28 Kasım 2016 Pazartesi

Yapmak isteyip de yapamadıklarım

Çok fazla blog takip ediyorum. Bunların içinde anne çocuk blogları, yemek blogları, dekorasyon blogları, moda blogları, hobi blogları, alışveriş..vb ne ararsanız var. İşte o bloglarda görüp görüp içimin eridiği , yapmak isteyip de yapamadığım bir sürü şey var. 

Örneğin büyük şehirlerde yaşayanların imkanlarını kıskanıyorum. Çocuklarını öyle yerlere götürüyorlar ki imreniyorum. 

Çektikleri fotoğraf, yaptıkları fotoğraf düzenlemeleri, sahip oldukları makineler hepsi çok çok güzel. Kıskanıyorum.

Sonra öyle sofralara şahit oluyorum ki, offf. Nasıl bir görsellik nasıl bir emek. Helal olsun diyorum. Bizim hedef sadece karın doyurmaktan ibaret. Sofradan en az beş defa kalkıyorsun, hazırlayana kadar zaten kırk takla atmışsın, masaya tabak çatal koymuşsam ne ala. Bir de yeni tarifler denemek istiyorum, mutfakta saatler geçirmek istiyorum ama gel gör ki sadece istiyorum. 

Beni en çok benden alan dekorasyon blogları. O bembeyaz evler. O evlerde hiç mi yaşayan yok. Çok mu zenginler? Nasıl bu kadar düzenli , pırıl pırıl? Yani benim duvarları görseniz bant yapıştırıp çekmekten boyaları bile sökülmüş. Kızım bir ara eline boya kalemi almış trambolinde zıplarken sanatını icra ediyordu. Mesela o tramblolin hep salonda. Sehpa hep bir kenara itilmiş durumda ki, yer açılsın çocuklara. Siz düşünün benim evin dekorasyonunu.

Sonra örgü bloglarının yaptıkları, o dekorasyon evlerinde paylaşılan battaniyeler, kırlentler. Örgü örmeyi biliyorum, ben de örmek istiyorum ama ben niye zaman bulamıyorum. 

Dikiş dikebilenlere hastayım zaten. Bir de etamin, kanaviçe yapanlara. Aralarındaki farkı hala bilmiyorum. Bana göre ikisi de aynı. Birbirinden güzel ahşap boyayanlar, keçeden harikalar yaratanlar daha neler neler.

Sukulentlere merak sardım bu ara. Hala başlayamadım ama. Beleşten bulmaya çalışıyorum o güzelim kaktüslerden, sukulentlerden. Hatta elime geçen ufak figürleri saklıyorum belki lazım olur süslerken diye. Dün yengemde gördüm iki tür. Bu belki hızlanmama sebep olur.

Ya gezenlere ne demeli? Her haftasonunu dışarıda geçiren insanlar. Hem kıskanıyorum hem sorguluyorum. Yani dışarı her adım atışın para. Biz bu kadar mı fakiriz? Çoğu çalışmayan kadın oldukları halde, kocalar ne iş yapıyor diyorum. Bizim de arabamız var, evimiz kira değil, eve iki maaş giriyor(du). Bakıcımız var(dı). Ara sıra kahvaltılarımızı dışarda yapıp yemek yiyoruz tabiki de. Lakin gerçekten çok gezebilen bir aile değiliz. Oysa bizim haftasonları sürekli yaptığımız çekirdeğimizi topumuzu ipimizi alıp sahile çıkmak. Parka gitmek. Avm ye gitmek bile bize göre değil. Sevmiyorum ben bütün hafta evde kapalı olan çocukları haftasonu da kapalı ortama sokmayı. 

Sonra bir sürü bir sürü okuyup film izleyenler var. Allahım çatırt ediyorum orta yerimden. İzlemediğim bir sürü film keşfediyorum listem habire kabarıyor. Kitap desen keza. Hep alınacaklar okunacaklar listeme bir rakam daha ekliyorum. 

Çocukların spor yapanı, kitap okuyanı, enstrüman çalanına ne demeli? Bayılıyorum , Allah esirgesin diyorum. Benim büyük kızı hala bir spora başlatamadık. Oysa hep kilosundan şikayet edip duruyoruz. Kitabı da ite kaka okuyor sıpam. Küçüğün de dans etmesini enstrüman çalmasını istiyor bu gönül ama bakalım kısmet. 

