
Her bir harf bittiğinde değerlendirme sınavı yapıyor öğretmenleri. Maşallah şimdiye kadar hep hatasız geldi bu kağıtlar eve.
En çok "Aferin" kaşesini gördüğümde şaşırmıştım ben. Yani eskiden öğretmen el yazısıyla yazardı. Şimdi bunun da pratiği çıkmış.

Cuma günü toplantı vardı okulda. Hiç beklemezken toplantının içine yine para kaçtığını öğrendik. Dört yıl kreşte çektiğimiz yetmemiş gibi, yine yıl sonu gösterisi varmış ve para toplanacakmış. Ben çok sıkıldım ne yalan söyleyeyim. Eskiden resmi bayramlar vardı, öğretmen katılacakları seçerdi. Çıkan çıkar, çıkmayan bayramları seyretmeye giderdi. Şimdi tutturmuşlar bir yarı yıl gösterisi, 29 Ekim kutlama etkinliği, yıl sonu, öğretmenler günü, hatta anneler günü... Her şey kutlama yapmak için bahane olabiliyor.
Kızım okuyor artık. Öğretmeni ona hikaye kitabı vermiş. Sınıfta okumayı çözenlere hediye etmiş. En son "y" harfini bitirdik dün.
*****
Safiye ile dönüş yapmasaydım keşke kitap okumaya. Üç kitap okurdum onun yerine. Çok süründü. İteleye iteleye bitti sonunda. Şimdi Bağdat Caddesi Güzeli'ne başladım.
*****
Çıkıklar benim kaderim galiba. Çarşamba günü işten çıktım. Ece yi aldım eve geçtik. Babamız geç geleceğini söyledi. Elektrikler yok. Ece ile mum ışığında biraz ödev yaptık. Yemek molası. Ela ya armut dilimi soydum eline vereyim de biz yemek yerken mızıldanmasın dedim. Ama bir tuhaflık var. Normalde herşeyi havada kapan Ela sağ kolunu oynatmıyordu. Tek eliyle armutu tutmaya çalışıyor ve her seferinde düşürüyordu. Ece ye sordum: " annecim yanına uzandığında kolu altında falan mı kaldı" diye. "hayır anne ama olmuşsa da bilerek olmamıştır değil mi anne?" dedi kuzum.
Salona geçtik. Kanepeye koydum Ela'yı. Sağ kol kalkmıyor kuzunun. Ben kaldırmak istediğimde ise suratı acı bir ifade alıyor ve ağlayacak gibi oluyor. Ece'den deneyimliyim. Çünkü onun kolunu ben çıkarmıştım. Kolunu nasıl oynatamadığına şahit olmuştum. Bakıcımızı aradım, gündüz böyle birşey olup olmadığını sordum. Sadece giydirirken biraz ağladığını ama kucağına aldığında da hemen sustuğunu söyledi. Her giydirmemizde ağladığı için, ters bişey olduğunu düşünmemiş. Kolda garip bişeyler olduğuna iyice emin olduktan sonra eşimi aradım, geç kalıp kalmayacağını sordum. Ela'nın kolunda bir terslik olduğunu söyledim. Hemen geliyorum deyip tel.u kapattı. Kahretsin elektrik kesik. Dışarda yağmur. Bir kolumda çocuk, Ece'nin ödevleri, benim hazırlanmam. Neyse gittik hastaneye iki dk sürmedi kolu yerine "çıt" diye girdi. Ağlamadı kuzum. Ece ninki daha ağrılı olmuştu. Kolu yerine takılır takılmaz, dr un verdiği kalemi ağzına götürmeye çalıştı. Ömrümüzden gitti yine.
Bunu da tarihe not düştükten sonra, hepinize sağlıklı günler, iyi haftalar.