10 Ekim 2016 Pazartesi

Eski bayramlarda çocuk olmak

Bayram değil seyran değil ne alaka diceksiniz ama , sevgili Deep istedi böyle bir yazı yazmamı. Hafızamı biraz zorlamam gerekecek.

Malumunuz 79 doğumluyum. Çok güzel bir dönemin çocukluğunu yaşadım.
Sanırım 5-6 yaşlarındaydım. Büyük bir avluya bakan bir sürü evin olduğu bir yerde oturuyorduk. Babam yurtdışındaydı o zamanlar. Bir sürü çocuktuk o avluda. Sokaklara yalnız çıkabildiğimiz dönemler. Bayramda ne olursa olsun annem bize hep yeni giydirmeye çalışırdı. Eskiden hiç bir akraba atlanmazdı bayram ziyaretlerinde. Harçlığımızı alır almaz gideceğimiz tek yer vardı. Muhtar Süleyman'ın mahalleye kurduğu dönme dolap. 5-6 çocuk otururdu sandalyelere ve başlardı Süleyman amca çevirmeye. Nasıl mutlu çocuklardık anlatamam. Defalarca binerdik.



 Sonra biraz büyüdük ve başka mahalleye taşındık. Babam fırıncı benim bu arada. Mis gibi pideler pişirir. Evlerimiz hep fırına yakın olurdu. Çünkü en sağ kolu hep annemdir. Annem çok yoruldu garibim. Hem fırına hem eve yetmeye çalışırdı hep. Ramazan gelince bizim buraların meşhur kömbesi vardır. Kağke de denir. Çok çok yapılır ve hiç bayatlamaz. Bir kaç aile bir araya gelip, herkes sırayla kendi kömbesini yapardı. Çocuklar için harika zamanlar çünkü uyku yok bol yaramazlık var. Hele bir de kömbe yapımına katılmışsan değmeyin keyfimize. Fırınlarda kuyruklar oluşur, kolay kolay tepsi bulunmaz. Çünkü bildiğin taş fırınlarda siyah kocaman tepsilerde pişerdi bu kömbeler ama eskiden. Babamlar günlerce uyumadan kömbe pişirirdi. Artık herkes hazırına kaçmaya başladı. Dolayısıyla mahalledeki kömbe kokuları da bir bir silinmeye.
Ramazan bitip bayram gelince yine başlardı bayram ziyaretleri. Çok iyi hatırlıyorum kırmızı bir Renault Steyşınımız vardı. Giymişiz bayramlıklarımızı bayram ziyaretlerine başlamışız. Bu arada o kömbe tepsilerinin her birinden ikişer tane almak gibi bir hakkı vardı fırıncının. Babam da evden çıkınca bu topladığı kömbeleri arabanın bagajına koyar gittiğimiz her ziyarette dağıtırdı. Eskiden çok fazla çikolata dağıtılmazdı bayramlarda ama Arabistan'da bir tanıdığı olanın muhakkak revedor kolonyası bulunurdu. Düşünsenize yurtdışından gelmiş bişeye sahipsiniz. Aman allahım o nasıl bir koku. Astımınız falan varsa mazallah.

İşte benim çocukluğumun bayramlarından bana kalan bir kaç anı. Artık bayram denince herkes tatil planı yapıp evden kaçmaya başladı.

Sevgili Deep umarım istediğin gibi bir yazı olmuştur.

Bu arada görseller internetten alıntıdır.

Sevgiyle kalın.

12 yorum:

  1. Ben de çocukluğumdan beri limon kolanyasını çok severim.Bayramlardan kalma bir alışkanlık sanırım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belki de. Eskiden onlar da eczaneden doldurulurdu :)

      Sil
  2. bayıldııım koycam bloguma. revedor. altın rüya demek fransızca. manuel dönme dolap. bir avluya bakan evler allam nasıl güzel bişi olmalı ne güzelmiş çocukluğunuun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senin kadar güçlü değil kalemim, elimden geldiğince anlatmak istedim.
      Çocukluğum çok güzeldi gerçekten.

      Sil
  3. ahhh çocukluğumuz değil mi Nilhan'ım...
    Sırf Oytun biraz bayramdan anlasın diye Köye gitmeye çalışıyorum...
    Bilsin çocuk bayram harçlığını, bayram ziyaretini :)

    Öpüyorum seni...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle götür. Benim çanta takmayan kızlarım harçlık hatırına çanta takıyorlar bayramlarda. Bir de annem hep der çocuklara hep cepli şeyler giydirecekmişsin ki, kısmetlerini kesmeyesin. Eskiden direkt ceplerine konurmuş çocukları, bu bir avuç leblebi ya da şeker olsa bile.

      Öperim cnm

      Sil
  4. nerde kaldı o eski bayramlar canımcım...Hayallerde...düşlerde...
    yüreğine sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef öyle sevgili Minty. Elimizden geldiğince yaşatmaya çalışıyoruz. Mesela bize kimse gelmez ama yine de kolonyamız çikolatamız hazır bekleriz belki gelen olur diye.

      Sil
  5. Yazınız insanın içini ısıtıyor. Ne kadar sahici. Okurken ben de yaşadım yazdıklarınızı adeta. Sizin kömbe ve fellah köftesi Taş Ev sayesinde buralarda da meşhur olma yolunda:) Hem de ev yapımı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne mutlu bana yansıtabilmişsem eğer.
      İnşallah bir gün yolumuz düşecek sizin oralara. Hissediyorum. Sağolun varolun.

      Sil

Sen de yaz yaz yaz
Bir kaç satır yaz
Dök içindekileri :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...