Şimdilik bu kadar yapmak isteyip de yapamadıklarım listesi. Daha vardır da, aklıma gelenler bu kadar. Yapamamanın sebebinin çoğu tembelliğimden biliyorum. Bazıları maddi onu da biliyorum. Ama olsun yine de yapmak istiyorum.

Yapabilen herkesi kıskanıyor, saygı duyuyor ve sevgilerimi iletiyorum.

38 yorum:

  1. Herkes kendisinde olmayanı ister misali büyük şehirdekiler de küçük yerlere gitmek istiyor be Nihan...
    Trafiği ayrı dert kalabalığı ayrı.. Bir de dediğin gibi çok zengin olmak lazım..
    Düzenli, bembeyaz evlere gelince küöük çocukları yoktur diye düşünüyorum. Öyle olsa bizim evler de mis gibi olurdu. Duvarları boyalı, koltukları lekeli olmazdı.
    Örgüye gelince o biraz ilgi meselesi. Annem anlatır menenjit geçirmeden önce (5 yaşımda) öğrenmişim ben örgü örmeyi. Sonra unutmuşum 7 yaşımda halam yeniden öğretti :D
    Mutfak, yemek deme hiç sevmem..
    Uuuu baya uzun yazmışım :D
    Kıskanma ileride daha güzelleri senin olur inşallahhh.. Hoş benim de yok :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısın ama imkanlarınız gerçekten çok fazla. Boya işini hala erteliyorum, en azından Ela duvara yazı yazılmaması gerektiğini öğrenene kadar.
      Evde o kadar az vakit geçiriyoruz ki, akşamdan akşama neyi sığdırabilirim?
      Fakirliğin gözü kör olsun :P
      Öpüyorum canım

      Sil
  2. Yaşayan ev bizimkiler :))) Ben öyle diyorum...
    Eskiden çok dert ederdim, evim derli toplu olsun gibi bir takıntım vardı...
    Benden daha mı kıymetli ya da çocuğumdan, saldım gitti...
    Evet gezmek maliyet işi, ama kesene göre geziler ayarlayabilirsin bence...
    İlla yemeli içmeli, kalmalı olmasına gerek yok ki...
    Çok dağa bayıra, gönlünü gözünü dinlendir al sana en alasından gezi :)))
    Ben de herşeyi istiyorum:) Ben de ayyy diyorum her gördüğüme :)
    Gönüller şahane olsun da Nilhanım, gerisi nasıl olsa halledilir :)
    Öperim canım benim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok temiz titiz bir kadın değilim ama derli toplu olsun istesem de başaramıyorum. İnsan hedefler koyuyor kendine evim olsun, yurtdışına falan gideyim diye, kıstıkça kısıyor ama zamanı kaçırıyor aynı zamanda.
      Off be Şebom ne bilim gönül istiyor işte. Zengin koca bulamadıysak bizim suçumuz mu :) Arabeske bağladım. Dediğin gibi sağlık olsun, gönüller bir olsun huzur olsun gerisi hallolur.
      Öpüyorum Şebom.

      Sil
  3. Bak gel, giderken fotoğraf çekmeye götürücem söz, sen yeter ki iste :)

    Geçen senelerden birinde yoldan karşıdan karşıya geçerken baldırımda bir tel koptu sanki çılgın bir acı. Minibüse bitmiştim, indiğim yerde kalakaldım, bayılacağım neredeyse. Ortada hiçbir neden yoktu. Koşmuyordum bile.Taksiyle hastaneye kendimi attım, bir buçuk ay bacağımın üzerine basamadım.

    İşte o bir buçuk ayda şalterler attı bende.

    Yapmak istediğim çok şey vardı ama hep sonraya ertelemekteydim. Maddi imkânsızlık, zaman yokluğu, çocuklar bla bla bla. Anladım ki sonradan bunların hepsi sağlandığı gün benim aynı kalacağım garanti değil.Ne kadar zaman daha gönlümce yürüyüp yorulmadan gezebileceğim? Ki son yıllarda ciddi düşüş var performansımda.

