Neyse gecikmiş bir post oldu, ama değinmeden geçemeyeceğim. Sevdiğimiz dostlarımız var bizim, hayatımızda oldukları için şanslı olduğumuz dostlarımız.
Geçen cumartesi işe gelmedim (burnumdan fitil fitil geldi zaten), İstanbul'dan misafirlerimiz vardı. Dilek & Beren ve Neslihan & Utku Bora. Çok güzel iki gün geçirdik beraber. Hava şanslarına kapalıydı ama buna rağmen ıstakoz gibi yandık. Ece, misafirleriyle çok ilgilendi, oyunlar oynadı diyemem. Zaten ben Ece'nin hiç kendi kendine ya da arkadaşlarıyla oyunlar oynamasına şahit olmadım. Varsa yoksa ben.
Dilek ve Nesli benim forumdan arkadaşlarım. Geçen sene ben gitmiştim Elif'ime , bu sene Elif Malatya'ya taşınınca, önce Malatya'ya gittiler, ordan da buraya bizi görmeye geldiler. Hoş geldiler , sefalar getirdiler. Beren cimcimesi sarı şeker. Dilli, zilli çıtı pıtı bir prenses. Utkuşum da akıllı ama Neslim hamile olduğundan artık en ufak şeye de tahammülü kalmamış. Oysa hiç yaramaz değil benim oğlum.
Gelirken de elleri kolları dolu dolu geldiler. Elifim Malatya'nın meşhur meyvesinden yollamış. Ecimo'ya kendi yaptığı muhteşem parmak kuklalardan yollamış, Zehra teyzemin diktiği, kendisinin süslediği çok güzel anne -kız önlüğü yollamış, buzdolabı için puzzle magnetlerden yollamış yine kendisinin yaptığı, faaliyetlerde kullanmamız için bir sürü malzeme masa örtüleri ve aklıma gelmeyen bir sürü şey.Çok marifetli olduğunu söylememe gerek yok değil mi?
Dilek'im yine Ecimo'ya elbise ve ayakkabı getirmiş ama tahmin ettiğim gibi kızımın dombili ayaklarına olmadı. Bana çok şık bir kolye.
Neslim annemi unutmamış çok şık bir fincan takımı getirmiş.Annemde kaldığından fotosunu çekemedim.İşin ilginci biz hiç fotoğraf çekilmedik. Ayıp bize yahu.bir daha kim bilir ne zaman tekrar görüşeceğiz?
Bu arada Almanya'dan Naim amcamız geldi, Zeki amcamız geldi ve hediyeler de geldi tabi ki beraberlerinde.Kareye sığmayanlar da var.
Daha bitmedi. En son olarak birkaç gün önce elimize geçen hediyemiz, tatatataaam Nil teyzemiz yolladı. Üzerindeki notu görünce gözlerim doldu. Ece'ye arayıp teşekkür edelim deyince "beğenmedim geri gönder" dedi yalancı böcek. Halbuki içi gidiyor. Ece'nin en sevdiği şeyleri kitaplarıdır. Ona vereceğim en büyük ceza onu kitapsız bırakmaktır. Sonra Nil teyzemizi aradık. Kitapta su aygırının söylediği şarkıyı Nil teyzemiz bize canlı canlı söyleyince pek hoşumuza gitti ve biz de öpücük yolladık.
Su aygırı olmak istemiyorum , yo yo yo
Zebra ya da bufalo, lo lo lo
Ağaçta şarkı söyleyen maymun,
Su aygırı yerine maymun olsam, ho ho ho :D
Şimdi uzun zamandır ihmal ettiğim ve çok özlediğim blogları ziyaret etme zamanı.
Herkese iyi haftalar.