13 Ekim 2016 Perşembe

Tehlike çanları çalıyor

Açık açık söyleyeyim, ben haber izleyen çok gazete okuyan biri değilim. Çünkü okudukça nefes alamayanlardanım. Handan'ın blogunda okuyana kadar Proje Okul safsatasından haberim yoktu.  Okuyunca resmen ürperdim. Noluyoruz allah aşkına? Nedir bu İmam Hatip sevdası? Varolanlar yetmiyor mu? Herkes imam hatiplere gitmek için  sıraya mı girmiş. Karşı kesime olan bu saygısızlık bu dayatmanın açıklaması nedir? Cumhuriyet birilerine neden bu kadar batıyor? Nasıl bir kuyruk acısıdır?Nasıl bir nefrettir bu? Başka açıklaması var mı? Din gerçekten de ticareti yapılabilen en kolay şeymiş. Yani sizin isteklerinizi karşılayan başka ülkeler var gidin orada yaşayın. Ve şu bir gerçek en mutlu dinciler Avrupa'da yaşayanlar. Neden acaba? Neden gelip ülkelerinde Türkiye'de yaşamıyorlar?

Daha geçenlerde eşimin yolladığı bu videoyu izlerken Rahmetli Uğur Mumcu yıllar öncesinden görmüştü geleceği.  https://www.youtube.com/watch?v=EiKHVjh_dHI

Durumun vehameti apaçık ortada. 
http://www.sozcu.com.tr/2016/yazarlar/yilmaz-ozdil/proje-okul-1442199/

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/614342/Proje_okullar.html

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/613777/_Proje_okullari_benim_devlet_okulumdur__istedigimi_yaparim__gidin_ozel_okula..._.html


Benim kızım da devlet okuluna gidiyor. Özel okullara binlerce lira teşvik veren devlet, kendi okullarında çalışan hizmetlilerin bile parasını ödemiyor. Devlet okulu olmasına rağmen biz de bağış veriyoruz. Yarın birgün benim de okulumu projelerine katmayacakları ne malum? Alet etmeyin okullarımızı, öğretmenlerimizi projelerinize. 

Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!


Mustafa Kemal Atatürk

Bundan daha güzel açıklanamazdı .Boşuna yazılmadı bu hitabe. 

Cumhuriyet, okullarını kaybediyor, tehlikenin farkında mısınız?


Bu yazıyı dün yazmıştım. Kontrol etmeden yayınlıyorum. Umarım çorbada az da olsa tuzum bulunmuştur.

12 Ekim 2016 Çarşamba

Uzun zaman aradan sonra MİM

Gerçekten baya uzun zaman oldu mimlenmeyeli. Sevgili Turgay Aksoy mimlemiş beni.  Çok güzel konulara değinir, özellikle harika seyahat yazıları yazar kendileri. Kesinlikle uğramalısınız bloğuna.


1. Nasıl blog yazmaya başladınız?

Bloğum bana kızımın iki yaş hediyesi olarak bir arkadaşım tarafından hazırlandı. Şu anda kendisiyle görüşmüyoruz maalesef. Bloglara bakar hep imrenirdim. Ne güzel şeyler yapıyor, paylaşıyor insanlar derdim. Bir gün bir mail aldım ve içinde kızım için hazırladığı bloğun adresi, şifresi, herşeyi bildiren bir dosya vardı. Şimdiye kadar aldığım en anlamlı hediyeydi. Sevgiler burdan kendisine, umarım herşey yolundadır hayatında.

2. Bloğunda daha önce yazmadığın bir tarzda yazacak olsan bu ne olurdu?

Bloğumda genelde sıradan şeyler yazıyorum, günlük hayattan. Yani bir tarzım olduğu söylenemez. Ama siyaset ve tarih içeren şeyler yazmak isterdim. Bu konuda bilgili olmak, araştırmak ve öğrendiklerimi de korkmadan yazabilmek isterdim.