    Şimdi bir şey aklıma geldiğinde neden olmazları değil nasıl yaparım kısmını düşünüyorum. Ayakkabı, çanta, kıyafet almam, ıvır zıvıra para harcamam, gezerken pahalı yerler aramam, çok lüks otellerle işim olmaz, yanımda fazla çanta da taşımam. Evimiz yok hâlâ kiradayız. Umursamıyorum. İçinde yaşadığım her yer evim, taksit ödemektense gezmeyi tercih ederim :)

    Evim dağınık, ev yapımı poğaça zor bulursun, napalım, o da eksik kalsın. Mutfakta olmayı sevmiyorum. Çorba karıştırırken sıkıntıdan kitap okurum :)

    Örgü çantam hep var ama en son ne ördüm hatırlamıyorum.

    Bıraktım onlar da dağınık kalsın :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Handan söylediklerin o kadar doğru ki. En basiti bizim md hala hastanede, iki ay oldu ve ne olduğunu hatırlamıyor bile. Kadının daha yapacak bir sürü şeyi vardı.
      İlla bir musibet gerekmesin hayatın değerini anlamak için.
      Nasıl yaparım kısmını ben de düşüneceğim bundan sonra.
      Teşekkürler cnm. Benimki maymun iştahlılık işte :)

      Sil
  4. Gönül işte herşeyi istiyor. Ama kendinizi tetiklemek yönlendirmek de yine sizin elinizde. Zaman yaratın bazı şeyler için, yoksa asla boş zaman bulamazsınız çünkü bir annesiniz. Kitap okumak için vakit bulamıyoranız örneğin yemeğin kaynamasını beklerken okumak mümkün ya da boşa harcadığınız zamanı tespit edip yapmak istediğiniz faaliyetleri oraya ekleyebilirsiniz. Naçizane tavsiyelerim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsan biraz destek istiyor galiba. Haftasonları zaten hep ertelenen ev işleri. Çok şikayetçiyim hayatımdam sanırım. Şükretmeyi unutuyoruz hep. Heves etmek ile istemek farklı şeyler. İstedikten sonra zaman yaratılır.
      Teşekkürler tavsiyelerin için.

      Sil
  5. Ne güzel bir paylaşım olmuş...takipteyim bundan sonra...ayrıca linkwithin.com dan benzer yazılar kodu alabilirsin yazdığın bir yazının altında 4-5 türlü farklı yazın da görünür ve tıklanır...naçizane tavsiyem,sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldiniz.
      İnanın kod eklemek falan hiç beceremem ama deneyeceğim. tavsiyeniz için teşekkürler.

      Sil
  6. Gülümseyerek okudum yazını;hepsi olacak ama zamanı gelmemiş henüz.Çocuklar büyüdüğünde senin de evin bembeyaz olacak,derli toplu olur mu bilmem çünkü büyüseler de ha bire dağıtıyorlar.Arkalarını toplamak için ekstra vakit harcanıyor.Şebo demiş ki,bizimkiler yaşayan evler,aynen öyle.Gençken ben de dert ederdim,ev toplu olsun isterdim,aklım başıma geldiğinde fark ettim ki dağınıklık evdeki samimiyeti gösteriyor.Çocuklar büyüdükçe daha düzgün görünüyor ev üzülme.Süslü sofralar her akşam yemeğinde olmuyor zaten,dert etme,unutma ki o yayınlarda gördüklerin yayın yapmak için hazırlanmışlar.Çok da zor değil zaten,ha;yok tabağın altına bilmem ne,yok kenarına bilmem ne ,bunlar süsten püsten,gösterişten öte şeyler değil,tabağın içindekini huzur ve mutlulukla yiyorsan,gerisi boş.Kanaviçe ve etamin farkı için benim blogtaki Nakış başlığını bir dolan bak,yazmıştım orada.Aynı şeyler aslında,işlemenin tekniğinin adı kanaviçe.Etamin kanaviçe tekniğiyle işlenebilen bir kumaş türünün adı.Zaman içinde işlemenin adı olmuş.Sana gereken bir ivme sadece,bloglarda gördüğün her şeyi sen de yapabilirsin,yapanlar da kuş kondurmuyorlar.Ben de o yapanlardan biri olarak bunu söylemeye hak gördüm kendimde 😊Çocukların,işin,evliliğin vs nin yorgunluğu seni pasifize etmiş,üzülme,hepimize oluyor,oldu.Bu akşam bir yerden başla mesela.Ama tek bir şeyle başla,hepsi bir anda olmaz.Ha sonra,duvarları boya ama bir duvarı kızlara bıarak,özgürce karalasınlar,karalama yaşları geçince orayı da boyarsın.Hem sonra,nşye üzülüyorsun ki,benim çocuğum spor,müzik yapmıyor diye.Gerçekten isteseler başının etini yerler zaten,istemedikkeri şeyi niye yapsınlar ki?Başkalarının envai çeşit spor ve müzik eğitimi aldırdıkları çocukkardan kaçı sporcu ya da müzisyen oluyor ki,neredeyse hiç.O zavallı yavrular hiç istemeden ,ana babaları tatmin olsun diye yapıyorlar bunları.Yani üzülme,çocuğun istese,senden ister zaten.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevda hocam ne güzel bir yorum olmuş bu. Zamanla benim de olur di mi? Şaka bir yana da benim ki bir iç dökme, sorularıma cevap arama gibi bir yazıydı. Etamin ve kanaviçeye de birtek senden cevap gelirdi zaten. Çok fazla boşverdim. İtici bir kuvvete ihtiyacım var. Kendim için bişeyler yapmayalı çok oldu. Bunun için de kızların büyümesini bekliyorum. İnşallah geç kalmam.
      Yorumunuz içimi rahatlattı, çok teşekkürler samimiyetiniz için.
      Sevgiler.

