9 Haziran 2017 Cuma

Ramazan Deyince

Efenim bilenler bilir, fırıncı kızıyımdır. Bildiğiniz eskiden her mahallede yer alan taş fırınlardan. Babamın da pide fırını vardı eskiden. Aslında hala var ama artık eski bir işçisine devretti. Yoruldu canım babacığım. Ayaklarındaki damarların kalınlığı parmağım kadar. Kolay değildir fırın işletmek. Hatta eşim hep dalgasını geçer: kandırdın beni babamın fabrikası var dedin, çıka çıka bir pide fırını çıktı diye.

Sabah çok erken kalkardı babam , bakkallara sabah ekmeği dağıtılacak kolay mı? Bizler uyurken o erkenden ekmek teknesine giderdi. Çocukluğumdan bu yana üç fırın değiştirdik ve bizler hep fırına yakın evlerde oturduk. Annem de babamla çalışırdı. İkisi de çok çalıştılar bugünlere gelmemiz için. Haklarını asla ödeyemeyiz. 

İşte ramazan gelince daha bir yorulurduk hepimiz. Ramazan demek oruç demek, iftara yetişecek siparişler demek, dinlenmeden çalışmak demek. Babam sıcak ocağın karşısında çalışırken bile orucunu tutardı yaz günleri. Ve herkes iftarını açarken bile o çok sonra eve gelip orucunu açardı. Biz kardeşler hepimiz elimizden geldiğince babama yardım ederdik ramazanda. İftara 1-2 saat kala beni eve yollarlardı iftarı hazırlamam için. Evlenene kadar fırın nasıl kullanılır bilmezdim. Bütün yemeklerimiz taş fırında pişerdi. Tadı ise tarif edilemezdi.Bu yüzden çok erken yaşta girmişimdir mutfağa. İlkokulu yeni bitirmiştim elimde patlıcanla yandaki fırına giderdim, annem pide yapıyor olurdu bana nasıl soyacağımı , doğrayacağımı tarif ederdi. Akşam yemeği yediklerinde de asla kötü bir yorum almazdım. Ki beni yemek yapmaya hep teşvik etmişlerdir. Sonra o yemekten bir tabak iki sokak ötedeki halamlara götürürdüm, bir tabak alttaki komşumuza, o tabaklar farklı yemeklerle dolar tekrar gelirdi. İftar sofrası dolup taşardı.

Bayrama son on gün kala kömbe savaşları başlar, eskiden tabi. Çünkü bizim buraların olmazsa olmazıdır kömbe. Eskiden her aile tepsi tepsi kömbe yapardı. Sıraya girerlerdi tepsi kapmak için. Dolayısıyla babam hiç dinlenmeden hatta bazen uyumadan annemle nöbetleşerek kömbe pişirirdi. En zevkli zamanıdır ramazanın. Kadınların sohbeti, şakaları, fıkraları yorgunluğumuzu dindirirdi. İftardan sonra ilerleyen saatlerde kahve yapar indirirdim babamlara, yatmadan önce de çay. uykuları kaçsın diye. kaç sokak öteden duyulurdu kokusu o kömbenin. 
Görsel internetten alıntıdır.


İşte o uykusuz, yorgun günlerin ardından ramazan biter, bayram gelirdi. Gece geç yatan babam hepimizi tembihlerdi. Erken uyananın kulağını çekerim diye . Ama gel gelelim en erken uyanan hep o olurdu yine :)

Bu yazıyı yazarken Çocuklu Hayat bloğundan esinlendim. Çok güzel bir ramazan yazısı yazmış. Tavsiye ederim okumanızı.

Hepinize hayırlı ramazanlar, iyi haftasonları.


8 yorum:

  1. Ne güzel anılar hiç bitmeseler,di keşke :) İftar bile daha bir başkaydı bence :)) O günlere bazen ışınlanıyorum. Eskiye dair çok bir şey kalmadı İstanbul,da Daha çok göstermek ve gösteriş amaçlı oldu ramazanlar yada tam tersi Hiç saygısı olmayanlar geride kaldı... Ne çok yazdım :))) Teşekkür ederim paylaşımın için.....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okuduğunuz için ben teşekkür ederim. Gerçekten herşey eski değerini anlamını yitirmiş durumda. Bizler küçük memleketlerde yaşayanlar bir nebze daha şanslıyız bu konularda.

      Sil
  2. Nil çok duygulu-samimi bir yazı olmuş.
    Herkesin anıları canlanıveriyor bu aralar , halkısın,esinlenip yazmak-bizle paylaşman çok güzel di..
    Babacığına-annene Allah sağlıklı uzun ömürler versin canım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merihçiğim çok özlediğimden sanırım.
      Amin. Allah hepimizin sevdiklerini korusun.
      Teşekkürler canım.

      Sil
  3. Babanın fırıncı olduğunu bilmiyordum ne güzel, oh fırın ve ekmek kokusuna bayılırım, daha kapısına girerken mis gibi ekmek kokar. Kömbeyi ilk kez duydum elinize sağlık.
    Sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kömbe bazı yörelerde el açması böreğe de deniyor. Ama bizim için bir çeşit yöresel kurabiye. Uzun ömürlü, kendine has baharatı olan bişey. İçine hurma ceviz konulup kalıplarla yapılıyor.
      Evlendikten sonra evde yaptığım fırın yemeklerinin lezzetine alışmam baya zaman almıştı.

      Sil
  4. O kadar tanıdık ki kömbeler, kerebiçler, taş fırınlar :). Oruk da olur, onu unutmuşsun bak :). Biz hala taş fırın kullanıyoruz, el mahkum zaten bilirsin yöresel yemekleri yapmak için :). Çok güzel bir meslek, zor ama güzel :). Tadı da gerçekten çok güzel oluyor yemeklerin taş fırında pişince. Afiyet olsun :).

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin memleket neresi merak ettim. Taş fırının kattığı lezzet gerçekten tartışılmaz. Bir ara babamdan ben devralmak istemiştim fırını. Ama yapamazsın deyip, izin vermemişlerdi. Gerçekten zor.
      Teşekkürler.

      Sil

Sen de yaz yaz yaz
Bir kaç satır yaz
Dök içindekileri :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...