3. Bloglarda okumayı en çok sevdiğin konular nelerdir?

Ben çok kasmadan, içinden geldiği gibi yazan her tür konuyu okumayı seviyorum. Yazılarına espiri katanlara ise bayılıyorum. Ama seyahat konuları daha çok ilgimi çekiyor. Fotoğraflara bakarken o fotoğrafı çekenin hep kendim olduğumu düşünüyorum.

4. Hayatta en çok yapmak istediğin üç şey nedir?

Bunu üçle sınırlayabilecek miyim bilmiyorum. Yapmak istediğim o kadar çok şey var ki. Hatta taslaklarda geçen bununla ilgili  yazdığım bir yazı beklemekte

- Bahçeli bir evde yaşamak. Ekip biçmek, bahçesinde bir köpek beslemek, bir hobi edinmek.
-Seyahat etmek
-Kızlarımı yurtdışında okutmak.

Tabi ki Şebo'yu ve Handan'ı mimliyorum.

10 Ekim 2016 Pazartesi

Eski bayramlarda çocuk olmak

Bayram değil seyran değil ne alaka diceksiniz ama , sevgili Deep istedi böyle bir yazı yazmamı. Hafızamı biraz zorlamam gerekecek.

Malumunuz 79 doğumluyum. Çok güzel bir dönemin çocukluğunu yaşadım.
Sanırım 5-6 yaşlarındaydım. Büyük bir avluya bakan bir sürü evin olduğu bir yerde oturuyorduk. Babam yurtdışındaydı o zamanlar. Bir sürü çocuktuk o avluda. Sokaklara yalnız çıkabildiğimiz dönemler. Bayramda ne olursa olsun annem bize hep yeni giydirmeye çalışırdı. Eskiden hiç bir akraba atlanmazdı bayram ziyaretlerinde. Harçlığımızı alır almaz gideceğimiz tek yer vardı. Muhtar Süleyman'ın mahalleye kurduğu dönme dolap. 5-6 çocuk otururdu sandalyelere ve başlardı Süleyman amca çevirmeye. Nasıl mutlu çocuklardık anlatamam. Defalarca binerdik.



 Sonra biraz büyüdük ve başka mahalleye taşındık. Babam fırıncı benim bu arada. Mis gibi pideler pişirir. Evlerimiz hep fırına yakın olurdu. Çünkü en sağ kolu hep annemdir. Annem çok yoruldu garibim. Hem fırına hem eve yetmeye çalışırdı hep. Ramazan gelince bizim buraların meşhur kömbesi vardır. Kağke de denir. Çok çok yapılır ve hiç bayatlamaz. Bir kaç aile bir araya gelip, herkes sırayla kendi kömbesini yapardı. Çocuklar için harika zamanlar çünkü uyku yok bol yaramazlık var. Hele bir de kömbe yapımına katılmışsan değmeyin keyfimize. Fırınlarda kuyruklar oluşur, kolay kolay tepsi bulunmaz. Çünkü bildiğin taş fırınlarda siyah kocaman tepsilerde pişerdi bu kömbeler ama eskiden. Babamlar günlerce uyumadan kömbe pişirirdi. Artık herkes hazırına kaçmaya başladı. Dolayısıyla mahalledeki kömbe kokuları da bir bir silinmeye.
Ramazan bitip bayram gelince yine başlardı bayram ziyaretleri. Çok iyi hatırlıyorum kırmızı bir Renault Steyşınımız vardı. Giymişiz bayramlıklarımızı bayram ziyaretlerine başlamışız. Bu arada o kömbe tepsilerinin her birinden ikişer tane almak gibi bir hakkı vardı fırıncının. Babam da evden çıkınca bu topladığı kömbeleri arabanın bagajına koyar gittiğimiz her ziyarette dağıtırdı. Eskiden çok fazla çikolata dağıtılmazdı bayramlarda ama Arabistan'da bir tanıdığı olanın muhakkak revedor kolonyası bulunurdu. Düşünsenize yurtdışından gelmiş bişeye sahipsiniz. Aman allahım o nasıl bir koku. Astımınız falan varsa mazallah.

İşte benim çocukluğumun bayramlarından bana kalan bir kaç anı. Artık bayram denince herkes tatil planı yapıp evden kaçmaya başladı.