      Sil
  7. bayıldım nefis nefis yazmışsııın yaaa hayat işteeee :)

    YanıtlaSil
  8. İnternet ne kadar acı verir insana bazen değil mi...yazdıklarının çoğu bende de var hatta tünü diyebilirim evet hepsi var..oturup düşündüğüm bir şeydir neden olmuyor nerede hatam var sanırım günlük olarak kendine 1 saat ayırmak bile seni mutlu edecektir kimse için değil göstermek sergilemek için değil..bir gün oğlumun montunu tamir ettim kol kısmında patlama vardı oturdum söktüm iğne ile tutturdum ve sonunda diktim,nasıl mutlu oldum izah edemem işte böyle küçük şeyler yap...gerek blog gerek sosyal medyadan da biraz uzak durmalıyız diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru tespit. Sosyal medya yüzünden insanlar kendilerinden şüphe eder hale geldi. Onda var bende niye yok? o yapıyor ben niye yapamıyorum? O gidiyor ben niye evdeyim?
      Eski kazağımdan kırlent yapmaya başladım. bakalım ne zaman biter?
      Çok teşekkürler.

      Sil
  9. Ben şöyle yaptım. Evdeki eşyanın çoğunu bir derneğe bağışladım ki. Koltuk takımını böldüm verdim, üçte biri kaldı bende. Orta sehpa, zigon sehpa yok. Bir ağaç kütüğünü koltuğun yanına iliştirdim. Makyaj masam yok mesela. İşçilerin inşaatta kullandıkları paleti inşaattan aldım. Boyadım kullanıyorum. Gören nereden aldın diyor. Ne kadar az eşya o kadar ferah ev. Eşyaya asla para vermem. Giysi, ayakkabı, çanta almam. Mağaza gezmekten nefret ederim zaten. Kuaföre para vermem. Tek lüksüm kitap. Kitap alırım bunun yerine.
    Ben de büyük şehirde yaşamıyorum bu yüzden sürekli dağ bayır dolaşıyorum. Gezerken kraker alıyorum piknik misali. Et yemediğimden lokantanın cazibesi kalmıyor gözümde.
    Evde tv açmıyorum. Sadece maçtan maça. Bir şey izlemediğimiz için çocuğum da çizgi film izlemiyor. Onun yerine kitap okuyorum, minik de benden özenip okuyor.
    Mutfak konusunu hiç sevmem. Yemek yapar çıkarım, uğraşamam bık bık süslemelerle. Herkesin hoşuna giden bir alan var ne yapalım. Örgüde de daha geçen seneye kadar zincir çekmeyi bilmezdim, video izleyerek yastık kılıfı ördüm. Bunlar zaman meselesi, ilgi meselesi. Fotoğraf çekmeyi seviyorsan bir tane mutlaka aldır. Bin liraya da var on bin liraya da. National Geographic için çalışmayacağız ya işini görsün yeter.

