8 Mart 2013 Cuma

Mart'ın 8'i








 Neredeyse hergün  haberlerde kocası tarafından şiddete, tehdite maruz kalan hatta öldürülen bir kadının haberi çıkar oldu.

En son okuduğum kitapta şu bölümü sevmiştim.

"....... Bilhassa tahammül edemediğim bir şey, kadının erkek karşısında her zaman pasif kalmaya mecbur oluşu... Neden? Niçin dâima biz kaçacağız ve siz kovalayacaksınız?.. Niçin daima biz teslim olacağız ve siz teslim alacaksınız? Niçin sizin yalvarışlarınızda bile bir tahakküm, bizim reddedişlerimizde bile bir aciz bulunacak? Çocukluğumdan beri buna daima isyan ettim, bunu asla kabul edemedim. Niçin böyleyim, niçin diğer kadınların farkına bile varmadıkları bir nokta bana bu kadar ehemmiyetli görünüyor? Bunun üzerinde çok düşündüm. Acaba bende anormal bir taraf mı var, dedim.

Hayır, bilakis, belki diğer kadınlardan daha normal olduğum için böyle düşünüyorum. Çünkü hayatım, sırf bir tesadüf eseri olarak, diğer kadınları mukadderatlarını tabii görmeye alıştıran tesirlerden uzak geçti. Babam, ben daha küçükken öldü. Evde annemle ikimiz kaldık. Annem, tabi
olmaya, itaat etmeye alışmış olan kadınlığın adeta bir timsaliydi. Hayatta yalnız yürümek itiyadını kaybetmiş, daha doğrusu bu itiyadı asla kazanmamıştı. Yedi yaşında olduğum halde onu ben idare etmeye başladım. Ona ben metanet tavsiye ettim, akıl öğrettim, destek oldum. Böylece erkek tahakkümü görmeden, yani tabii olarak büyüdüm. Mektepte kız arkadaşlarımın miskinliği, emelleri beni daima tiksindirdi. Hiçbir şeyi, kendimi erkeklere beğendirmek için öğrenmedim. Hiçbir zaman erkeklerin önünde kızar-madım ve onlardan bir iltifat beklemedim. Bu hal beni müthiş bir yalnızlığa mahkûm etti. Kız arkadaşlarım benimle ahbaplık etmeyi ve fikirlerimi kabul etmeyi zevklerine ve rahatlarına aykırı buldular. Hoş tutulan bir oyuncak olmak, onlara insan olmaktan daha kolay ve cazip geliyordu. Erkeklerle de arkadaş olmadım. Aradıkları yumuşak lokmayı bende bulamayınca müsavi kuvvetlerle karşı karşıya gelmektense kaçmayı tercih ettiler. O zaman erkek azminin ve kuvvetinin ne olduğunu gayet iyi anladım; dünyada hiçbir mahluk bu kadar kolay muvaffakiyetler peşinde koşmaz ve hiçbir mahluk bir erkek kadar hodbin, kendini beğenmiş ve nahvetli*, fakat aynı zamanda korkak ve rahatına düşkün değildir. Bir kere bunları fark ettikten sonra erkekleri sahiden
sevebilmem imkânsızdı. En hoşuma giden ve birçok hususlarda bana yakın olan adamların bile, küçük vesilelerle, bu kurt dişlerini gösterdiklerini; her ikimize aynı derecede zevk veren beraberliklerden sonra, özür dilemeye, himaye etmeye çalışan, fakat aynı zamanda
herhangi bir şekilde muzaffer olduğunu zanneden ahmakça bakışlarla yanıma sokulduklarını gördüm. Halbuki acınacak halde olan, zavallılıkları meydana çıkan onlardı. Hiçbir kadın, ihtiras halindeki bir erkek kadar âciz ve gülünç olamaz. Buna rağmen bu hallerini bir kuvvet tezahürü
zannedecek kadar yersiz bir gururları vardır... Aman yarabbi, insan deli olur... Kendimde hiçbir gayri tabii temayül bulunmadığını bildiğim halde, bir kadına âşık olmayı tercih ederim."
*Kibirli. ..."

diye devam ediyordu Kürk Mantolu Madonna.

Benim için bugün bişey ifade etmiyor ama yine de adet yerini bulsun, günümüz kutlu olsun.

Not: Kızamık aşımızın tarihi de bugün. Yaptık rahatladık.

8 yorum:

  1. Çok doğru bir yazı..
    senin de günün kutlu olsun
    öpüldün:)

    YanıtlaSil
  2. Kesinlikle bu kitabı okumalıyım diye tekrarlıyorum :)
    Hadi bende adeti bozmıyım ;) Kadınlar günün kutlu olsun Nilhanım ...

    YanıtlaSil
  3. Benim için tarihsel mücadeledeki anlam çok önemli aksi sevgililer günü gibi içi boşaltılabiliyor. O dayanışma o direnç

    YanıtlaSil
  4. ben de kadınlar gününüzü kutlarım,adet yerini bulsun ...Dilerim kadınlar için adalet de yerini bulsun ...

    YanıtlaSil
  5. Katiliyorum dusuncelerine, hediyelesme isine dokuldu son yillarda..

    YanıtlaSil
  6. kapitalizm herşeyin olduğu gibi bunun da içini boşaltma çabasında, ve malesef, Sebahattin Ali'nin anlattığı kadınlar da farkında olmadan bunu destekleyip, kadınlar için hediye alıncak güne çeviriyorlar,
    hediyelerin büyüsüne kapılıp, cinayetler, kadın istsmarları hep yok sayılıyor malesef.

    YanıtlaSil
  7. Ben 8 marta inanmıyorum, kutlamıyorumda!!

    YanıtlaSil
  8. Kocam çiçek getirmiş, kafasına atacaktım. O derece dolmuşum artık :)

    YanıtlaSil

Sen de yaz yaz yaz
Bir kaç satır yaz
Dök içindekileri :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...