Sevgili Deep umarım istediğin gibi bir yazı olmuştur.

Bu arada görseller internetten alıntıdır.

Sevgiyle kalın.

3 Ekim 2016 Pazartesi

Evdeki Hesap

Bayramdı, sonra yıllık izindi, öğretmenden gelen mesajdı, yıllık izni ertelemekti derken, ahan da burdayım. Kısa kısa sıkmadan yazabilecek miyim acaba?

9 günlük bayram tatili nasıl geçti unuttum bile. İzmir'den kardeşim geldi. Beraber güzel vakit geçirdik. Hava çok değişkendi. Geceleri çok sağlam yağıyor, öğlenleri ise sıcaktan yanıyorduk. Bir hafta çok hızlı geçti.

Kendimizi tamamen okula motive ettiğimizde de sınıf annemizden gelen mesaj tüm planlarımızı alt üst etti, sinirlerimi zıplattı resmen. Neymiş öğretmenimiz seminer dolayısıyla yurtdışındaymış, okulumuz bir hafta gecikme ile başlayacakmış. Annemle vedalaşmışken bir hafta daha idare etmesini rica ettik. Bu arada dedemi hastaneye yatırdık. Annem onunla ilgilenmek zorunda kaldığı için izni ertelediğim o hafta, babam çocuklara baktı.

İşe döndüm. Aradaki o bir haftada 4 tane vize dosyası hazırladım. Resmi evraklarla uğraşmaktan, eksik listesini bitirmeye çalışmaktan gına geldi. Bakalım bir gün kendimiz için de vize hazırlamak nasip olacak mı? Bu arada ofisteki sevgi yumaklığından bahsetmeyeyim. İnsanlar kişisel duygularını işine karıştırmıyor mu, işte orda bende şiraze kayıyor.

Sonra bir teklif geldi, daha önce postların birinde bahsetmiştim, hangisinde bulamayacağım şimdi. Bu sefer teklif onlardan geldiği için değerlendirmeye karar verdik. İki sene beraber çalıştığımız Hülya ablamızla yollarımızı ayırdık. Bu sene yengemizle yola devam etmeye karar verdik. İnşallah pişman olmayız. Çok tedirginim ne yalan söyleyeyim. Oysa evdeki hesap hiç böyle değildi. Ela kreşe Ece de etüde başlayacaktı.

Geldi izin zamanı. Okul başladı. Saat 6 larda uyanmak başladı. Benim gibi uykucuya yapılacak şey mi bu? Bizim evin tek uykucusu benim. Toplantılar yapıldı, türkçesi kaç tl açıklandı. Kitaplar kaplandı gece 1 lere kadar. Okulun üçüncü günü şifa kapıldı ve evdeki herkese bir güzel yayıldı.

Bu arada anne kişisi hazır izin almışken neye kalkıştı dersiniz, evladı olsa da sevmeyeceği temizliğe. 10 yıllık evliliğimde üçüncü pencere silişim desem durumun vehametini sanırım anlamışsınızdır. Ben temizlikten, eşim de benden bezdi. Temizlik yaptıkça kendini iyi hissedenler, nasıl bir psikolojiniz var sizin? Ama her yer pırıl pırıl oldu.
Anne kişisi temizlik yaparken evin halleri :)

Almanya'dan amcamız geldi

Bu yazıyı hazırlayana kadar akşam oldu. Ne yazacağımı da unuttum. Araya 5 sayfalık bir sözleşme tercümesi sıkıştırdılar. Gugıl sağolsun. Ofisin dış ticaretçileri dururken benden isterlerse ben de bunu gugılıma sorarım tabi ki. Ayrıca bitirmeme rağmen yollamayacağım. Hemen yaptı bitirdi demesinler diye.

Bugün yengemizin ilk günü. Bakalım nasıl geçti? Nida'nın bu işin üstesinden kalkacağına eminim.

Üçüncü sınıf ödevleri nedir öyle arkadaşlar? Yeminle zorluyor. İnternet de olmasa hayatta yardımcı olamayacağım heralde.

Şimdilik bu kadar sevgiyle kalın.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...