    Çok içten yazmışsın, bence bu yok dediğin şeylerden daha fazlası var sende; samimiyet ve dürüstlük. Harikasın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Az eşya çok mutluluk kesinlikle. Ama zamanında evlenirken yapmışız hatayı. Çocuklar büyüdükçe evdeki eşyalar değişiyor ama azalmıyor. Ev de küçük olunca düzene zor giriyor. Boyama işlerine ben de girişmek istiyorum. Becerebileceğimi sanıyorum ama herşey anında olsun bitsin istiyorum.
      Eskiden bisiklet sürerdim şimdi evimde bisiklet koyacak yer yok. Alışveriş ve kuaför konusunda hemfikirmişiz.
      Yavaş yavaş el işi yapmaya başlayacağım ben de. Hayat tarzınız ne güzelmiş.
      Çok teşekkür ederim, bilmukabele.
      Sevgiler.

      Sil
  10. Bahsettiğin konulara hiç imrenmiyorum nedense. Gerçi bende de bir tuhaflık olabilir :) Alışverişi, parayı, eşyayı sevmeyince. Ay kız hasta mıyım ben yoksa :) ❤

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok Emine'ciğim normalsin. Bende de yürek yok zaten o kadar şeyi yapmaya, para harcamaya. Ne imkan var ne zaman. Sen de doğalsın mesela ne güzel. ♥

      Sil
  11. Şöyle yapsak mı?

    Mesela 2017 yılına kendine önce hediye olarak bi sukulent hazırlasan
    Sonra kitap ve film faslı olsa
    Kitap okuma saatleri yapsanız tv kapatıp çocuklarla 1 saat hem kafa dinlersin hemde çocuklarına örnek olursun
    Zamanla enerjin yerine gelse gezemeler eklense
    He ne dersin :)
    Aslında farkında olup kendini sorgulaman ve yazmanda çok büyük bir başarı bir adım
    Bende seni tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başladım Sevdacığım, ufaktan kaktüs ve çeşitlerini bulmaya.
      Kitap okuma işi evde Sarı Fırtına ile zor. Ece uyar da ufaklık mahvediyor bizi.
      Enerjimi kazanmam için start vermem lazım haklısın.
      Sağol arkadaşım.

      Sil
    2. yeni bir yıl yeni umutlar yeni başlangızlardır.
      Ben başaracağına inanıyorum. Çünkü kendini bu kadar güzel eleştirebilen birisi herşeyi görebilen.başarmak için mücadele verebilendir.
      sevgiler arkadaşım. Minikleri öpüyorum

      Sil
    3. Benim de umudum var 2017 den Sevda.
      Yeni kitabıma başladım. Çok fazla tembelliğimin arkasına sığınıyorum onu farkettim.
      Sağol cnm. Öperim.

      Sil
  12. Bence her şeyi büyük şehre ve maddiyata bağlamamalısın.Senin de bulunduğun yerde yapabileceğin o kadar güzel şeyler vardır ki :) Yokluğa odaklandıkça yokluk büyür :( Var olanlar üzerinden git bence :) Bir de her şeyin olumsuz yanı olduğu gibi mutlaka olumlu yanı da vardır.Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaşadığım şehri sevmediğim anlamına gelmiyor ama çocuklar için buraya tiyatro kaç ayda bir geliyor mesela.
      Ama hakikaten siz deyince farkettim bardağa hep boş tarafından bakınca fena oluyor. İnsan sürekli olumsuz tarafları görüyor.
      Hocam hayata pesimist bakanlardanım kabul ediyorum maalesef.
      Sevgiler hocam.

      Sil
  13. Büyük bir şehrin tam da orta yerinde yaşıyordum. İki küçük çocuğum, yoğun bir işim, dağınık bir evim, hiç gerçekleştirilemeyen bir dolu planım, görüşülemeyen arkadaşlarım vardı ama hiç zamanım ve enerjim yoktu. Üstelik borçlar çok, para azdı...

    Sonra herşey yavaş yavaş oldu. Önce ben bakış açımı biraz farklı bir yöne kaydırdım. Azıcık! Televizyonu yetişkin hayatımızdan çıkardık. Sadece çocuklar için biraz çizgi film izlemek için kullanmaya başladık. Arada bir ekranı bir film için kullandık. Bu da bize öncelikle akşamları ciddi zaman kazandırdı.

