sevgili uyuz olduğum kadın. Dün sen Ece yi konuşturduğun zaman o seni konuşturmadı diye , sana seslendiğinde sen de onu duymamak zorunda mıydın? Çocuğa gönül koyulur mu? Bir yıldan fazladır ofise geliyor daha kızımı tanıyamadın mı? Çocuğa küstün ya pes vallahi.

26 Aralık 2011 Pazartesi

Yorgun savaşçı ve haftamı güzelleştiren süpriz

Malumunuz benim haftasonlarım hep koş Nilhan koş modundadır. Geçen pazar yaptığım tembelliği bu hafta ziyadesiyle telafi ettim.

( Baştan belirteyim telefonun kablosunu evde unutmuşum :( )

Demiştim ya kızıma kostüm dikeceğim diye. C.tesi yağmur çamur demeden gidip malzemelerimi aldım.  Bir de market alışverişini yaptık eşimle. Kızım akşam oldu, ama hala annemde. Her c.tesi böyle oluyor maalesef.

Aaa ben size demedim.

Avusturya'dan halamız geldi
Evde bir bayram havası
Herkesler onu çok çok özlemiş.

Pazar günü kahvaltıya davet ettik tüm sevdiklerimizi. Neyse dönelim cumartesiye. Günleri karıştırdım .  Akşam annemler geldiler Elif Ece'yi getirmek yine onlara düştü. Hazır gelmişken bir de çay demledik. Yuyduruk bir pasta ( kırıntısı bile kalmadı )ve patlamış mısır eşliğinde babam dizisini izlerken, ben de malzemelerimi serdim ortaya. Eee annemi bulmuşum, bırakır mıyım? Ne de olsa on parmağında on marifet. Benim düşüncemde peluş kesilince iplik atmıyordu ben de kolayca yapacaktım yeleğimi. Ama nerdee? Makas değen her yeri dikmek gerekiyormuş. Allahtan bez serdik yere, yoksa mahvolmuştu halı. Bir yandan tül kes, bir yandan teyel yap derken annemin el atmasına rağmen , bitiremedik. Oysa bana göre çok iş yoktu, ben bir gece de oturup bitirecektim. Ne kadar hayalperestim değil mi :) Ece faktörünü de unutmamak lazım. Annemler gitti, bezi olduğu gibi toplayıp kaldırdım. Geçtim mutfağa. Ece'yi uyutmak işini babaya devrettim.

Pazar günkü kahvaltı için Şeyma'nın bloğunda ve daha bir çok blogda rastladığım unlu böreği yapmaya giriştim. Pazar sabahına sadece pişirmesi kalacaktı. Gece 00:00 yi geçiyordu yatağa girdiğimde.

Pazar eken başladım güne. Aklımda ve listemde yapılması gerekenler, ama zaman yetiştiremeyeceksin der gibi ilerliyordu. Allahtan Hızırım yetişti, canım annem. O olmasa ne yaparım bilmiyorum. Rabbim başımızdan eksik etmesin.
Çok güzel bir kahvaltı sofrası kurduk. Börekler muhteşem oldu. Bundan sonra yapacağım tek yufka böreği tarifi budur arkadaşlar. Çıtır çıtır, milföy hamuru gibi. Annemin nefis biberli ekmekleri, humusu, muhammarası daha neler neler.Kalabalık bir sofrada harika muhabbetlerle geçti kahvaltımız.Nesrin halamız çok mutlu oldu. Aynı ekip ile dışarda kutlayacağız yılbaşını. Böyle davetlerin tek kötü yanı, yapılanların dolaba yerleştirilmesi. Boşalt, saklama kabı ayarla, dolapta yer bul..vs. Misafirler gidince Ece baya bir huysuzlandı.Pek seviyor bize birilerinin gelmesini. (anlayın ne kadar sıkıcı bir annesi olduğunu) Hemen attık kendimizi yatağa. Hoş aklımda yapılması gerekenler varken uyuyamıyorum , bu huyum anneme çekmiş sanırım. Ne yatabildim, ne de kalkabilecek gücü bulabildim. Kalktığımda savaştan çıkmış gibiydim ama hareket ettikçe açıldım, ufaktan temizlik bile yaptım.
Akşam tekrar elime alamadım kostümü. İnşallah yetişir.

Ve yılın son haftasına güzel başlamamı sağlayan süprizim ile postumu bitiriyor, herkese güzel bir hafta diliyorum. Dilerim 2012 yılınız, giden 2011 yılından daha güzel olur.



Sevgili Ailem,
yeni yılınızı kutlar, benimle birlikte nice güzel günler dilerim. ( Amin)

14 Şubat 2011 Pazartesi

Ve bu da....


Sabah beni şaşırtan eşimin bana süprizi :)

Ve ardından benim ona attığım SMS:

Ben sana mecburum bilemezsin 
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum 
Büyüdükçe büyüyor gözlerin 
Ben sana mecburum bilemezsin 
İçimi seninle ısıtıyorum. 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...