24 Mart 2011 Perşembe

İçime Kar Yağıyor



Ne oldu bana? Üşüyorum.

Az önce kreşten aradılar. Ece nin ateşi çıkmış. Hafif mızmızmış. Annem de yok. Napacam ben şimdi? Ne yapmam gerekir? Hemen izin alıp , kızımın kreşine gitmem ve ardından bir doktora götürmem gerekir değil mi? Ama yok ben hala masamın başında oturmuş içimdekileri kağıda dökmeye çalışıyorum. Ellerim buz gibi. İçim titriyor. Hava mı soğuk yoksa ben mi? Bir garip oldum ben bu aralar.

Anneliğimi, eşliğimi, işimi, ev hanımlığımı, arkadaşlığımı, çocukluğumu sorgulayıp duruyorum. Hiçbirinin hakkını veremiyorum.  
Benden olsa olsa deniz anası olur. Bildiğiniz deniz anası. Başka da bir halt olmaz. Sırf çalışıyorum diye, ne anneyim, ne eşim, ne arkadaşım, ne kadınım, ne evladım…ne ne..
Uzar gider. Yetemiyorum, yetişemiyorum.

Kızıma hiçbir zaman tam anlamıyla annelik yapamadım. Uyumaz kızarım, susmaz kızarım, ağlar kızarım, dağıtır kızarım, kızarım da kızarım. Ben kimim ki? Ne için kızıyorum ki? Karşımdaki çocuk ya. Henüz 2,5 yaşında bile değil ki. 
Birgün mutfakta yemek hazırlıyorum ve her zamanki gibi Ece tezgahta oturmuş beni seyrediyordu. O zamanlar kendi kendine bir şeyler mırıldanıyordu. Kreşe yeni başladığı dönemler.
Patlıcan oymadın mı?
Yemeye doymadın mı?
Anne beni kınama
Sen çocuk olmadın mı?

İşte her şeyi anlatan iki cümle. Ben kızıma kızıyorum , hem de bir zamanlar çocuk olduğumu unutarak.
Hiç unutmam . Sanırım ilkokula gittiğim yıllardı. Babam o zamanlar Arabistan’da çalışıyordu. Anneme mektup yollamış annem de okurken ağlıyordu. Neden ağladığını sordum. Bana : “ baban beni üzüp üzmediğini sormuş” dedi,  ama benim onu üzdüğümü söylemişti.
Gerçekten mi üzüyordum, yaramaz mıydım, yoksa sadece daha fazla üzmemem için uyarı anlamında beni üzmek için mi söylemişti anlamamıştım.

Kızmamak için kendime çok söz veriyorum ama hepsini yutuyorum. Beni bekleyen bir sürü iş varken kızımın isteklerini yerine getirmek beni acayip sinirli birine dönüştürüyor. E kendini bilmez kadın, madem böyle birisin neyine senin çocuk ? demezler mi?

İş yerimde sırf izinlerim göze batmasın diye izin almaya çekiniyorum. Var mı böyle bir şey ya?
Ev işleri bekliyor diye, eşime olan soğukluğuma ne demeli?
Onbeş günden fazla hasta yatan annemi görmeye gidememiş biriyim ben? Üstelik on dakikalık mesafede otururken. Bunun bahanesi ne olabilir ki?
Arkadaşlarımı ihmal ediyorum. Hepsi bir telefon kadar uzaklar sadece.
En önemlisi , her şeyden önemlisi kızıma annelik yapamıyorum. Ben benim gibi bir annem olsun ister miydim? Ne yalan söyleyeyim istemezdim.

İçime kar yağıyor. Üşüyorum. Oysa bahar gelmedi mi?
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...