    Sonra haftalık yemek listesi yaptım. Haftanın her günü tek çeşit yemek ve hep aynı gün aynı yemek. Pazartesi kuru fasulye, salı balık, çarşamba çorba, perşembe köfte vs. Böylece yemek derdi azaldı. Sofrayı çocuklara kurdurmaya başladım. Tabakları, çatalı, kaşığı, bıçağı, bardakları onlar masaya getiriyor ve kaldırıyorlar. Böylece her sofra bize şahane güzellikte görünmeye başladı. Çünkü nasıl uğraştıklarını görünce o masanın beğenilmemesi imkansız :)

    Haftasonları için aylık plan yapmaya başladım. Her haftasonu için bir program. Bazen müze gezisi (Müzekart şart :) bazen tiyatro veya sinema, bazen çocuklu arkadaş veya akraba ziyareti, bazen anne-kız, baba-oğul özel zamanları gibi. Diğer haftasonu gününde de mutlaka bir park. Genelde sandviç veya kek, yanında meyve ve kuruyemiş götürdük yanımızda. Bunlar az para ile yapılabilen şahane aile etkinlikleri oldu. Çektiğim fotoğraflar da gayet güzeldi laf aramızda :)

    Dolaplardaki kıyafet için kullandığım alanları sınırlandırdım. Yazlık-kışlık ayrımı olmaksızın tüm kıyafetler aynı yerde. Bu şekilde kıayfet almamaya başladım. Çünkü yer yoktu ve kıyafet çoktu :)) Farketmeden epey zekice bir hareket yapmışım, sonradan anladım :)

    Az iş, bol zaman sahibi oldum bu sayede. Sonra bir baktım, akşamları hırka örmeye başlamışım. Daha çok kitap okur olmuşum.

    Ha yetti mi? Yetmedi tabii. Sonra küçük bir kasabaya taşındık ve sadeleşmek için hala gitmem gereken bir dolu yol olduğunu farkettim. Sosyal medya, hep iyi yanımızı ortaya koyduğumuz bir alan doğası gereği. Çok da prim vermemek gerek :)

    Uzun oldu biraz farkındayım. Paylaşmadan edemedim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beni yapabileceğim konusunda cesaretlendirdiniz. Adım atmakla başlıyor herşey. Hayatımızda çok negatif şeyler var bu ara.
      Sizin aktivitelerinizi çok beğeniyorum zaten. Kamplarınız, anne kız günleriniz.
      O dolap işini ben de bu sene yaptım. Dediğiniz gibi yazlık kışlık olayını ortadan kaldırdım ve neye ihtiyaç olduğunu daha net görüp ihtiyaç fazlası alışverişi ortadan kaldırdım.
      Ah şu sosyal medya. Minimalist bir hayat için benim daha çok yolum var.
      Teşekkürler bu güzel paylaşım için.

      Sil
  14. Ben direk olarak bunun geçici bir dönem olduğunu düşündüm. Dönem dönem hepimiz benzer duyguları yaşıyoruz bence...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım öyledir Nihan. Zira ben bile benim bu halimden sıkıldım. Silkelenmek lazım biliyorum.

      Sil
  15. Evin dağınıklığını hiç kafana takma sonradan çok pişman olursun öyle düşündüğün için şöyleki: çocuklar küçükken haliyle dağılıyor ev ben de bir Zaman'lar çok kızardım çocuklara evin hep dağınıklığından şikayet ederdim tabi çalışıyordum da o dönemler sonra çocuklar büyüyüp yuvadan uçtu ev dağınık değil derli toplu ama o sıcaklığı yok hep o günleri özlemle anıyorum neyse duygusallık bağlanacağım demem o ki anladığım kadarıyla ileride yaşayacağınız öyle güzel günleriniz olacak ki evi her zaman derli toplu tutarsı da çocukları küçüklüğüne döndüremezsin .
    Sevgi ve selam olsun.

    Not: umarım beni yanlış anlamazsınız .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru söylemişsiniz. Yanlış anlaşılacak bir şey yok ortada. Ama ben bu tahammülsüzlüğümü napacam bilmiyorum. Görmezden gelmeliyim bazı şeyleri.
      Sevgiler

      Sil
  16. İnsanın küçük çocukları olunca hiçbir şeye yetişememesi çok normal Nihan bence hiç üzülme. Önemli olan hava alıp ailecek birlikte zaman geçirmekse inan bana sahilde yenen o çekirdeğin tadı hiçbir şeye değişilmez. O hep tertemiz derli toplu olan evler sadece moda dergilerin de ve dizilerde oluyor. Bekar bir erkeğin bile tek toz tanesi olmayan evide sadece dizilere mahsus. İnan çekimlerden sonra onlarda dağınıktır üzülmeye değmez. Çocuklarımızın yaşadığı evlerimiz yani cıvıltının, nefesin bol olduğu evler. Mutfak evet zaten neredeyse bütün günümüzü alıyor ne yazık ki. Ve onca emek 15 dakikada silinip süpürülüyor. Sofrada ne olduğunun ne önemi var ki bence sofranın üstündekilerden çok etrafındakiler önemli. Bütün bir ailenin tam takım halinde bir arada olduğu tek ortam onun için bence yemekten daha çok ortamın tadını çıkarmak güzel olan. İnan bana bende hiçbir şeye vakit bulamıyorum. Ve 3-4 sayfa kitap okuyabilmek bir iki program izleyebilmek ya da azıcık kafamı dinleyip bunu da kendim için yapıyorum diyebilmek için gece uyku saatimden çalışıyorum. Yoksa 24 saat yetmiyor gerçekten yetmiyor 😄. Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kadar şikayet ediyorsam niye çocuk yaptım di mi? Nankörlük sanırım yaptığım. Kendime çeki düzen vermem lazım. Bu konuda frenlemeye çalışacağım. Çok teşekkür ederim.
      Sevgiler.

      Sil
  17. Aslında bazı seyleri biz kendi kendimize engelliyoruz. Bence herkes kendi içinde bulunduğu sartları değerlendirmeli Avrupa'da mesela enstruman çalmak cocuk işi iken Sahil ülkelerinde yüzmeyi öğrenmek cocuk işi. Şehirde yasamamın verdiği getiri ve götürü farklı iken kasaba be köylerin getirdiği diger avantajları değerlendirmek gerek. Vs.... Mesela Avrupa'da yasayan biri gezerken para harvamaz, zaten schengen bir de biz otelde kalmayız hiç sağdan soldan dostlarımız varsa onların olduğu ülkelere gideriz ;) mesela arabayla 7 saat gidip 1 hafta arkadaşlarda kaldığımızda masrafımız olmadan bezeriz. 1 haftaki ev masrafı kadar gider cepten. Evde duracağımıza sağa sola gideriz. Bisikletle Avrupa'yı gezen minik gezgin var bizim evde harcadığımız kadar para harcamazlar eminim. Bazı seyler fırsatları görebilme işidir. Mesela ben Abu Dhabi de yaşarken çocukların yüzme öğrenme imkanını kullanmadığım için daha sonra cok pişman oldum Almanyaya geldiğimizde de yüzme cok pahalıydı göndermedim. Almanya'da da her evde piyano var enstrüman çalmak dış fırçalamak gibi olmuş ;) burda da bu imkanı degerlendirmeZsem burdan ayrıldığımız Zaman pişman olucam vs.... Yaşadığınız yerde neler yapabileceğinize odaklanmak daha iyi herseyi aynı anda yapmak zaten mümkün değil. Ekip biçmek doğaya girmek, toprakla hemhal olmak eger köy yerinde iseniz sehre taşınacak olursanız bulamayacağınız seyler. mesela bu sene hiç kitapnokuyamadım nerdeyse ama biliyorum cocuklar büyüdükçe okuyacağım, herşeyin Zaman'ı var. O zaman ve mekanda size sunulmuş olanlara odaklanırsanız belki....

    YanıtlaSil
  18. Söyledikleriniz çok doğru. Bir de çocuklardan gelecek talepler de önemli. Sırf ben istiyorum diye kızımın bişeyler yapması ona bişey katmayacaktır.
    Teşekkürler.
    Yalnız ne kadar çok yer gezmişsiniz. Bazen öyle bir hayatım olsun istiyorum. Yerleşik bir hayattansa gezgin bir hayat. Ama bazen :)

    YanıtlaSil
  19. Ne kadar samimi yazmışsınız, tebrik ederim :)
    Açıkçası ben de enstrüman çalanları kıskanıyorum. Keman çalmak çok isterdim. Bir de dediğiniz gibi gezenler var... Ben de büyük şehirde yaşıyorum ama gezmiyorum. Neden bunu yapıyorum bilmiyorum, üşengeçlik sanırım. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşte asıl nokta bu. Üşengeçlik. Ve bu bende fazlasıyla mevcut.

      Sil

Sen de yaz yaz yaz
Bir kaç satır yaz
Dök içindekileri :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...